Ekonomiyi Bekleyen Riskler / Erdoğan Süzer
(23.07.2014) Türkiye ekonomisi hem dış hem de iç konjonktürel, ekonomik ve siyasi belirsizliklerin, çalkantıların etki alanına doğru hızla ilerliyor. Risk tehdidi altında görünen büyüme, üretim, istihdam... |
Türkiye ekonomisi hem dış hem de iç konjonktürel, ekonomik ve siyasi belirsizliklerin, çalkantıların etki alanına doğru hızla ilerliyor. Risk tehdidi altında görünen büyüme, üretim, istihdam, ihracat, cari açık, borçlanma, enflasyon, faizler ve bütçeye her zamankinden daha fazla dikkat edilmesi gereken bir döneme giriyoruz. Türkiye cari açığı düşürmek için iç piyasada tüketimi kısmış, ihracatı ön plana çıkarmıştı. Üretim ve istihdam daha çok ihracat yoluyla sürdürülmeye çalışılıyordu. Yukarıda saydığımız bölgelerde yaşanan çalkantılar yarıya yakını ihracat olmak üzere 50-60 milyar dolarlık dış ticareti riske atmış durumda. Bu düzeyde bir ihracatta yaşanabilecek gerileme üretim ve istihdamı dolayısıyla da büyümeyi olumsuz etkileyecektir. Bu sıcak gelişmelerin cari açığa olası etkisi ise ihracatta azalma ve petrol fiyatlarındaki artış olarak iki koldan geliyor. İsrail ve IŞİD kaynaklı çalkantılar nedeniyle Orta Doğu petrolünün sevkiyatında yaşanan aksamalar petrol fiyatlarını yükseltip enerji bağımlısı ekonomimizin yumuşak karnı olan cari açığı daha da azdırabilir. Çanakçı operasyonu Babacan’a atılmış bir gol mü, yoksa Babacan’ın giderayak bürokratını güvenli bölgeye çekme politikası mı, bilemiyoruz. Ancak Babacan’ın önümüzdeki dönemde ekonominin dümeninde olup olmayacağı kritik önem taşıyor. Babacan eğer söylendiği gibi cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası dümeni bırakırsa, geride nispeten durgun suda elde edilmiş bir başarı hikayesi bırakacak. Ancak kalırsa hem iç ekonomide bir belirsizlik ortadan kalkacak hem de daha zorlu bir konjonktürde kendi başarısını gerçekten test edebileceği en uygun fırsatı yakalayacak. Kaynak: Bugün Gazetesi |