Çalışma Hayatında Sorunlar Çözülecek Mi? (2) / Resul Kurt
(22.11.2014)
Bir önceki yazımızda MÜSİAD tarafından 88. Genel İdare Kurulu Toplantısında sosyal güvenlik işlemlerine yönelik sorunlara getirilen çözümleri paylaşmış ve bu yazımızda İş mevzuatı ile ilgili...

 Bir önceki yazımızda MÜSİAD tarafından 88. Genel İdare Kurulu Toplantısında sosyal güvenlik işlemlerine yönelik sorunlara getirilen çözümleri paylaşmış ve bu yazımızda İş mevzuatı ile ilgili tespitleri ve önerileri ele alacağımızı söylemiştik.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik’e sunulan MÜSİAD raporunda yaşanan birçok sorun ve raporda yer alan ve kamuoyuyla paylaşılmasında yarar gördüğüm iş mevzuatına ilişkin bazı önemli tespitler:

1- Kısmi süreli çalışanların durumu netleştirilmeli

Uygulamada, işyerinin iş günlerinin tamamında çalışmayan kısmi süreli işçi, hafta tatiline de hak kazanmamaktadır. Buna göre kısmi süreli sözleşme ile çalışan işçinin yıllık izin hesabında hak kazanmadığı hafta tatilinin yıllık izin süresindeki hesabı netleştirilmelidir. İş Kanunu’nun 13. maddesinde “Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir” hükmündeki bölünemez menfaatler ilişkin açıklama getirilmelidir. Örneğin ihbar tazminatı, yıllık izin gibi uygulamada tereddüt yaşanan konular açıklığa kavuşturulmalıdır.

Hafta tatiline hak kazanmak için haftalık 45 saatlik çalışmanın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu hususu netleştirmek ve farklı uygulamalara yer vermemek için husus açıklığa kavuşturulmalıdır. Kısmi süreli sözleşme ile çalışanların süt izni ve yeni iş arama izni hususu netleştirilmelidir. 

Örneğin haftada 4 gün 1’er saat kısmi süreli sözleşme ile çalışan işçinin iş sözleşmesinin işverenlikçe feshi halinde ne kadar yeni iş arama izni kullandırılacağı tartışmalıdır. Önerimiz kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanların bu haklarının bölünebilir olduğu ve kıst hesaplama yapılması gerektiğidir. Süt izninin kullanımında işçinin talebi üzerine izinlerin birleştirilerek kullanılma imkânı sağlanmalıdır.

2- Belirli süreli sözleşmeler

İş Kanunu’nun 11. maddesindeki belirli süreli sözleşmenin uzatılmasına ilişkin esas neden tanımlanmalıdır. 1 yılı aşmayan belirli süreli sözleşmenin ilk kez yapıldığında esaslı neden aranmayacağı da belirtilmelidir.

3- İdari para cezaları

Gerek 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununa ve gerekse de 4857 sayılı İş Kanununa göre uygulanan idari para cezaları için doğruda dava açılması gerekmektedir. Bu uygulamada özellikle maddi hata veya idari yoldan çözülebilecek hususlar için dahi dava açılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle bu cezalar için önce idareye (Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü) itiraz ve akabinde itirazın reddi halinde dava yoluna gidilmesi yönünde düzenleme yapılmalıdır.

4- İbranameler gerçek hayatla uyumlaştırılmalı 

Uygulamada işçinin el yazısı ile alınan ibranameler dahi birçok defa geçersiz kabul edilmektedir. Uyum birlikteliği sağlamak adına keyfi yorumlar, işçi lehine yorum ile işverenin mağdur edilmemesi vs. sebepler ile ibranamelerin Noter tarafından düzenlenmesi şartı getirilebilir. Bu şekilde düzenlenen noter ibranameleri başkaca herhangi bir şart aranmaksızın ibraname konusu alacak bankadan ödendiğinde keyfiliklere yol açacak düzenlemeler yapılmamalıdır.

İşten çıkan işçi 30 gün sonra tekrar işyerine gelip ibraname mi verecektir? Böyle bir beklenti hiçbir şekilde hayatın gerçekleriyle bağdaşmamaktadır. Olması imkânsız düzenlemeler ile işvereni, işçi karşısında çok güçsüz ve savunmasız hale gelecektir.

Bu tarz düzenleme gelecek tarihli ibranamelerin işçi işten ayrılırken imzalatılmasına sebep olabilecek, düzenlenen belgenin geçerliliğine yönelik birçok hukuki ihtilaf çıkmasına, yargının bunlar ile zaman kaybetmesine sebep olacaktır. Bu bağlamda noter şartı her iki tarafı da tatmin edecek adil bir çözüm olarak kabul edilebilir.

5- İzin kullanımında sorunlar var 

Yıllık ücretli izinler en fazla 3’e bölünmesi ve bir bölümünün 10 günden az olmaması uygulaması çalışanlar açısından sorunlara sebebiyet vermektedir. Zira ülkemizde ulusal bayram ve genel tatil günleri arasındaki birkaç günlük yıllık izin kullanımı ile ortalama 9 günlük tatiller yapılabilmektedir. Bu nedenle çalışanlar 10 günden az kullanmama kuralına uymak istememektedir. Dolayısıyla çalışanlardan talep gelmesi halinde bir bölümünün beş günden az olmaması ve toplamda 4 parçadan fazla bölünmemesi kuralı getirilmelidir. Ayrıca avans verilmesi işçinin talebine bırakılmalıdır. Zira kredi kartının yaygın şekilde kullanımı nedeniyle işçinin maaşının bölünmemesi nedeniyle izinde avans istemediği görülmektedir. İşçi yıllık izin kullanırken avans istemesi halinde avans verilmesi yönünde düzenleme yapılmalıdır.



Kaynak: Star Gazetesi