Yurt Dışı Şube Kazançlarında Vergileme / Akif Akarca,Dr.Mehmet Şafak
(19.07.2018)
Bilindiği gibi tam mükellef gerçek ve tüzel kişiler yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerden elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler. Beyan edilen kazançların bir bölümünün yurt...

Bilindiği gibi tam mükellef gerçek ve tüzel kişiler yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerden elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler. Beyan edilen kazançların bir bölümünün yurt dışında vergilendirilmiş olması mümkündür. Bu durumda mükerrer vergilemeyi önlemek için yurt dışında ödenen vergilerin yurt içinde verilen beyannamelerde dikkate alınması gerekir. Yurtdışı şube kazançları bazı şartların varlığı halinde gelir veya kurumlar vergisinden istisnadır. Bu gün yazımızda yurt dışı şube kazançlarının vergilendirilmesi üzerinde duracağız.

Türkiye’de kurulu bir şirketin yurt dışı şubesi ve kazancı

Ticari işletmeler amaçları doğrultusunda yurt içinde ve yurtdışında şubeler açabilmektedir. Faaliyetlerin etkin şekilde yürütülmesi şubeleşmeyi gerekli kılabilir. Şubeler üçüncü kişilerle bağımsız şekilde doğrudan hareket imkanına sahipse de teşkilatlanmaları işletme politikalarının belirlenmesi merkeze aittir. Merkezle şube faaliyetleri benzerdir. Şubenin mal varlığı ve dönem kar/ zararı merkeze aittir.

Türkiye’de mukim bir şirket, yurt dışında üstlenmiş olduğu bir işi- bir projeyi o ülkede kuracağı iş yeri (Şube) üzerinden yürütürse bu şubeden elde edeceği kazanç (veya zarar) bu şirketin beyan edeceği Türkiye kurum kazancının bir unsurudur .Tam mükellefiyet gereği Türkiye’de mukim şirket yurt dışında kurduğu şube aracılığıyla elde ettiği gelirini de kurum kazancına dahil ederek beyan edecektir. Şube kazancının kurum kazancına dahil edileceği dönem, şubenin bulunduğu ülke mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibariyle tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye’de de aynı tarih itibariyle genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmelidir.

Fatura ve muhasebe düzeni

Yabancı ülkelerde yapılan işler için, Türkiye’de fatura kesilmeyip mahallinde o ülke mevzuatına uygun defter tutulduğu ve safi kurum kazancının da o ülke mevzuatına göre tespit edildiği durumda, Türkiye’de Türk vergi mevzuatına göre ayrıca defter tutulmasına gerek yoktur. Ancak, şubenin bulunduğu ülke mevzuatına göre defter tutulması gerekmiyorsa şube safi kazancının tespitinin nasıl yapılacağı konusunda mevzuatımızda yeterli düzenleme yoktur. Bu durumda şube kazancının tespiti için ayrı bir defter tutulması mümkündür kanısındayım. Maliye Bakanlığı’nın bu konuya açıklık getirmesi yerinde olur.

Şubenin bulunduğu ülke kanunlarına göre defter tutulursa, sermaye konulmuşsa sermaye ve şube cari hesabı tutulması yeterli olur. Şubede ortaya çıkan kazanç veya zararın merkeze dekont edilmesi yeterlidir.

Şube kazançlarında kurumlar vergisi istisnası

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kurum kazançları, aşağıdaki şartlar altında kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilciler aracılığıyla elde edilen kurum kazançlarının;

- Doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,

- Elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ ye transfer edilmiş olması, (yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunlu değildir)

- İştirak edilen şirketin ana faaliyet konusunun, finansal kiralama dahil finansman temini, sigorta hizmetlerinin sunulması, veya menkul kıymet yatırımı olması durumunda, bu kazançların doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi oranında (%20) gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması gerekmektedir.

Şube kazançlarının sonuç hesaplarına intikali

Yurtdışındaki şubelerden elde edilen kazançların genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, faaliyette bulunan yabancı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibarıyla ilgili ülke mevzuatına göre tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye'de de aynı tarih itibarıyla elde edilmiş olacak ve genel sonuç hesaplarına kaydedilecektir. Bu hususun Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, kazancın kambiyo mevzuatına göre fiilen Türkiye'ye getirilmesinin herhangi bir etkisi olmayacaktır. Faaliyette bulunulan yabancı ülkede kazanca tasarruf edilebilir olması yeterlidir.

Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazanç, hesaplara intikal ettirilmesi gereken tarihte T.C. Merkez Bankası'nın o gün için tespit ve ilan ettiği döviz alış kurlarıyla değerlendirilecektir. T.C. Merkez Bankası’nca tespit ve ilan olunmayan yabancı paralarda ise Maliye Bakanlığı'nın Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit ve ilan ettiği kurlar dikkate alınacaktır.

Yurt dışı faaliyet sonucunda elde edilen kazançlar elde edildiği dönem itibarıyla, Türkiye'de ilgili olduğu geçici vergi matrahının tespitinde de dikkate alınacaktır.

Yurt dışı şube zararlarının Türkiye’de beyan edilen kazançtan mahsubu

Yurt dışı şube faaliyetlerinden elde edilen kazanç KVK’da öngörülen istisna şartlarını taşıyorsa yurt dışı şube kazançları kurumlar vergisinden istisna olacaktır. İstisna şartlarını taşıyan şube faaliyetlerinden zarar doğmuşsa bu zararın beyan edilen kazançtan indirilmesi mümkün değildir. Gelir vergisi açısından da aynı esaslar geçerlidir. Ancak , faaliyette bulunulan ülke mevzuatı ve diğer şartlanın uymaması nedeniyle istisna imkanından yararlanamayan kazançlar Türkiye’de beyan edilen kazanca eklenecek ve vergilenecektir. Bu faaliyetlerden zarar doğması halinde ise zarar yurtiçi kazançtan mahsup edilebilecektir. Bu mahsubun yapılabilmesi için;

- Faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının zarar dahil, her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması,

- Bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye’deki ilgili vergi idaresine ibrazı gerekmektedir.

Yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu

Tam mükellef gerçek ve tüzel kişiler yurt içinde ve yurt dışında elde ettikleri kazancın tamamını Türkiye’de yıllık beyannamelerinde beyan ederler. Yurt dışı şubenin kazançlar nedeniyle ödedikleri vergileri (Türkiye’de vergiden istisna olan kazançlarla ilgili olanlar hariç) beyanname üzerinde hesaplanana gelir veya kurumlar vergisinden mahsup ederler. Mahsubun yapılabilmesi kanunda öngörülen şartların yerine getirilmesine bağlıdır.

Gelir vergisi mükelleflerinde;

- Yabancı memlekette ödenen vergilerin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması,

- Verginin ödendiğinin yetkili makamlardan alınmış ve mahallinde Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik edilmiş belgelerle ispatı gerekir.. Bu belgelerin gelir vergisinin taksit ödeme süresi içinde getirilememesi halinde yurtdışı kazanca isabet eden vergi bir yıl ertelenir. Bu sürede de getirilememesi halinde erteleme hükmü kalkar.

Tam mükellef kurumlarca yabancı ülkelerdeki şubeleri aracılığı ile elde edilerek genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler Türkiye’de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden mahsup edilir. Yurtdışında elde edilen kazancın vergiler düşülmeden önceki brüt tutarı kurum kazancının hesaplanmasında dikkate alınmalıdır.

Yurtdışı kazançlar üzerinden Türkiye’de tarh olunacak vergilere mahsup edilebilecek tutar, bu kazançlara 32'nci maddede belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutarı aşamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir.

Yurtdışında ödenen vergilerin mahsup edilebilmesi için vergilerin ödendiğine ilişkin mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukların tasdikini taşıyan belgelerin ilgili vergi idaresine ibrazı gerekir. Bu belgelerin tarhiyat sırasında ibraz edilememesi halinde yabancı ülkede elde edilen gelire isabet eden vergi bir yıl ertelenir. Bu süre içinde belgelerin vergi dairesine ibrazı halinde mahsup işlemi yapılır.

Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışı şubeden elde edilen kazançların bulunması halinde yurtdışında ödenen vergiler o dönem için hesaplanan geçici vergilerden ,yukarıda belirtilen esaslar dahilinde mahsup edilir.



Kaynak: Dünya Gazetesi