Corona Virüsün İşletmemize Etkisinden Nasıl Korunmalıyız ? / Nevzat Erdağ
(26.03.2020)
Yeni nesil Corona virüsün (COVID-19) Çin’de görülmesiyle birlikte küresel tedarik zincirlerinde belli sıkıntılar ortaya...

Yeni nesil Corona virüsün (COVID-19) Çin’de görülmesiyle birlikte küresel tedarik zincirlerinde belli sıkıntılar ortaya çıktı. Çin’den çeşitli ara mallarının ve nihai ürünlerin tedarikinde yaşanan problemlerin küresel bir arz şokuna neden olabileceğine yönelik endişeler yükseldi. Virüsün Avrupa ve Kuzey Amerika’ya beklenenden daha hızlı ve yoğun bir şekilde yayılması birçok ülkenin sosyal ve ticari hayatı kısıtlayıcı önlemler almasına neden oldu. Bu kısıtlamaların beslediği talep şoku küresel büyümeye dair endişeleri iyice arttırdı. Gittikçe kötüleşen yatırımcı beklentilerine ABD Merkez Bankasının (Fed) aldığı acil faiz indirimi kararlarının yükselttiği panik havası ve petrolde Rusya-Suudi Arabistan cephesinde yaşanan fiyat savaşı da eklenince finans piyasaları tam anlamıyla bir serbest düşüş yaşadı. Corona virüsün (COVID-19) bir gerçek ve Dünyayı etkilediği gibi ülkemizi de etkiliyor, Fakat Ülkemizin ayakta kalması için ekonominin yaşaması firmalarımızı korunması da gerekiyor buda başka bir gerçek.

Peki Bu Riskli Kriz Dönemini Firmalarımız Açısından En Az Hasarla Atlatabilmek İçin Ne Yapmalıyız ?

İşte bu dönemde yöneticiler,firmalar bütçe ve muhasebenin önemini idrak ediveriyor. Çünkü artık öncelikli amaç kâr olmaktan çıkıyor ve en az zararla hayatta kalma mücadelesi başlıyor. Ve nihayet “nakit yönetimi” bu mücadelenin en kilit unsuru haline geliyor. Kriz olsun veya olmasın, her işletmenin mutlaka kriz dönemlerinde uygulayacağı farklı senaryolardan oluşan bir kriz yönetim planı olmalıdır.Eğer sizin firmanızın hala bir kriz yönetim planı yoksa hemen şirketinizin yapısına uygun bir kriz yönetim planını mali müşavirinize de danışarak hazırlamalısınız. Krizler şirketlerin ve toplumların yaşamında karşılaşılabilecek kaotik durumlar olup, karmaşa yaratırlar. İş dünyasında sık görülmeye başlayan kriz dönemleri, işletmeleri doğrudan etkide bulunamadıkları olaylarla karşı karşıya bırakmaktadır.Gerçi Korona virüsü gibi global bir sorunu dünya uzun bir zamandır yaşamadı . Bu nedenle  işletmeler  daha yoğun olarak kriz yönetimi tekniklerine başvurmaları gerekmektedir. Şirketlerin istenmeyen bir durumla karşılaşmaları halinde, yürürlüğe girmesi beklenen uygulama olarak bilinen kriz yönetimi; şirketlerin zarar gören yapılarını düzeltilmesi, kendi doğasından dolayı karşılaşılması muhtemel olumsuzlukların önlenmesi, ya da en az zararla atlatılabilmesini sağlama amacını taşımaktadır.

Yapılması gereken; Krize ve onun yaratacağı sonuçlara önceden hazır olmak, gerekli önlemleri almak, erken uyarı sistemleri geliştirmek ve krizin yarattığı kaotik durumu başarıyla yönetmek, krizi en az hasarla atlatmaktır. İşletmeler,  gerekli çalışmaları “kriz yönetimi” çerçevesinde planlamalıdırlar. Özellikle de, bugünü kurtarma endişesi içinde, gelecek tümüyle tehlikeye düşürülmemelidir. Her işletme kriz döneminde çok basit bir bakışla şunu yapmalıdır; gelirlerini artırıp veya korurken, giderlerini azaltma ve maliyetlerini kontrol etmelidir. Bu süreçte nakit parası olanın gereksiz harcamalardan kaçınmasında fayda var. Çünkü bahsettiğimiz maliyet azaltmada nakit varlığı, işletme için pazarlık ve yatırım gücü verecektir. Mal stoklarının düşük tutulması, satış kanallarının genişletilmesi çok önemlidir. Bu dönemde, yeni fırsat ve kolaylıklar yakalayabilmek açısından hükumet ve yerel yönetimlerin aldığı kararları takip etmek de çok önemlidir.

Kriz yönetiminde en büyük rol liderlere düşüyor. Onların her hareketi, her uygulaması kritik önem kazanıyor. Yönetim koçları, krizlerde liderlerin öncelikle iyi bir gözlemle işe koyulmaları gerektiğini belirtiyor. Gözlemin hem tehditleri belirleme, hem de yeni fırsatları ortaya koymada yardımcı olacağının altını çiziyorlar.

AB’ye İhracatta Fırsat Olabilir;

Coronavirüs nedeniyle ABD ve AB ile Çin arasındaki ticaretin sekteye uğraması, Türkiye’deki bazı sektörleri ise olumlu etkiliyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin Çin’den mal akışını azaltması, toplam ihracatının yüzde 50’sini AB ülkelerine yapan Türkiyeli ihracatçılar açısından fırsat olabilir 2019’da ihracatta 180 milyar doları aşan Türkiye, 2020’nin ilk iki ayında da ihracat artışını sürdürdü. Türkiye’nin zorlu bir küresel ve bölgesel gündeme rağmen ihracatını artırabilen birkaç ülkeden biri olması önemli, Virüs şimdiden, küresel ekonomide ve ticarette yavaşlamaya ve tedarik zincirinde bozulmalara yol açmış durumda. Ülkemiz ihracatının en az hasarla bu süreci atlatması için devletimiz her türlü tedbiri alıyor.Firmalarımızda dünyadaki krizden oluşan boşluktan ihracata yönelik stratejiler üreterek  avantaj oluşturmayı Ekonomiye ve firmalarına kaynak sağlamayı düşünmelidirler.

Krizde Yetenek Yönetimi Nasıl Yapılmalı?

Son zamanlarda çalışanlarda, “Ben ne olacağım?” sendromu yaşanıyor. Her şeyden önce, iyi liderin, öngörü sahibi bir kişi olması gerekiyor, kalan çalışanlarına destek çıkıp, şirketin son dönemde nereye doğru gideceğini, bunu ancak çalışanları ile yapabileceğini ve mutlaka değişen şirket misyonunu anlatması gerekir. Bu durum, personelin kendini güvende hissetmesini ve liderine bağlılığını sağlar.

 Açık İletişim;

Yöneticilerin ve şirketlerin en büyük kaybı, değerli çalışanlarını kaybettiğinde gerçekleşir. Onları kaybetmek, şirkete tahmin edemeyeceğiniz derecede zarar verir. Bu nedenle kriz durumlarında liderler, mutlaka çalışanları ve çevresi ile açık bir iletişim kurmalıdır.

Ne Yapılmalı?

Kaybetmek istemediği çalışanlarını daha fazla motive etmeli, belki pozisyonlarını yükseltmeli, ya da daha fazla sorumluluk vermelidir. İyi bir lider, “yetenek yönetimi” stratejisini bu dönemde daha çok benimsemelidir.virüs tedirginliği yaşayan çalışanlara evde çalışma,dönüşümlü çalışma,izin gibi konularında destekleri ile personelin korunması önem arz etmelidir.

Bu Konuda Benim Diğer Önerilerim

Kısa Dönemi Düşünün;

Geçen yüzyılın ünlü ekonomisti Keynes’in sözünü hatırlayın: “ hepimiz öleceğiz İşiniz kısa vadede, bunu aklınızdan çıkarmayın” Bu sebeple; hedeflerinizi yıllık değil, aylık veya haftalık olarak belirleyin. Nakdinizi ise günlük olarak yönetin. Yeni bilgisayar teknolojileriyle bunu yapmak günümüzde oldukça kolay.

Dağılmayın ‘Ana’ İşinize Yönelin;

Kriz dönemleri, odağımızı daraltma ve ana işinize odaklanma günleridir. Bu sebeple hangi mevcut pazar ve müşteri segmentlerine hizmet veriyorsanız, hangi ürün kategorilerine devam ediyor ve hangi tedarikçilerle çalışıyorsanız  onları kullanmaya devam edin diğerlerini şimdilik beklemeye bırakın.

Tahsilat Riski Almayın;

Ödememe riski olan müşterilerle iş yapmayın. Müşteri kaybetmeme korkusu sizi batırabilir. Az kazanın, fakat tahsilat riskine girmeyin.

Bazı İşlerinizi Fason Olarak Yaptırabilirsiniz;

Size müşteri nezdinde farklılaşma ve rekabet ayrıcalığı kazandırmayacak olan neredeyse şirket içi tüm etkinlikleri dışarıya fason olarak yaptırabilirsiniz. Bu yöntem, maliyet düşürme etkisi yaratabileceği gibi, aynı zamanda nakit ihtiyaçlarınızı da azaltacaktır. O nedenle outsource yöntemini mutlaka düşünmeniz gerekir.Üretim yapan bir firmaysanız fason dışında direk üretebileceğiniz ürünlere,hızlı satılan veya piyasanın ihtiyaç duyduğu sizin üretebileceğiniz ürünlere yönelmeniz önemli olabilir.

Büyük Yatırımlardan Kaçının;

Olası bir kriz döneminde ayakta kalmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın ve büyük yatırımlar gerektirecek stratejilerden uzak durun. Piyasaların her an tersine dönebileceği kriz dönemlerinde, eğer ciddi miktarda nakit birikiminiz yoksa, büyük yatırımlardan kaçınmak zorundasınız. Krizden fırsat yaratmak o kadar da kolay bir iş değildir.

Müşterilerinizle İletişimi Artırın Daha Çok Satın;

Kriz dönemleri, müşteri ihtiyaç ve davranışlarında büyük değişimler getirir. Müşteri davranışlarındaki değişimleri anlayamazsanız, müşterilerinizi kaybedersiniz. Müşterilerinizle çok daha yakın temas halinde olmasanız da onlarla telefon,mail gibi iletişim kanallarını kullanarak Onların değişen ihtiyaçlarını anlayın ve aynı hızda onların ihtiyacı olan cevapları verin. Olası ekonomik kriz dönemleri, hayatta kalabilme dönemleridir.

Hiçbir kriz sonsuza kadar sürmez. Başlayan kriz, elbette bir gün son bulacaktır. Önemli olan pazarın tekrar düzelmeye ve yükselmeye başladığı gün sizin ayakta kalabilmenizdir.

Kriz Dönemi İçin Tavsiyeler:

1-Nakit Akış Yönetimi;

Ödeme planları tekrar gözden geçirilmeli ve önemlilik düzeyine göre sıralama yapılmalı.

2-Alacak ve Borç Yönetimi;

  • Alacaklı firmalar tespit edilerek tahsilat yolları aranmalı.Bu dönemde satış vadelerinizi kısaltmayı hatta peşin satış yapmayı değerlendirmelisiniz,
  • Mümkünse alış vadelerinizi uzatmaya da çalışmalısınız.

3-Stok Yönetimi;

  • Malı konsinye olarak alabiliyorsanız bunu deneyin,
  • Mal temininde Tedarikçi malı hemen üretim öncesinde size teslim ederse stoklama süresi ortadan kalkar veya minimize edilmiş olur,
  • Sipariş üzerine çalışmak stoklamamak için geçerli bir yöntemdir,
  • Stokta kalmış mallarınızı iskonto yapıp nakde çevirmek düşünülebilir,
  • Yeni iş bağlantıları yapmaktan kaçınılmalı ve temkinli davranılmalı mümkünse nakit satış uzun vadeli alış imkanı kullanılmalı.

4- Kredi Yönetimi;

  • Daha düşük maliyetli olduğu için kısa vadeli borçlanayım ,
  • Sizi nakit akışı olarak zorlayan mevcut kredilerinizi de nakit akışınızı uygun olarak yeniden yapılandırabilir siniz .
  • Devletin ekonomiye verdiği destekleri mutlaka inceleyin firmanıza kullanılabileceklerinizi değerlendirin.

5- Varlık Satışı;

Başka alternatif yaratmakta zorlanıyorsanız değerlendirmeyi düşünebilirsiniz. Özellikle ‘Sat ve Geri Kirala’ yöntemi ile finansal kiralama yaparak nakit akışınızı düzeltebilirsiniz.

6- Karar Almak;

  • Uzun vadeli kararlarınızı erteleyin,
  • İhracat yapan şirketler için ekstra fırsatlar söz konusu olabilir. Bu tip şirketler özellikle uzun vadeli alım sözleşmeleri ile iş yapıyorlar veya hitap ettikleri dış pazarda güçlü bir pozisyona sahiplerse kararlarını daha uzun vadeli alabilirler.

7- Kur Riski Yönetimi;

  • Gelirleriniz ile giderlerinizin aynı para birimi üzerinden olmasına dikkat edin. Eğer gelir ve giderlerinizin para birimleri aynı değil ise ‘forward’ gibi finansal enstrümanlar kullanıp kur riskini yönetmeniz gerekir.

8- Paranın Zaman Değeri;

  • Faizlerin arttığı dönemlerde paranın zaman değeri hesabı yapmak daha büyük önem taşır.

9-Maliyetleri Azaltmak;

  • Maliyet optimizasyonu yaparken soğukkanlı davranmamız ve neden sonuç ilişkisi çerçevesinde doğru kalemlerden tasarruf etmeye odaklanmamız gerekir,
  • Özellikle eleman çıkarma konusunu aceleye getirmeyin. Çıkartacağınız kişi kadar geride kalacak olan şirket personeli üzerindeki olumsuz etkisini de hesaba katın,
  • Şartları uygun personellerin kısa çalışma ödeneğinden faydalanması sağlanmalı,
  • İşsizlik Sigortası Fonun dan Faydalanıp Faydalanamadığınızı Değerlendirin,
  • İşten çıkartma yerine ücret indirimi kabul eden personele uygulayabilir,
  • İşçi çıkartmak yerine İş yüküne göre Ücretsiz izin alternatifi düşünülmeli,
  • Bu dönem için devletin devreye soktuğu ekstra teşvik var mı mutlaka kontrol edilmeli,
  • Firmanın iş yüküne göre vardiya saatleri düzenlenmeli,
  • Yıllık izin alacağı olan personellerin yıllık izinleri kullandırılabilir,
  • Personel çıkartmanız elzemse Yakın zamanda iş sözleşmesi sona erdirmeyi düşündüğümüz personellerin çıkış işlemleri öne alınabilir.

10- Proje Finansmanı;

Uzun vadeli yatırım ve proje finansmanı yapmak için uygun değildir. Özellikle yurt içindeki talebe endeksli olan yatırım kararlarınızı krizin yaratmış olduğu belirsizlikler sona erene kadar ertelemenizde fayda olacaktır.

“Ülkece bu günleri çarçabuk atlatırız inşAllah. Herkese sağlık ve huzur dolu günler diliyorum.” 



Kaynak: nevzaterdag.com