Dijital Hizmet Vergisi 2020 Yılında Alınabilir Mi? / Bumin Doğrusöz
(28.02.2020)
Anayasa’nın 73/3. maddesinde ifadesini bulan “verginin yasallığı ilkesi” uyarınca vergiler ancak bir kanun konulabilir...

Anayasa’nın 73/3. maddesinde ifadesini bulan “verginin yasallığı ilkesi” uyarınca vergiler ancak bir kanun konulabilir, kaldırılabilir veya değiştirilebilir. Ancak bir verginin tarh ve tahsil edilebilmesi için ortada usulünce konulmuş bir vergi kanununun bulunması yeterli değildir. Yasama organının, kanunla koyduğu bu vergi için ayrıca tahsil izni vermesi gerekir. Bu izin de bütçe ile gerçekleştirilir.

Doktrinde kamu bütçesi maddi anlamda kanun olarak kabul görülmeyip bir yasama kararı olarak nitelendirilmekle birlikte Anayasa’nın 161. maddesinde bütçe, “kanun” olarak nitelendirilmiştir. Bütçe, yasama organının bir yıl için yürütme organına verdiği gelirleri toplama ve harcamaları yapma yetkisini ifade eden bir hukuk metnidir. Dolayısıyla bütçe kanunları ile tahsil yetkisi verilmeyen hiç bir kamu geliri, bütçe kanunun döneminde tarh edilemez. Aynı şekilde bütçe kanunu ile ödenek ayrılmayan hiçbir kamu hizmeti için de harcama yapılamaz. Zira bütçenin bir amacı da kamunun saydamlığını ve bu yolla kişilerin hukuki güvenliğini sağlamaktır.

Nitekim bu ilkelere dayanan ve “kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemek” amacıyla kabul edilen 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda bütçe; “Bütçe: Belirli bir dönemdeki gelir ve gider tahminleri ile bunların uygulanmasına ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan belge” şeklinde tanımlanmıştır. Bu kanunun 13. maddesinde “(…) kamu malî işlemlerinin kapsamlı ve saydam bir şekilde görünmesini sağlar. Tüm gelir ve giderler gayri safi olarak bütçelerde gösterilir (…) Kamu idarelerinin tüm gelir ve giderleri bütçelerinde gösterilir.” Hükümleri yer almıştır. Yine bu kanunun “Gelirlerin Dayanakları” başlıklı 37. maddesinde; “Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” Denildikten sonra “Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelirlerinin kanuni dayanakları bütçelerinde gösterilir. Bütçelerde yer alan gelirler, ilgili kanunlarında belirtilen usullere göre tarh, tahakkuk ve tahsil edilir. Genel bütçe gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsili Hazine ve Maliye Bakanlığı veya tarh ve tahakkuka ilgili mevzuatına göre yetkili idareler tarafından yapılır” hükmüne yer verilmiştir.

Yıllık bütçeler kanun kısmının yanı sıra kanunun eki niteliğinde cetvellerden oluşur. (A) cetvelinde ödenekler (idarelere göre harcama sınırları), (B) cetvelinde ise bu harcanacak paralar için toplanacak gelirlerin tutar olarak tahmini ve (C) cetvelinde ise B cetvelinde gösterilen kamu gelirlerinin yasal dayanakları yer alır. Bu cetvelde toplanacak gelirler gösterilen yasal dayanaklar içerisinde yer almayan hiçbir gelir, yasaya dayansa dahi tahsil edilemez. Nitekim 1963 yılında 196 sayılı Kanun’la kabul edilmiş Dış Seyahat Harcamaları Vergisi, 1983 ve 1984 yıllarında Bütçe Kanunu’nda gelir kaynaklarının yasal dayanaklarına ilişkin cetvelde (C Cetveli) adının zikredilmemiş olması dolayısıyla alınamamıştır. (Bu vergi daha sonra 2989 saylı Kanun’la kaldırılmıştır)

Tabii ki (C) cetvelinde yer alacak yasal dayanaklar bütçenin kabul tarihine kadar kabul edilmiş yasal dayanaklardır. İşte burası çok önemli. Bütçe Kanunu’na kadar kabul edilmiş bütün vergi kanunlarının adlarının tek tek (C) cetvelinde yer alması gerekir. Aksi halde tahsil edilemezler. [Bazen bütçe yılı içerisinde yasama organı yeni bir vergi ihdas edebilir. Bu kanun ve dolayısıyla ihdas ettiği vergi, doğal olarak kendisinden önce kabul edilmiş bütçe kanununda yer almaz. Ancak bu durumda bütçeden sonra kabul edilmiş kanunla yasa koyucunun iradesini değiştirdiği ve sonraki kanun ile zımnen tahsile cevaz verdiği kabul edilmektedir).

Dijital Hizmet Vergisi 5.12.2019 tarihinde kabul edilip 7 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Kanun’la kabul edilmiştir (Ancak yürürlük tarihi daha ileriki bir tarih olarak belirlenmişse de bunun konumuz açısından bir önemi yoktur, zira 8 Aralık günü henüz uygulamaya girmemiş olsa bile böyle bir vergi vardır ve bunu yasa koyucu dahil herkes bilmektedir). Dijital Hizmet Vergisi her hangi bir kanun içerisinde düzenlenmemiş, doğrudan 7194 sayılı Kanun’un düzenlemesi olarak mevzuatımıza girmiştir (Buna karşılık konaklama vergisi Gider Vergisi Kanunu içerisinde, değerli konutlar vergisi Emlâk Vergisi Kanunu içerisinde düzenlenmiştir)

2020 yılı ise Bütçe Kanunu ise 7197 sayılı Kanun numarası ile 21.12.2019 tarihinde kabul edilmiş ve 31.12.2019 tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

7197 sayılı Bütçe Kanunu’nun B cetvelinde tahmini gelir tutarı olarak dijital hizmet vergisi gelirine ve C cetvelinde tahsil edilecek gelirlerin yasal dayanağı olarak 7194 sayılı Kanuna yer verilmemiştir.

O halde doğal olarak vardığım sonuç, yasa koyucunun 5 Aralık’ta kabul ettiği kanunu unuttuğu da düşünülemeyeceğine göre, yasa koyucunun Bütçe Kanunu’nun B ve C cetvellerinde bu vergiyi ve yasal dayanağını zikretmemekle dijital hizmet vergisinin 2020 yılında bu verginin tahsilini uygun görmediğidir. O halde Hazine ve Maliye Bakanlığı 2020 yılında bu vergiye ilişkin beyanname alamaz.

Burada bir not olarak belirteyim, aynı husus 7194 sayılı Kanun’la ihdas edilen konaklama vergisi için geçerli değildir. Zira konaklama vergisi, Gider Vergileri Kanunu içerisinde düzenlenmiş ve Bütçe Kanunu’nun C Cetveli’nde Gider Vergisi Kanunu’na yer verilmiştir.

Galiba dijital hizmet vergisi beyannameleri de ihtirazi kayıtla verilip yargıya taşınacak.

Dijital Hizmetler Vergisi - Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK yazdı



Kaynak: Dünya Gazetesi