Kesinleşmemiş Borçların Yapılandırılması
(22.06.2021)
7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un 3 maddesinde, kesinleşmemiş veya ihtilaflı...

7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un 3 maddesinde, kesinleşmemiş veya ihtilaflı borçların yapılandırılması, bulunduğu aşamaya göre farklı esaslara bağlanmıştır. Bu esaslara göre de vergi aslından yapılacak indirimler farklılaşmıştır.

Burada önemli olan kanunun yayım tarihi (9.6.2021) itibariyle ihtilafın bulunduğu aşamadır. Bu aşamalarda kanunun yayımından sonra meydana gelecek gelişmeler, kanundan yararlanma açsından bir önem taşımamaktadır. Örneğin kanunun yayımlandığı tarihte mükellefin davası vergi mahkemesi aşamasında iken yayım tarihinden sonra tebliğ edilen kararın sonucu, karar tarihi kanunun yayımından önceki bir tarih olsa bile önem taşımayacaktır. 

  1. Kanunun yayım tarihi itibariyle henüz dava açma süresi geçmemiş, uzlaşmaya başvurulmuş, uzlaşma günü gelmemiş veya uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte dava açma süresi içinde bulunulan yahut dava açılmış ve henüz ilk derece vergi mahkemesinde görülmekte olan cezalı vergi tarhiyatlar için mükellefler kanundan yararlanmak isterlerse, vergi aslının yarısı ile normal vade tarihinden kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faizi ödemeyi kabul ederlerse, vergi aslının geri kalan kısmı, ceza ve gecikme faizi kendilerinden tahsil edilmeyecektir.
  2. Kanunun yayımı itibariyle ilk derece mahkemesinde sonuçlanmış ve halen istinaf aşamasında veya başvuru süresi içerisinde olan cezalı vergi tarhiyatları: Eğer cezalı tarhiyat vergi mahkemesince iptal edilmişse mükellef, vergi aslının % 10’u ile bu tutar üzerinden normal vade tarihinden kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faizi ödemeyi kabul ederlerse, vergi aslının geri kalan kısmı, ceza ve gecikme faizi kendilerinden tahsil edilmeyecektir. Eğer cezalı tarhiyat vergi mahkemesince tasdik edilmişse mükellef, vergi aslının tamamı ile bu tutar üzerinden normal vade tarihinden kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faizi ödemeyi kabul ederlerse, ceza ve gecikme faizi kendilerinden tahsil edilmeyecektir. Kararın kısmen tasdik kısmen iptal şeklinde olması halinde ise tasdik olunan ve iptal edilen kısımlara % 100 ve %10 oranları ayrı ayrı uygulanıp, bu tutarlar üzerinden yine Yİ-ÜFE uygulanması ile birlikte vergi aslının kalan kısmı ile ceza ve gecikme faizi tahsil edilmeyecektir.
  3. Kanunun yayımı tarihi itibariyle istinaf mahkemesince verilmiş kararın tarhiyatın iptali yönünde olması ve bu kararın temyiz edilmiş yahut temyiz süresi içerisinde bulunulan hallerde; mükellef, vergi aslının % 10’u ile bu tutar üzerinden normal vade tarihinden kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faizi ödemeyi kabul ederlerse, vergi aslının geri kalan kısmı, ceza ve gecikme faizi kendilerinden tahsil edilmeyecektir. Buna karşılık istinaf kararının red yönünde oluştuğu hallerde mükellef vergi aslının tamamı ile bu tutar üzerinden normal vade tarihinden kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faizi ödemeyi kabul ederlerse, ceza ve gecikme faizi kendilerinden tahsil edilmeyecektir. İstinaf kararının kısmen tasdik kısmen iptal şeklinde olması halinde ise tasdik olunan ve iptal edilen kısımlara %100 ve %10 oranları ayrı ayrı uygulanıp, bu tutarlar üzerinden yine Yİ-ÜFE uygulanması ile birlikte vergi aslının kalan kısmı ile ceza ve gecikme faizi tahsil edilmeyecektir
  4. Kanunun yayımından önce verilmiş son kararın Danıştay tarafından bozma şeklinde olması ve dosyanın istinaf mahkemesine dönmüş olmakla birlikte henüz karar verilmediği aşamada ise mükellefin vergi aslının yarısı ile normal vade tarihinden kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faizi ödemeyi kabul ederlerse, vergi aslının geri kalan kısmı, ceza ve gecikme faizi kendilerinden tahsil edilmeyecektir. Ancak Danıştay’ın kararının kısmen bozma kısmen onama şeklinde olması halinde onanan kısım için karar kesinleşmiş olduğundan konunun artık kesinleşmiş borçlara göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna karşılık bozma kararına konu kısım içi ise mükelleflerin yine vergi aslının yarısı ile normal vade tarihinden kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faizi ödemeyi kabul ederek Kanundan yararlanması mümkündür.

Ben burada özellikle 20.7.2016 tarihinden sonra açılmış davaları esas aldım. Bu tarihten önce açılmış davalarla birlikte uygulamada pek çok farklı hallerle de karşılaşmak mümkündür. Davaları özellik arz edenler bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 14.6.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımladığı Genel Tebliğ’e bakabilirler.



Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi