Yapı Denetim: Kendisi Himmete Muhtaç Dede / Sadettin Orhan
(21.11.2014)
Sayın Davutoğlu tarafından açıklanan son iş sağlığı ve güvenliği paketini değerlendirmeye devam edelim. Bildiğiniz gibi pakette devlet denetimi konusunda radikal bir değişiklik yok. Devlet yine...

 Sayın Davutoğlu tarafından açıklanan son iş sağlığı ve güvenliği paketini değerlendirmeye devam edelim. Bildiğiniz gibi pakette devlet denetimi konusunda radikal bir değişiklik yok. Devlet yine bugüne kadar olduğu gibi zaman zaman işyerlerinde müfettişler marifetiyle denetim yapacak. Buna karşın denetim boşluğunu, inşaat sektöründe yapı denetim firmaları, madencilikte ise özel sigorta şirketleri dolduracak. Oysa çalışma hayatının denetiminde esas ve birincil aktör devlet olup, bu görevin özel sektöre havalesi gibi bir şey söz konusu olamaz. Nitekim 81 sayılı ILO sözleşmesi başta olmak üzere taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, devleti çalışma hayatının etkin denetimine memur kılıyor.

Yapı denetimiyle nereye?

Pakette dikkat çeken hususlardan birisi, inşaat sektöründe yapı denetim firmalarının aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği denetimiyle de görevlendirilmeleri. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra gündeme gelen yapı denetimi, 15 yıllık süre zarfında henüz kendi sorunlarını çözebilmiş değil. Biliyoruz ki ücretini inşaat sahibi veya müteahhitten alan yapı denetim firmaları -istisnalar hariç- görüntüyü kurtarma kabilinden denetim yapıyorlar. Pek çok denetim firması, sadece kağıt üzerinde onlarca personel gösterip, sahada sadece birkaç elemanla işini yürütüyor. Çoğu emekli mühendislerden oluşan yapı denetçileri, fiilen çalışmadıkları halde belgelerini kiralıyorlar. İşte bu firmalara şimdi işçilerin canını emanet edeceğiz ve iş güvenliği denetimini de yapmalarını bekleyeceğiz.

“İş güvenliği uzmanları ücretini işverenden aldığı için etkin denetim yapamıyorlar” eleştirisini getirirken, şimdi yine ücretini işverenden alan bir başka aktörü daha oyuna dahil ediyoruz. Fikir kimden çıktı bilemiyoruz fakat az çok inşaat ve yapı denetim sektörünü bilen birisi olmadığı açık.

Sözleşme aylığı düşük olur

Soru: Sadettin Bey, sizin cevabınız sayesinde eşim emekli oldu. Eşim hem Türkiye’de hem de Azerbaycan’da çalışmıştı. Sanıyorum Türkiye’deki çalışmaları karşılığı olarak 529 lira aylık bağlandı. Biz bu maaşın düşük bağlandığını düşünüyoruz. Bir yanlışlık olabilir mi? Ünal İ.

Cevap: Değerli okurum, Türkiye ile sözleşmesi olan ülkelerde çalışması bulunan vatandaşlara, sözleşme aylığı adı altında bir aylık bağlanır. Bu aylık bağlanırken, her iki ülkedeki çalışmalar toplanır, Türkiye’deki kısmı kadar aylık bağlanır. Bu aylık genel olarak normal emekli aylıklarından düşük olur. Fakat isterseniz yurtdışı hizmet borçlanması yaparak, sözleşme aylığınızı tam aylığa çevirebilirsiniz.

Her çocuğa aylık bağlanabilir

Soru: Sadettin Bey, tanıdığım bir aile küçük çaplı hayvancılıkla uğraşıyor ve başka herhangi bir gelirleri yok. İki tane %90 zihinsel engelli çocukları var. Çocuklarının biri 18 yaşını geçmiş ve ondan maaş ve bakım ücreti alıyorlar. Diğer çocuk için herhangi bir yardımdan yararlanmıyorlar. Acaba 18 yaşından küçük olan ikinci çocuk için de benzer yardımlar söz konusu olabilir mi? Fikret A.

Cevap: Değerli okurum, gerek 2022 Sayılı Kanun kapsamında engelli aylığı gerekse evde bakım ücreti her iki kardeş için de bağlanabilir. Kardeşlerden birisinin bu yardımı alıyor olması, diğer kardeşin almasına engel olmaz. Aile 18 yaşından küçük çocuk için de aynı yardımlara başvurabilir.



Kaynak: Bugün Gazetesi