Sermaye Üzerinden Faiz İndirimi / Bumin Doğrusöz
(25.05.2015)
6637 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanunu'nun “diğer indirimler” başlıklı 10. maddesine eklenen (ı) bendi ile şirketlerin nakit yoluyla sermaye artırımlarını teşvik etmek, bu yolla yabancı kaynak...

6637 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanunu'nun “diğer indirimler” başlıklı 10. maddesine eklenen (ı) bendi ile şirketlerin nakit yoluyla sermaye artırımlarını teşvik etmek, bu yolla yabancı kaynak yerine özkaynağa yönlenmelerini temin etmek amacıyla yeni bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu düzenlemeye göre “sermaye şirketleri, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı" dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın yarısı” kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancından indirileceklerdir.

Kanun anılan olanağı sadece “sermaye şirketleri” için öngörmüştür”. Sermaye şirketleri ise anonim şirketler, limited şirketler, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerdir. Sermaye şirketi niteliğinde olmayan diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu olanaktan yararlanmaları mümkün değildir. Ancak finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri bu düzenleme ile getirilen olanağın kapsamı dışında tutulmuşlardır. Kooperatiflerin ise hem KVK 1 ve 2. Maddelerinde hem de Ticaret Kanunu'nun 124. maddesinde sermaye şirketleri arasından sayılmaması dolayısıyla, bu olanaktan yararlanmaları mümkün değildir.

Yürürlüğe giriş tarihi 1 Temmuz 2015 olan bu yeni düzenlemeye göre sermaye şirketlerinin bu tarihten sonra ödenmiş veya çıkartılmış sermayelerini nakden arttırdıkları takdirde artırılan kısım üzerinden veya bu tarihten sonra kurulacak sermaye şirketlerinin konulacak nakdi sermayenin ödenmiş kısmı üzerinden bu olanaktan yararlanmaları mümkündür. Şirketlere konulacak ayni sermaye için bu müesseseden yararlanma olanağı tanınmamıştır.

Burada nakit kavramının kapsamı önemlidir. Gelir İdaresi Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin 5.3. ve 5.6.2.4.1 maddelerinde nakit kavramını, “şirketin kasasında veya bankada bulunan nakit varlıklar ile nakit olarak tahsil edilmese de her an nakde dönüştürülmesi kolay altın, Devlet tahvili, Hazine bonosu, Toplu Konut İdaresi'nce çıkarılan veya BIST’te işlem gören hisse senetleri, çekler, tahvil ve bonolar” şeklinde değerlendirmiştir.

Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi yoluyla yapılacak sermaye artırımları, nakit karşılığı artırım değildir. Örneğin geçmiş yıl kârlarının, her türlü yedek akçelerin, yeniden değerleme fonlarının, enflasyon farklarının, zarar telafi fonlarının, gayrimenkul–iştirak hissesi satış kazancının istisna dolayısıyla fona alınan kısmının sermaye eklenmesi, nakit karşılığı artırım olarak kabul edilmeyecek ve bu müessese dolayısıyla indirim olanağı sağlamayacaktır.

Şirket ortakları tarafından konulan nakdin, ortağın kendi kaynaklarından karşılanması da bu müessese açısından önemlidir. Bu husus kanunda “örtülü sermaye müessesesi kapsamında ortaklarca veya ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz” şeklinde ifade edilmiştir. Bir başka anlatımla kanun, şirketlerin kendilerinin sağlayabileceği kredi veya diğer borçlanmaları, ortaklar veya onlarla ilişkili kişiler üzerinden sağlayıp, yine bu kişiler üzerinden şirkete nakdi sermaye şeklinde aktarıp indirim müessesesinin kötüye kullanılmasını önlemeye çalışmıştır. Ancak ortak veya ilişkili kişi niteliğinde olmayan, üçüncü şahıs durumunda olan bir kişinin borçlanarak oluşturacağı kaynakla, sermaye artırımına yeni ortak olarak iştirak etmesinin, getirdiği nakdi sermaye açısından bu müesseseden yararlanmaya engel oluşturmayacağı kanaatindeyim.

Burada akla gelebilecek bir soru da, şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarının sermayeye eklenmesinin “nakit artırım” kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğidir. Kanaatimce ortağın alacağının şirkete verilen nakit borçtan kaynaklanıyor olması ve bu borcun şirkete 1.7.2015 tarihinden sonra verilmiş olması koşulları ile indirimden yararlanılabilinmesi gerekir. Belki burada şirkete borcun bu tarihten sonra verilmiş olunması koşulu da aranmayabilir. Çünkü şirket her zaman borcunu nakden öder ve sonra da ortak bu parayı ertesi gün şirkete nakdi sermaye olarak koyabilir. Yeni düzenlemeye göre şirketler; sermayenin nakit olarak karşılanan kısmının, Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılacak yıl için en son açıklanan TL kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı ile çarpılması sonucu bulunacak kısmın yarısı” kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancından indirilecektir. Nakit artırımın yapıldığı veya şirketin nakdi sermaye ile kurulduğu yıl için, tescil yapılan ay da dahil edilerek kalan ay sayısına göre kıst hesaplama yapılacaktır.

Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse, (A) AŞ’nin 2015 Eylül ayında 1.000.000 TL nakit sermaye artırımı yaparak tescil ettirdiğini ve tamamının ödendiğini kabul edelim. TCMB tarafından en son açıklanan ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranını ise yüzde 18 olsun. Bu veriler doğrultusunda Kurumlar vergisi matrahtan indirilecek tutar, (Nakden Artırılan Sermaye Tutarı X TCMB Faiz Oranı X İndirim oranı) olacaktır. Bu formüle göre bu şirket; (1.000.000 X 0.18 X 0.5=) yıllık 90.000 TL indirim hakkına sahip olacaktır. Sermaye artırımı eylül’de tescil edildiği için 2015 yılında matrahından [(90.000/12 ay) X 4 ay =] 30.000 TL. indirecek izleyen yıllarda ise 90.000 TL indirim kullanacaktır. Bu şirketin matrahının uygun olmaması dolayısıyla indirilemeyen tutar izleyen yıla devredecektir. Bu tutarın kurumlar vergisine net etkisi ise ilk yıl 6.000 TL, izleyen yıllarda ise 18.000 TL avantaj biçiminde olacaktır. Şirketin ileride sermaye azaltımı yapması halinde ise sermayenin azaltıldığı ay itibariyle, azaltılan tutar toplam nakit artırım tutarından düşülerek hesaplama yapılacaktır.



Kaynak: Dünya Gazetesi