Emlak Vergisinde 18.06.2017 Sonrası / Hakan Şirin
(15.01.2018)
Emlak vergisi servet üzerinden alınan ve sahip olunan taşınmazların tabi olduğu bir vergi türüdür. 1970 yılından bu yana yürürlükte olan Emlak Vergisi Kanunu günümüze kadar bazı değişiklilere...

Emlak vergisi servet üzerinden alınan ve sahip olunan taşınmazların tabi olduğu bir vergi türüdür. 1970 yılından bu yana yürürlükte olan Emlak Vergisi Kanunu günümüze kadar bazı değişiklilere uğramıştır. Bu değişikliklerden en can alıcı olanı kanunun Daimi Muaflıklar Başlığı ile yürürlükte olan dördüncü maddesinde yapılmıştır. 18/6/2017 tarihli ve 7033 sayılı Sanayi'nin Geliştirilmesi Ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Birçok Değişiklikleri İçeren Kanun'un 10'uncu maddesi ile bazı taşınmazlar emlak vergisinden daimi olarak muaf tutulması hükmü getirilmiştir.

Bu değişiklik ile emlak vergisine tabi taşınmazlardan organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve sanayi sitelerindeki binaların kiraya verilmemek şartı ile daimi olarak emlak vergisinden muaftır. Mezkur değişiklik 18/6/2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten sonra hüküm ifade edeceği açıktır. Fakat hangi yönde hüküm ifade edeceği konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Şöyle örneklendirmek gerekirse, kanunun yürürlük tarihi 18/6/2017 tarihinden önce organize sanayi bölgesinde bulunan ve kiraya verilmemiş bir yapının emlak vergisi beyannamesi verilmemiş ve vergileri ödenmemiş olarak düşünelim. 18/6/2017 tarihinden sonra herhangi bir tarihte idari makam olan belediyece 2010 yılında yapıldığı tespit edilen bir taşınmazın 2010 ve 2016 yılları arası emlak vergisi istemiş olsun. Bu durumda belediyece yapılacak idari işlemin yani emlak vergisi tarhiyatının, kanun yürürlük tarihinden sonra olacağından; idari işlem tarihinde mezkur evsaftaki taşınmazın emlak vergisine tabi olmadığı hükmedildiğinden geriye dönük emlak vergilerinin istenmemesi gerekir. Elbette ki belediyeler konuya böyle bakmayacaktır. Fakat bu iddia ile yargıya gidildiğinde kazanma ihtimali yüksek olan bir dava konusudur.

İkinci olarak akla zamanaşımı süreleri gelir. Fakat emlak vergisi kanunun 40. maddesinde “Bildirim dışı kalan bina ve arazinin vergi ve cezalarında zamanaşımı, bu bina ve arazinin bildirim dışı bırakıldığının idarece öğrenildiği tarihi takip eden yılın başından itibaren başlar” denilerek emlak vergisine has bir zamanaşımı ihdas edilmiştir. Bu hükme göre emlak vergisinde zamanaşımı yok gibi düşünülebilir. Çünkü idarenin bina veya arazinin bildirim dışı kaldığının öğrendiğinin ispatı biraz göreceli bir kavram. Ancak söz konusu taşınmaza belediyece ilgili yıllarda hizmet verildiği tevsik edilir ise tevsike müsteniad belgenin tarihi zamanaşımı başlangıç tarihi olarak kabul edilebilir. Bu durumda tahsil zamanaşımı iddiası ile emlak vergisinin ödenme zorunluluğu kalkar. 



Kaynak: Dünya Gazetesi