Vergide Yeni Tartışma Konuları Geliyor / Zeki Gündüz
(10.08.2018)
Çarşamba günü ilk kısmını (ilk üç konu) yayınladığımız, vergi inceleme elemanlarının eleştiri yaptığı konuları listelemeye devam edelim. 4. Faizsiz kredi alana ceza Başlık yanlış değil...

Çarşamba günü ilk kısmını (ilk üç konu) yayınladığımız, vergi inceleme elemanlarının eleştiri yaptığı konuları listelemeye devam edelim.

4. Faizsiz kredi alana ceza

Başlık yanlış değil. İlişkili şirketten faizsiz, hatta kur farksız borç aldığınızda cezalı KDV tarhiyatı ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu teorik bir risk veya olasılık değil fiilen bu tarhiyatlar yapıldı.

Alınan borç tutarına emsal faiz ne olurdu diye olmayan, hayali faiz hesabı yapılıyor, olmayan/hayali faiz üzerinden gerçek, cezalı KDV tarhiyatı isteniliyor. Faizsiz, kur farksız borcun emsal faiz bedeli üzerinden KDV’ye tabi olması gerektiği ileri sürülüyor.

Velhasıl, şirkete faizsiz/hatta kur farksız borç bulmuş, kaynak bulmuş, ayakta kalmış, yatırım yapmış diye ödül verilmesi gerekirken ceza verilebiliyor.

Hukuki temeli olmayan bu uygulamadan vazgeçilmelidir.

5. Ortakların karşıladıkları zarara ceza

Bir önceki eleştiriye benzer bir hatalı uygulama da teknik iflasla karşı karşıya kalan şirket ortaklarının, Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde, zorunlu olarak, ortaklık payları nispetinde şirkete koydukları tutarların gelir sayılıp hem kurumlar vergisine hem de KDV’ye tabi tutulmasıdır.

Bir nevi, eksilen sermayenin ortaklarca tamamlanması, ilave sermaye koyma anlamına gelen bu işlemin cezalı tarhiyata konu edilmesini anlayabilmek mümkün değildir.

6. Sanal işyeri iddiaları

Kanuni veya iş merkezi yurt dışında bulunan şirketler internet üzerinden Türkiye’den bir gelir elde ediyorlarsa, Türkiye’de fiziki bir işyeri veya daimi temsilcileri bulunmasa bile, internetten erişilebiliyor olmak sanal işyeri sayılmakta ve Türkiye’den elde edilen gelirin tamamı Türkiye’de vergilenmektedir.

Sanal işyeri kavramının Vergi Usul Kanunumuz, Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları ve bu zamana kadar ki müktesebat dikkate alındığında, kabulü oldukça tartışmalı bir durum yaratmaktadır.

Bir an için “sanal işyeri” kabul edilse dahi bu işyerine bir gelir atfedilmesi, yani Türkiye’den elde edilen gelirin bir kısmının Türkiye’de vergilenmesi gerekirken tamamının vergilenmeye çalışılması da tartışmalı hali daha da teknik olarak sorunlu hale getirmektedir.

7. Sorumlu sıfatıyla KDV mi yoksa mükellef sıfatıyla KDV mi?

Sanal işyeri kavramından hareketle yapılan kurumlar vergisi tarhiyatları yanında, bu zamana kadar ki müktesebat da bir yana bırakılarak, KDV Kanunun 9. Maddesine eklenen yeni fıkra, 3 no’lu KDV beyanı düzenlemelerine de aykırı olarak, dar mükellef kurumların mükellef olarak KDV beyanında bulunmadıkları iddia edilmekte, cezalı KDV tarhiyatları yapılmaktadır.

Devam edeceğiz…



Kaynak: Dünya Gazetesi