Sonradan Türk Vatandaşlığına Geçenlere Sevindiren Emeklilik Kararı
(02.07.2020)
Batı Trakya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde doğan ve sonradan Türk vatandaşlığına geçenlerin yurt dışı borçlanmayla...

Batı Trakya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde doğan ve sonradan Türk vatandaşlığına geçenlerin yurt dışı borçlanmayla emekliliği konusunda önemli bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi (AYM),Yugoslavya’da doğan ve 45 yaşında Türk vatandaşlığına geçen bir kişinin Almanya’da çalıştığı süreleri borçlanarak emekli olma talebini haklı buldu. AYM, bu konudaki ayrımcılığın ortadan kaldırılması için yasa değişikliği gerektiğini, değişiklik yapıp yapmamanın da TBMM’nin takdirinde olduğunu vurgulayarak, verdiği kararın bir örneğinin Meclis’e gönderilmesini kararlaştırdı. TBMM bu yönde yasa değişikliği yaparsa, sonradan Türk vatandaşlığına geçenlerin yurt dışındaki çalışmalarını borçlanarak emekli olmalarının yolu açılacak. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberi.

3201 Sayılı Kanun uyarınca, Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler, 18 yaşından sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen sigortalılık süreleri için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) borçlanma yaptıklarında Türkiye’den de emekli aylığı bağlatabiliyorlar.

Yugoslavya’da 1951 yılında doğan Bedrettin Morina, 1996 yılında Türk vatandaşlığına geçti. Almanya’da çalışan Morina, 2006 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) müracaat ederek, Türkiye’de emeklilik hakkı kazanabilmek için 3201 Sayılı Kanun kapsamında yurt dışında geçen süreleri için borçlanma talebinde bulundu. SGK, başvuruyu kabul etti. Bunun üzerine Morina, yurt dışında yaşadığı sürelerin 1988-2003 tarihleri arasındaki 5400 günlük kısmı için 2008 yılında borçlanma primi ödedi. SGK 1 Temmuz 2009 tarihinden başlamak üzere emekli aylığı bağladı.

SGK 2015 yılında ise Morina’nın emekli aylığını kesti. Gerekçe olarak da Türk vatandaşlığını kazandığı tarihten önce yurt dışında geçen çalışma süresini borçlanmasının mümkün olmadığını, bu süre düşüldükten sonra kalan çalışma süresinin de emekli aylığı bağlanması için gerekli olan asgari süreyi karşılamadığını bildirdi. Kurum bu gerekçeye dayanarak başından itibaren ödenmiş olan emekli aylıklarının iadesini istedi.

“EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI”

Bunun üzerine Morina, iş mahkemesine dava açtı. Dava dilekçesinde, Türkiye ile Almanya arasında imzalanan 1964 tarihli sosyal güvenlik anlaşmasında sonradan Türk vatandaşlığına geçenler yönünden olumsuz bir ayrımın yapılmadığını, Türk vatandaşlığını doğuştan kazananlar ile sonradan kazananlar arasında ayrım yapılmasının eşitlik ilkesini ihlal anlamına geldiğini iddia etti. İş mahkemesinin talebi reddetmesi üzerine Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulundu. Temyiz dilekçesinde, SGK’nın, emekli olduktan altı yıl sonra çıkan bir kanunu geriye yürüterek kazanılmış hakkını ortadan kaldırdığını, 64 yaşında olduğunu ve yaşantısını buna göre planladığını, Yargıtay içtihatlarının da lehine olduğunu, sonradan Türk vatandaşı olanlara borçlanma hakkı tanınmamasının eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğunu belirtti.

Dosyayı görüşen Yargıtay 21. Hukuk Dairesi de 2016 yılında verdiği kararında, davacının Türk vatandaşlığına geçtiği tarihten önceki süreler için borçlanma yapamayacağına hükmetti.

Bedrettin Morina, yargı yollarının tükenmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Başvuruda, ayrımcılık yasağına aykırı olan bu uygulama ile sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakıldığını belirterek, Anayasa’da güvence altına alınan eşitlik ilkesi, mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.

AYM BAŞVURUYU HAKLI BULDU

Başvurunun önemine binaen dosyayı AYM Genel Kurulu karara bağladı. AYM, Türk vatandaşı olan bir kimse yurt dışındaki bütün çalışma süreleri için prim borcu ödeyerek emekli aylığı alabilirken, sonradan Türk vatandaşı olan başvurucunun, vatandaşlığı kazanmadan önceki yurt dışı çalışma süreleri için borçlanma imkânından ve dolayısıyla emekli aylığından yoksun kaldığına dikkat çekti. AYM kararında, vatandaşlığın kazanılma anına göre bu şekilde farklı muamele yapılmasını gerektirir nesnel ve makul bir gerekçe bulunmadığı belirtildi.

AYM, bu durumu mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık yasağının ihlali olarak değerlendirdi. Mülkiyet hakkı ihlalinin doğrudan 3201 Sayılı Kanun’un 1. maddesinden kaynaklandığı vurgulanan kararda, ihlalin tazminat yoluyla giderilebileceği gibi kanun değişikliği ile düzeltilmesinin de mümkün olduğu kaydedildi.

Benzeri yeni ihlallerin önüne geçilebilmesi için ihlale yol açan kanun hükmünün gözden geçirilmesi konusunda takdirin ise yasama organına ait olduğu vurgulandı. Sonradan vatandaşlığa alınanlara belirli koşullar altında yurt dışında geçen hizmet sürelerini borçlanabilme imkanı tanınarak sosyal güvenlik şemsiyesi kapsamına dahil olabilmelerine olanak sağlayacak bir düzenlemenin, ihlalin ortadan kaldırılması bakımından önem taşıdığı, böyle bir düzenlemenin benzeri ihlallerin de önüne geçeceği, bu nedenle kararın bir örneğinin “bilgi ve takdiri için” yasama organına gönderilmesi kararlaştırıldı.

AYM, SGK’nın başvurucudan istediği geriye dönük aylıklara ilişkin 61 bin 513 TL tutarındaki paranın tahsilinden vazgeçilmesine, tahsil edilen tutarlar varsa iade edilmesine hükmetti.

ŞİMDİ NE OLACAK?

AYM’nin kararı doğrultusunda bir kanun değişikliği yapılırsa, sonradan Türk vatandaşlığına geçen kişiler, yurt dışında çalıştıkları süreler için borçlanma yaparak emeklilik imkânına kavuşacaklar. AYM’nin bu kararına uyma zorunluluğu bulunmuyor.

Ancak, söz konusu kanun maddesinin iptali yönünde bir başvuru gelir ve AYM de eşitlik ilkesine aykırılıktan iptal ederse kanun değişikliği yapmak zorunlu olur. AYM, iptal başvurusu yapılmadıkça bir kanun maddesi için re’sen karar veremiyor.



Kaynak: Ahmet Kıvanç / Haber Türk