Aile Anayasası Önemini Yitiriyor Mu? / Soner Altaş
(16.11.2017)
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir söyleşide Aile Anayasası’nın hukuki yaptırımının olmadığı, centilmenlik anlaşması seviyesinde kaldığı, çok işlevsel olmadığı, uygulanabilirliği açısından...

Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir söyleşide Aile Anayasası’nın hukuki yaptırımının olmadığı, centilmenlik anlaşması seviyesinde kaldığı, çok işlevsel olmadığı, uygulanabilirliği açısından eleştiriler aldığı yönündeki beyanları okuyunca, uygulamada bazı sıkıntılar ve tereddütler yaşandığını düşündüm. Bu durum, kurumsallaşma ve aile anayasasına sahip olma niyeti bulunan aile işletmelerinin şevkini kırıcı bir etkiye de sahip olabilirdi. Zira, ülkemizin dört bir yanında birçok aile şirketinin öncelikli hedefleri arasında kurumsallaşma ve aile anayasasına sahip olma arzusu bir şekilde yer almaktadır.

Aile Anayasası, gelişmiş ülke ekonomilerinden dünyaya ve dolayısıyla ülkemize de yayılmış bir uygulama aslında. Zira, batı ülkelerinde de şirketlerin ağırlıklı kısmı ailelere ait. Orijinali “Family Constitution” olan Aile Anayasası için yabancı literatürde Aile Protokolü, Aile İlkeleri Beyannamesi, Aile Kuralları ve Değerleri, Aile Stratejik Planı gibi kavramlar da kullanılıyor. Ülkemizde Aile Anayasası ve Aile Konseyi uygulamasına giden ilk şirket Sabancı Holding’dir. Sabancı Ailesini sonradan birçok aile takip etse de, ülkemizde Aile Konseyi ve Aile Anayasasına sahip şirket sayısı oldukça sınırlıdır. Nitekim, geçtiğimiz günlerde Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin DÜNYA Gazetesi’nde yayımlanan Aile Şirketi Öncelikleri Anketi’nde de, ankete katılan aile şirketlerinin %60’ının Aile Anayasası’nın bulunmadığı, %53’ün de Aile Konseyi’nin bulunmadığı sonucu ortaya çıkmıştır.

Bazı olumsuz örneklerden yola çıkarak Aile Anayasası’nı basite indirgemek ve önemsizleştirmek kanımızca doğru bir yaklaşım değildir. Zira, aile üyeleri niyet ve fikir düzeyinde hazır değilken sadece ve biran önce Aile Anayasası’na sahip olmak isteyen aile şirketlerinde arzulanan neticenin elde edilememesi kuvvetli bir olasılık iken dışarıdan sağlanan süreçte ailenin yapısı, ihtiyaçları, bugünü ve geleceği ilgililer tarafından doğru tahlil edememiş de olabilir. Aile şirketleri nihayetinde bu süreci kendileri bizzat yürütmemekte, dışarıdan danışmanlık hizmeti almaktadır. Son yıllarda aile şirketlerinin bu alana yoğun ilgileri ise Aile Anayasası ve kurumsallaşma hizmeti vermek amacıyla birçok danışmanlık firmasının ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Hatta, internette araştırma yapıldığında matbu aile anayasası örneklerine ulaşmak dahi mümkündür. Oysa, alt yapısı oluşturulmadan ve üzerinde uzlaşı sağlanmadan hazırlanmış standart bir aile anayasası her şirkette aynı sonucu vermeyeceği gibi bazen istenmeyen sonuçlar dahi doğurabilir. Buna karşılık, gerek dünyada gerekse ülkemizde çok başarılı Aile Anayasası uygulamaları bulunmaktadır.

Aile Anayasası alelade bir belge değil, nihayetinde kurumsallaşma yolunda somutlaşmış niyetlerin, geleceğe yönelik hedefl erin ve iradelerin tescil edildiği bir belgedir aslında. Şirket ile aile ilişkilerinin bugünü yanında ve daha çok yarınını kapsar. Bu belgeyi anlamlı kılan ise, sadece Aile Anayasasına sahip olma düşüncesiyle hazırlanması değil, içerdiği bütün ilke ve kuralların aile fertleri tarafından genel olarak özümsenip kabul edilmiş olmasıdır. Aksi takdirde, eleştirilerde öne sürüldüğü gibi işlevsiz bir belge olmaktan öteye de gidemez.

İşin diğer bir boyutu da, bu konuda Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelere vakıf olunması ve hayata geçirilmesidir. Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemeler ile taçlandırılmadan hazırlanmış Aile Anayasası ilkeleri, işlevsel olmaktan, hukukî sonuçlar doğurmaktan ve uygulanabilir olmaktan yeterince faydalanamaz. Bugün şirketin mevcut aile üyeleri tarafından uyumlu bir şekilde işletilmesi, gelecek kuşaklar döneminde de sorunsuz bir şekilde yoluna devam edeceği anlamına gelmez. Bu nedenle, aile işletmeleri, kurumsallaşma ve aile anayasası hedefl erinden vazgeçmemeli, aksine aile üyelerinin bu konudaki isteklerini canlı tutmalı ve teşvik etmelidir. Aile Anayasası neticede yazılı düzen demektir ve yazılı düzen her zaman için kuralsızlıktan yahut sözlü kurallardan daha iyidir.



Kaynak: Dünya Gazetesi