Kasada Olmayan Paralara Bahar Temizliği / Nedim Türkmen
(04.06.2018)
Barış rüzgarları, kasa ve ortaklar cari hesabının düzeltilmesi imkanı veren 7143 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü ile devam etmektedir. Barış; bilanço esasına göre defter tutan...

Barış rüzgarları, kasa ve ortaklar cari hesabının düzeltilmesi imkanı veren 7143 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü ile devam etmektedir. Barış; bilanço esasına göre defter tutan Kurumlar Vergisi mükelleflerine 31.12.2017 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte, işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltme imkânı vermektedir.

Kanun maddesi hükmünden sadece bilanço esasına göre defter tutan Kurumlar Vergisi mükellefi olan; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, iş ortaklıkları yararlanabilecektir.

Mükelleflerin kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde bulunmayan kasa mevcuduna ilişkin düzeltme işlemlerinde; düzeltmenin yapıldığı tarih itibarıyla kasa hesabının bakiyesini de göz önünde bulundurmaları gerekecektir. Zira düzeltmenin yapıldığı tarihteki kasa hesabı 31.12.2017 tarihli bilançoda görülen kasa hesabından daha düşük tutar olması halinde, düzeltmenin yapıldığı tarihteki kasa hesabının yasal defterdeki mevcudu dikkate alınmalıdır.

Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların 7143 sayılı Kanun maddesi kapsamında kayıtlarda düzeltilmesine ilişkin Kanun maddesinde yer alan ve mükelleflerin uyması gereken kurallar aşağıdaki gibidir.

ned

HEM BİLANÇOSUNU DÜZELTİR HEM DE VERGİ İNCELEME RİSKİNDEN KURTULUR

Ülkemizde kayıt dışı ekonominin ulaştığı boyutlar, devletin resmi rakamlarında bile %40 seviyelerine işaret etmektedir. Şirketler ağır vergi ve sigorta prim yükü nedeniyle; çalışanlarına ödedikleri ücretleri bordroda düşük gösteriyorlar. Bordroda gösterilen ücret ile, gerçekte ödenen ücret arasındaki farklar zaman içinde kasa hesabında çok yüksek meblağlara ulaşıyor. Yani kasada 500.000-TL gözüküyor ama gerçekte böyle bir para ortada olmuyor.

Kasadan yapılan her ödemenin, Vergi Usul Kanunu'na uygun şekilde belgelendirilmesi gerekmektedir. Bu belgelendirmenin ücret ödemelerinin gerçek tutarla kayda alınmaması, hanut ve rüşvet gibi ödemeler nedeniyle belgelendirilemediği durumlarda, kasa şişmekte ve fiktif bir kasa bakiyesi oluşmaktadır.

Bu gerçeği ekonomiyi yönetenler, bankacılar velhasıl bütün ekonomi aktörleri bilmekte fakat ülkemizin “kayıt dışı ekonomiye dayalı büyüme modelini'' uyguladığını dikkate alarak, göz yummaktadırlar.

Öyle ki; bir banka şubesine kredi talebi için başvuran şirketin, kasa hesabında 4 milyon TL'lik bir rakamın olduğunu gören bankacı bile, kasanızda zaten para var, onu harcayın, ne için kredi istiyorsunuz? sorusunu bile sormadan, kredi işlemlerini gerçekleştirmektedirler. Bu vakıa, ülkemizde ekonominin sorgulanamaz gerçeği olarak kabul edilmiştir.

Kasa ve ortaklar cari hesabındaki yüksek rakamları, bankacılar değil ama vergi müfettişleri sorgulamaktadır. Vergi müfettişleri, kasada ya da ortak üzerinde görülen paranın gerçek olduğunu kabul ederek, şirket yönetimine “bu kadar para kasada duramaz, tüccar basiretli davranmak zorundadır, bu parayı bankada değerlendirmiş olsa idiniz, şu tutarda faiz geliri elde edecektiniz'' şeklinde olaya yaklaşmaktadırlar.

Vergi incelemeleri sonucunda; kasa ve ortaklar cari hesabındaki yüksek rakamlar esas alınarak şirket tüzel kişiliğine, ortağa kullandırılan para ile ilgili olarak  faiz gelirini bildirmemekten dolayı; hem Kurumlar Vergisi, hem de Katma Değer Vergisi tarhiyatı öneren vergi inceleme raporları düzenlenmektedir. Hatta, bu raporlarla da yetinmeyip; faiz geliri nedeniyle elde edilen kârın dağıtıldığını varsayarak, temettü stopajı yapılmadığı gerekçesiyle cezalı Gelir Vergisi stopaj raporları  düzenlemektedirler. Şirketler kasa ya da ortak üzerinde gözüken paranın gerçek olmadığını iddia edemedikleri için; düzenlenen raporlar üzerine vergi mahkemesine başvurmaları durumunda, sonuç lehlerine olamamaktadır. Yani, bankacıların görmezden geldiği hususu, vergi mahkemeleri görmektedir…

Şirketler, yukarıda açıkladığımız bahar temizliğinden mutlaka faydalanarak; kayıtlarını 01.01.2018 tarihi itibarıyla tertemiz hale getireceklerdir.



Kaynak: Sözcü Gazetesi