Zarar Mahsubunun Zamanında Yapılmaması
(29.09.2021)
Öncelikle zarar mahsup koşullarını hatırlatayım. Kurumlar Vergisi Kanunu’na  (KVK) göre, kurumlar vergisi beyannamesinde...

Zarar mahsup koşulları

Öncelikle zarar mahsup koşullarını hatırlatayım. Kurumlar Vergisi Kanunu’na  (KVK) göre, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla, geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan mali zararlar indirim konusu yapılabilir.

Bu hükme göre, geçmiş yıl zararlarının cari dönem kazancından mahsubu için;

- Zararın beş yıldan fazla nakledilmemiş olması,

- Mahsubun yapılacağı beyannamede her yılın zarar tutarının ayrı ayrı gösterilmiş olması,

- Mahsup edilecek geçmiş yıl zararının ilgili olduğu dönemin beyannamesinde yer alması,

gerekiyor.

Kanun’da başka bir koşul yok.

Zarar mahsup hakkı kullanılmayan beyanname düzeltilebilir mi?

Gelir İdaresi’ne göre hayır. Gelir İdaresi zarar mahsubunu, gider indiriminden farklı olarak, kullanılma olanağı varken kullanılmazsa yok olacak bir hak olarak görüyor. Dolayısıyla, kazanç beyan edilen dönemde geçmiş yıllar zararlarını mahsup etmeyerek bu hakkından vazgeçen mükelleflerin, kazanç beyan edilen dönem beyannamesini düzeltmelerinin ve geçmiş yıl zararlarını indirim konusu yapmalarının mümkün olmadığını söylüyor.

Danıştay’a göre evet. Bu yılın başında çıkan bir Danıştay Kararında, zarar mahsup hakkı kullanılmayan beyannamenin düzetilebileceği kabul edilmiş. Mükellefler tarafından geçmiş yıl zararlarının beş yıllık süre içerisinde indirilebileceği ve yapılan yanlışlıkların düzeltme beyannamesi ile giderilebileceği, yönündeki Vergi Mahkemesi kararı, Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 14.01.2021 tarih ve E:2016.14644 K:2021/240 sayılı Kararı’yla onanmış.

Kararda yer alan özet bilgiden, Vergi Mahkemesi kararını temyiz eden Vergi Dairesi Başkanlığı’nın; geçmiş yıl zararlarının indirilmesinin ihtiyari olduğu, davacının geçmiş yıl zararını indirmeyerek bu hakkını kullanmadığı, zararların bir sonraki yıl gösterilmemesi vergi matrahının belirlenmesinde belirsizliğe neden olacağını ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep ettiği görülüyor. Bu talep İdarenin yukarıda özetlediğim görüşüyle aynı yönde.

Danıştay kararı çoğunlukla alınmış bir karar. Karara muhalif üyelerin karşı oy gerekçesinden, karara katılmayan Üyelerin İdarenin görüşünü paylaştığı anlaşılıyor.

Zarar mahsup hakkı sonraki yıllarda kullanılabilir mi?

Gelir İdaresi’ne göre hayır. Gelir İdaresinin görüşünü yukarıda yazdım. İdare zarar mahsubunu bir hak olarak görüyor ve bu hakkı kullanmak mümkünken kullanılmamışsa, bir daha kullanılamayacağı görüşünde. Bu görüşü dikkate alırsak İdarenin, zarar mahsup hakkının sonraki yıllarda kullanılamayacağı görüşünde olduğunu söylemek zannediyorum yanlış olmaz. Aşağıda özetleyeceğim Danıştay Kararına konu davada da İdare bu görüşü savunuyor.

Danıştay’a göre evet. Geçmiş yıl zararlarının, dönemi izleyen yılda indirim konusu yapma hakkı bulunduğu halde beyan edilmemesi halinde sonraki yıllarda indirim konusu yapılamayacağı gerekçesiyle yapılan bir tarhiyatı;

- Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde ve 1 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin (9) numaralı bölümünde; kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla dair tutarların ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indirim konusu yapılabileceğinin düzenlendiği,

- Mükelleflerce bir hesap dönemi içerisinde oluşan zararın, müteakip beş hesap döneminde oluşacak kârlarla mahsup edilememesi halinde mahsup imkânının ortadan kalkacağı,

- Söz konusu hükümlerde, mükelleflerin oluşan zararlarını izleyen yılda beyan etmemeleri ve kâr beyan etmeleri durumunda, kâr beyan ettiği yıldan sonraki yıllardaki kurum kazançlarından düşemeyecekleri şeklinde bir düzenleme yer almadığı gibi bu yönde yapılacak bir yorumun da kanunun mükelleflere tanıdığı kanuni bir hakkın engellenmesi sonucunu doğuracağı,

- Bu durumda, davacının süresinde verdiği kurumlar vergisi beyannamelerine göre 2004 yılında beyan edilen zararın izleyen yıllarda indirilmesine bir engel bulunmadığından, söz konusu dönemdeki zarar ile 2007 yılında beyan edilen zarar dikkate alındığında, davaya konu dönemde kurumlar vergisine konu olabilecek matrah kalmadığı,

gerekçesiyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçelerle Danıştay Üçüncü Dairesi’nin 17.03.2015 tarihli ve E.2011/4940 K.2015/1312 sayılı kararıyla onanmış.

Zarar mahsubuyla ilgili kişisel değerlendirmem

Öncelikle geçmiş yıl zararlarının mahsubu konusunun mükellefin hakkı olarak görülmesi, zamanında yapılmayan zarar mahsubu olanağını ortadan kaldırmaz diye düşünüyorum. Bir giderin zamanında gider yazılmamış olmasının sonradan dikkate alınmasını istemekten bir farkı yok. Gider konusunda bir tartışma da bildiğim kadarıyla yok. Bu çerçevede örneğin, belgesi zamanında gelmeyen, belgesi gelmesine rağmen defterlere kaydedilmesi unutulan bir gider varsa, sonradan beyanname düzeltilerek bu giderler dikkate alınabiliyor. Zarar mahsup hakkı için aynı durumu önleyen ne var? Bence hukuksal bir gerekçe yok.

Kaldı ki, geçmiş yıl zararlarının nitelik itibariyle giderlerden bir farkı da yok. Sadece dönemsel farklılık söz konusu. Dolayısıyla zarar bu niteliği nedeniyle, ticaret hukuku açısından da geçmiş yıl zararları mahsup edilmeden kâr dağıtımı yapılamıyor.

Bu nedenle, zarar mahsubunu zamanında kullanılmazsa yok olacak bir hak olarak görmemek gerek. Giderin hâsılattan indirilmesi gibi, gerçek kazancın tespiti için geçmiş yıllara ilişkin zararların da mahsubu kaçınılmaz. Dolayısıyla, en başta özetlediğim üç koşula uyulması durumunda, zarar mahsubu her zaman yapılmalı diye düşünüyorum.

Sonuç olarak, zarar mahsup olanağı varken yapılmaması durumunda, geçmiş dönem beyannamelerinin düzeltilerek zarar mahsup olanağının kullanılabileceğini ve varsa fazla ve yersiz ödenen vergilerin iadesinin istenebileceğini düşünüyorum. Bu yöndeki yargı kararına katılıyorum. Kullanılmayan zarar mahsup hakkının sonraki yıllarda kullanılabileceği yönündeki yargı kararı dönemsellik ilkesine uygunluk açısından tartışılabilir. Ancak bunda da işin esası itibariyle bir sakınca görmüyorum. Zarar mahsup hakkının daha sonraki bir yılda yapılmasının, erken vergi ödemek dışında bir sonucu yok. Bunu cezalandırmak için de bir neden yok. İade işlemlerini ortadan kaldırdığı için pratik de bir uygulama.

Son değerlendirme cümlem şu: Siz yine de dikkatli olun, sonradan telafi edilemez zararlarla karşılaşmamak için, şekli koşullara tam uyuma dikkat edin.



Kaynak: Recep Bıyık / Dünya Gazetesi