Takdir Çalışan Bağlılığının En Önemli Unsuru Mu? / Yücel Uygun
(15.09.2018)

"Kendi ışığına güvenen, başkasının
parlamasından rahatsız olmaz."
Victor Hugo

Çalışan bireyin, kendini değerli hissetme ihtiyacı, çoğu zaman paranın önünde gelir. Geçmişte ülkemiz dahil farklı ülkelerde yapılmış birçok araştırma, çalışanların işten ayrılma sebeplerinin büyük kısmının, para veya farklı nedenler değil, iyi yaptıkları iş sonrası takdir görmemeleri olduğunu göstermektedir. Evet takdir çalışan bağlılığının en önemli unsurlarından biridir. Ve tabii ki, çalışan bağlılığı da, işletmenin kârlılık seviyesini direkt olarak etkilemektedir. Bu sebepten, gerek işletme sahiplerinin, gerek yöneticilerin, bu konuya yeterince eğilmeleri gerekmektedir.
Günümüzde çalışan bireylerin en sık kullandığı sözlerden biri, "bir hata yaptığımda yüzde 100 fark edilirim, iyi bir iş çıkardığımda ise yüzde 99 fark edilmem’’ cümleleridir. Bu konuya bağlı olarak, yöneticilerin, takdir etmeme sebeplerini başlıca üç başlık altında sıralayabiliriz; takdir sonrası personelin şımaracak olması, sonraki günlerde performansın düşebileceği yönündeki inanç ve duygusal zekâ –özellikle empati kısmı ile ilgili- yetersizliğidir. Ağırlıklı olarak korku kültüründe yetişmiş bir toplum olmamız da bu durumu tetikliyor tabii ki. Özellikle patron şirketlerinin bir kısmında, "ortada bir yergi yoksa demek ki iyi gidiyoruz" düşüncesi yaygındır.

Takdir deyince, bu konunun öneminin, özellikle satış departmanlarında birkaç seviye daha önemli olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Çünkü, satış temsilcileri, gün içinde onlarca görüşme yapar ve çoğu görüşmenin sonucu ret olarak ortaya çıkar. Bu görüşmeler sonrasında anlık veya belirli bir süre de olsa çalışanların motivasyonları düşer. Satış başarısı için, en önemli unsur ise motivasyondur. –aslında birçok iş için öyledir- Personelin içsel bir motivasyona sahip olması beklenir fakat, takdir ile birlikte gelen dışsal motivasyon aynı zamanda içsel motivasyonun da tetikleyicisidir. Yönetmek aslında, çalışanları sürekli motive etmekten başka bir şey değildir. 
Takdir belirli aralıklarda ve düzenli olarak yapılmalıdır. Hatta bu konu o kadar önemlidir ki, yöneticiler kendilerine takdir çizelgesi/panosu dahi oluşturabilirler. Böylece çalışanların çok olduğu bir işletmede, kimi ne zaman en son takdir ettiklerini görmüş olurlar. Takdir bildiğimiz üzere, herkesin içinde yapılmalı, yergi ise bire bir yapılmalıdır. Herkesin içinde yapılan takdir, diğer personelin de başarı odaklı güdülenmesini sağlayacaktır. Herkesin içinde personelini, küçük düşüren ve bunu bilinçli yapan yöneticiler tanıma fırsatım oldu. Bu aşamada benim aklıma gelen soru, küçük düşürmeye çalışan mı gerçekten küçülmüştür, yoksa diğer kişi mi? Yıldırma politikaları da benzer bir üne sahiptir...

Takdir ile ilgili olarak personelin, çalışma arkadaşlarından da takdir görmesi şüphesiz, takım ruhunu güçlendirecek ve ekip içi sinerjinin yukarı çıkmasını sağlayacaktır. Liderin, ekibiyle birlikte yaptığı toplantılarda, bu konunun altını çizmesi, ‘’biz başardık’’ anlayışını aşılaması, ekip içinde sevgi kültürünün oluşması açısından önemlidir.

"Personelin başarısını hızlandıran en önemli unsur nedir?’’ sorusunun cevabı da ‘’takdir’’dir. Özellikle yeni başlayan bir çalışanın, ilk günlerinde yöneticisinden aldığı "içten bir teşekkür," belki de bu çalışanın uzun yıllar boyunca orada çalışması için bir zemin oluşturacaktır. Konuya biraz daha derinden yaklaştığımızda, takdir aslında, yönetici için de bir duygusal kazançtır. Bir çalışanı, iyi bir iş yaptığından dolayı takdir etmek, aynı zamanda ona bir hediye sunmaktır. Vermenin almaktan daha büyük zenginlik olduğunu bilen yöneticiler, bu konuda daha cömert davranacaktır.

Personelin takdir edilmemesine bağlı olarak, çalışan bağlılığı düşük olan işletmelerin, verimlilik oranları düşecektir ve müşteriye sunulan hizmet kalitesinde de azalma olacaktır. Ve en önemlisi, işletmelerin kuruluş sebebi olan kârlılık oranları düşecek, para ve zaman kayıplarına yol açacaktır. Çalışan bağlılığındaki küçük bir artış, kârlılığa direkt olarak etki eden çok önemli bir unsurdur.
Neredeyse tüm erdemleri içinde bulunduran "adalet" duygusu gelişmiş yöneticiler, takdir konusunda da, tüm personeline gerekli olan yaklaşımı göstermekten çekinmeyecektir. Ve bu işletmelerde/departmanlarda verimlilik de kayda değer oranda yükselecektir.



Kaynak: Dünya Gazetesi