Vergi Yargısında Değişen Süreler / Bumin Doğrusöz
(07.04.2020)
Koronavirüs salgını dolayısıyla alınan tedbirlerin etkilediği alanlardan biri de yargı alanıdır. Yargı alanı çok geniş...

Koronavirüs salgını dolayısıyla alınan tedbirlerin etkilediği alanlardan biri de yargı alanıdır. Yargı alanı çok geniş olduğundan, biz bu etkiyi genelde idari yargı özelde vergi yargısı bazında ele almak istiyoruz.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda mücbir sebep konusunun düzenlenmemiş olması ve yargı anlayışının Vergi Usul Kanunu’nun mücbir sebep düzenlemelerini 31. maddenin açık atfına rağmen idari yargı alanına taşımayı bir türlü kabul etmemesi sonucu, idari yargı alanındaki tedbirler konusu özel bir kanunla düzenlenmek zorunda kalmıştır. Zaten idari yargılama alanındaki süre konusu epey sorunlu ve kişilere zaman zaman hak kaybı yaratacak ölçüde karmaşıktır. Bu konuya daha önce defalarca değinmemize rağmen bu güne kadar maalesef pek olumlu bir yol alınamamıştır.

Söz konusu tedbirler 26.3.2020 günlü mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde yer almıştır. Madde (konumuzla ilgili olarak), İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yer alan süreler ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve uzlaştırma kurumlarındaki süreleri ilgilendirmektedir.

Bu düzenlemeden İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yer alan dava açma, cevap dilekçesi sunma, cevaba cevap sunma, 2. dilekçeyi sunma ve 2. dilekçeye cevap sunma süreleri, istinaf ve temyiz yollarına başvuru süreleri, yürütmeyi durdurma konusundaki kararlara itiraz süreleri, mahkemeler tarafından verilmiş süreler, ön inceleme üzerine verilmiş ek dava açma süreleri, zımni ret süreleri etkilenmiştir. (Bunlara normal yargılama süreleri diyelim)

Bunun dışında diğer kanunlarda yer alan dava açma süreleri de kapsam içerisindedir. Örneğin Vergi Usul Kanunu’nda yer alan dava açma süreleri gibi. Takip hukukuna ilişkin süreler de kapsam içinde olmakla birlikte takip hukukuna ilişkin sürelerde bir farklılık yaratılmıştır. Örneğin Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu’nda yer alan ödeme emri, ihtiyati haciz gibi işlemlere karşı dava açma süreleri ile istihkak iddialarına dayalı dava açma süreleri, Kanunun geçici 1. maddesi kapsamındadır. (Bu sürelere takip hukukuna ilişkin işlemler diyelim)

Normal yargılama süreleri 13.3.2020 (bu tarih dahil) tarihinden 1.5.2020 tarihine kadar durmuştur. Buna karşılık takip hukukuna ilişkin süreler 22.3.2020 (bu tarih dahil) tarihinden 1.5.2020 tarihine kadar durmuştur.

Bu durmanın etkisini gösterebilmesi için süre sonunun bu tarihler aralığına gelmesi gerekmektedir. Örneğin 18 Şubat tarihinde tebliğ edilen bir vergi / ceza ihbarnamesine karşı dava açma süresi 19 Martta dolacaktır ve bu tarih sürenin durduğu 13.3.2020 ilâ 30.4.2020 tarihleri arasına denk gelmektedir. O halde uzayacaktır. Buna karşılık ihbarnamenin tebligatı 2.4.2020 günü yapılsaydı, 7226 sayılı Kanun düzenlemelerinin etkisi olmayacaktı.

13.3.2020 tarihinde duran süreler, 30 Nisan’dan sonra, yani 1.5.2020 tarihinden itibaren işlemeye devam edecektir. Ancak kalan sürenin 15 günden az olması halinde, süre 15 Mayıs 2020 mesai saati bitimine kadar uzamış sayılacaktır.

Cumhurbaşkanı’na durma süresini altı ayı geçmemek üzere sadece bir kez uzatma yetkisi de tanınmıştır.

Uzlaşmaya müracaat süresinin de kanunun süreleri durdurma işlevinden etkilenip etkilenmediği tartışmalıdır. Kanaatimce uzlaşmaya müracaat süreleri de 13 Mart ilâ 30 Nisan arasında durmuştur. Ancak kanununun yargıyla ilgili süreleri düzenlediğini, uzlaşma yolunun ihtiyari bir yol olduğunu ve bu sebeple kapsama girmeyeceğini ileri sürenler de vardır. Buna karşılık Gümrük Kanunu’nun 242. maddesine göre yapılması gereken itirazlar, yargıya gidebilmek için zorunlu bir başvuruyu ifade etmektedir. Dolayısıyla madde kapsamında yer alan başvuru süresinin 7226 sayılı Kanun’dan etkileneceği bence açıktır.

Vergisel haklar konusu hala açıktadır. Bu konuda mali idarenin bir açıklaması henüz yoktur. Şubat KDV’si ve gelir vergisi beyanı konusunda da, Genel Tebliğ’ le mücbir sebep içerisinde olduğu kabul edilen mükellefler için dahi bir açıklama yoktur. Geçici vergi konusu belirsizdir. Hukukun açık olmasına rağmen her halde son günler bekleniyor.



Kaynak: Dünya Gazetesi