Ticari Faaliyette Kurumsal Yapı
(24.01.2022)
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesi uyarınca “Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim...

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesi uyarınca “Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir. Bu kanunun uygulanmasında Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenleme ve denetimine tabi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonlar sermaye şirketi sayılır.”
 
Kooperatifler, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na veya özel kanunlarına göre kurulmuş bulunanlar ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade etmektedir.
 
İktisadi kamu kuruluşları: Devlet, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve yukarıdaki birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler, iktisadi kamu kuruluşudur.
 
Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleridir. Bu kanunun uygulanmasında sendikalar dernek, cemaatler ise vakıf sayılır.
 
İktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması, mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi, bunların iktisadi niteliğini değiştirmez.
 
İş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler, iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.
 
Tam mükellefiyet halinde kanunun birinci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.
 
Dar mükellefiyet halinde; kanunun birinci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.
 
Dar mükellefiyette kurum kazancı aşağıdaki kazanç ve iratlardan oluşur:
 
* Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de iş yeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançlar
 
(Bu şartları taşısalar bile kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye’de satın aldıkları malları Türkiye’de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye’de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının ya da her ikisinin Türkiye’de olması veya satış sözleşmesinin Türkiye’de yapılmasıdır),
 
* Türkiye’de bulunan zirai işletmeden elde edilen kazançlar,
 
* Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları,
 
* Taşınır ve taşınmazlar ile hakların Türkiye’de kiralanmasından elde edilen iratlar,
 
* Türkiye’de elde edilen menkul sermaye iratları,
 
* Türkiye’de elde edilen diğer kazanç ve iratlar.
 
Bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimi temsilci bulundurulması konularında Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır.



Kaynak: Veysi Seviğ / İto Haber