Döviz Kredisi Olan Şirketlerin Bildirim Karmaşası / Yılmaz Sezer
(18.05.2018)
Dövizin yılbaşından bu yana hızla yükselmesi, Merkez Bankası döviz rezervlerinin ise buna bağlı olmak üzere azalması Merkez Bankası'nın bir dizi önlem almasını zorunlu hale getirmiştir...

Dövizin yılbaşından bu yana hızla yükselmesi, Merkez Bankası döviz rezervlerinin ise buna bağlı olmak üzere azalması Merkez Bankası'nın bir dizi önlem almasını zorunlu hale getirmiştir.

Bizim paylaşacağımız bildirim  doğrudan müteşebbisleri ilgilendiren bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilindiği üzere 17 Şubat 2018 tarihinde yapılan bir yasal düzenleme ile firmalara 31.12.2017 tarihi itibarıyla, yurtiçi ve yurtdışından kullanmış oldukları toplam tutarı 15 milyon ABD Doları'nı aşan kredileri için bildirim zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. Bildirim zorunluluğuna uymayanlar için para ve hapis cezası öngörülürken, bildirimlerin yetkilendirilmiş bağımsız denetim firmaları tarafından yapılması zorunluluğu da bulunmaktadır.

Yani Merkez Bankası doğru verilere ulaşmak amacıyla firmalara bu zorunluluğu getirdi, maliyetini ise firmalara yükledi, bağımsız denetim firmalarına da kontrol görevi vererek, bu işi benim adıma sen yapacaksın, yapmazsan da sen sorumlusun dedi. Bilgiye ihtiyacı olan Merkez Bankası, maddi maliyete katlanan kredi borcu olan firmalar, sorumluluk alan bağımsız denetim firmaları.

Uygulamaya ilişkin esaslar, süreç çok yeni olduğu için tam anlamıyla oluşturulamadığı. Bırakın uygulamaya ilişkin usul ve esasları, bize göre böyle bir yasal uygulamanın başladığı bile tam olarak açıklanmadı.

Uygulamanın en büyük tarafı olan Merkez Bankası bile konuya ilişkin bilgisayar sisteminin kurulması, ilgili program ve veri tabanını oluşturulması işlemini devam ettiriyor, bu süreçte oluşturmaya çalışıyor. Kamu Gözetim Kurulu olayın dolaylı olarak tarafı ancak konuya çok fazla hâkim olduğu söylenemez. Bağımsız denetim firmaları söz konusu işlemin ne kadar mesai gerektirdiğini, yapacakları denetimin ve hazırlayacakları raporun içeriği konusuna tam olarak hâkim değiller, akıllarında ki değişik sorulara cevap bulmaya çalışıyorlar.Firma sahipleri ise konunun ciddiyetini anlamadıkları için olayın maddi boyutunu daha çok düşünüp, yaptırmasak ne olur, niye biz niye yaptırıyoruz, Merkez Bankası'nda zaten bu veriler var, tekrar niye istiyor denklemini çözmeye çalışıyorlar.

Herkes kendi açısından bakılınca haklı, çünkü konunun belirli tarafları var ve herkes kendi tarafından konuyu değerlendirmeye, çözüm bulmaya çalışıyor. Şimdi yapılan bu çalışma ve uğraşlar keşke yasal düzenleme yapılmadan önce tarafların bir araya gelmesi ile çözümlenmiş olsaydı da bu karmaşıklığa neden olmasaydı.

Ama yapacak bir şey yok demek ki böyle olması gerekiyormuş.

Yönetmelik ilk yayınlandığında bildirim için son gün 28.02.2018 olarak belirlenmişti. (Hiçbir altyapı ve hazırlık yapılmadan öngörülen süre). Sonrasında yapılan duyurular ile süre 31.03.2018 tarihine ertelendi

Daha sonra Merkez Bankası yaptığı yazılı duyuru ile süreyi 18.05.2018 tarihine ertelediğini bildirdi.

Şimdi de Bağımsız Denetim Derneği uygulamadaki tereddüt edilen konuların da altını çizerek sürenin 31.05.2018 tarihine ertelenmesini istiyor.

Olabilir mi?

Bize göre de olması gereken bu yani sürenin uzatılması çünkü konunun hiçbir tarafında sistem daha tam anlamıyla oturmadı. 12 günlük ek süre, sistemin daha iyi anlatılması ve taşların yerli yerine oturması için yeterli mi?



Kaynak: Dünya Gazetesi