2000’de Sahte Fatura Düzenledi Denilen 2020’de Matrah Artırımı Yapamayacak!
(20.10.2020)
Bilindiği üzere SGK ve vergi borçlarının yapılandırılması ve diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılması amacı ile...

Bilindiği üzere SGK ve vergi borçlarının yapılandırılması ve diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılması amacı ile “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” hazırlandı. Bu teklif önceki yapılandırma kanunlardan farklı olarak şimdilik teklif aşamasında matrah artırımını içermiyor. Muhtemeldir ki, teklifin kanunlaşması aşamalarından birinde matrah artırımı da teklife eklenecek ve matrah artırımı düzenlemesini de içerecek şekilde kanunlaşacaktır.

Özellikle matrah artırımının teklife eklenerek kanunlaşacak olması halinde atlanılmaması gereken çok önemli bir konuyu bu yazımızda ele alacağız.

Bilindiği gibi vergide zamanaşımı süresi beş yıldır. Türk vergi sisteminde tarh ve tahakkuk zamanaşımı bulunmaktadır ve genel itibari ile süre beş yıldır. Özel düzenlemeler haricinde beş yıl dolduktan sonra mükelleflerden zorla tahsilat yapılamamaktadır.

Ancak, matrah artırımı kanunlarında yapılan düzenlemeler ile ilgili öyle bir yorum getirilmiştir ki, başlıkta 2000 yılına atıfta bulunduk ama 1990 yılında bile bir mükellefe sahte fatura düzenledin denilecek olur ise, mükellef bu düzenlemeler aynı şekilde devam ettiği sürece, 2050 senesinde dahi matrah artırımı düzenlemesi yapılacak olursa matrah artırımı yapamayacaktır!

Birçok suça af getiriliyorken ve vergide beş yıllık zamanaşımının olmasına rağmen böyle bir yorum oldukça uç bir yorumdur ve bu yorumu ortadan kaldıracak şekilde kanunda açıklık bırakılmamalıdır.

Bunları yazarken sahte fatura düzenleyenleri savunduğumuz gibi bir algı oluşmamalıdır. Nitekim, ülkemizde en büyük telekom şirketine, en büyük kargo şirketine, bankalara, finans kurumlarına vs. sahte fatura düzenleyicisi diye raporlar yazıldı.

Meseleye gelecek olur isek, örneğin 2016 yılında çıkan matrah artırımı kanununda, “213 sayılı Kanunun 359'uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” hakkında, 6736 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce (19.08.2016 öncesi) herhangi bir tespit yapılmış olması durumunda, bu kapsama giren mükelleflerin, Kanunun 5 inci maddesi hükmüne göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir. Bu hükmün uygulanmasında, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile yapılan tespitler dikkate alınacaktır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu düzenlemeden iki yönde yorum çıkmaktadır. Birinci yoruma göre, 19.08.2016 tarihinden önce (örneğin 2000 yılında 1999 dönemine ilişkin olarak) sahte fatura düzenledin denilen bir mükellef 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 dönemleri için matrah artırımında bulunamayacaktır.

İkinci yoruma göre ise, bir mükellefe örneğin 2000 ya da 2010 döneminde sahte fatura düzenledin denildi ise ve matrah artırımı dönemleri olan 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 dönemlerine ilişkin 19.08.2016 tarihine kadar sahte fatura düzenlediğine yönelik rapor yazılmadı ise mükellef matrah artırımından yararlanabilecektir. Hatta, 2011 ya da 2012 dönemi ile ilgili sahte fatura düzenlendiğine ilişkin tespit var ama 2013, 2014 ve 2015 dönemleri için 19.08.2016 tarihi itibariyle bir tespit yok ise 2011 ve 2012 dönemleri için matrah artırımı hükümlerinden yararlanılamayacak, ancak 2013, 2014 ve 2015 dönemleri için matrah artırımı hükümlerinden yararlanılabilecektir.

Kanaatimce de, “6736 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce (19.08.2016 öncesi) herhangi bir tespit yapılmış olması durumunda, bu kapsama giren mükelleflerin, Kanunun 5'inci maddesi hükmüne göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir” düzenlemesi ile kastedilen ikinci görüştür. Kanunun 5’inci maddesi hükümleri 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 dönemleri matrah artırımını düzenlemektedir ve bu dönemlerden hangisi için sahte fatura düzenlemesi tesbiti var ise o dönem için matrah artırımı yapılamayacaktır.

Fakat yukarıda bahsettiğim üzere kanunun bu düzenlemesini aşırı derecede zorlama bir yorumla verginin zamanaşımı mantığına da uymayacak şekilde genişletmek doğru bir yaklaşım olamaz. Bu yorumun ucu olabildiğince açıktır. Bir telekom firması varsayalım ki bir adet faturayı sahte düzenledi ve raporla bu durum tesbit edildi. Bu şirkete ne yapacağız, 20 yıl 30 yıl geçse dahi sen sahtecisin mi diyeceğiz? Aynı şekilde bir bankaya, bir kargo firmasına sen sahtecisin mi diyeceğiz?

Konu aslında yargıya da taşınmış ve yargı da ikinci görüşe paralel şekilde kararlar vermiştir. Yargının görüşü aşağıdaki gibi şekillenmiştir.

“Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin 6736 sayılı Kanunun 5.maddesi kapsamında 2011 yılı kurumlar vergisi matrah artırımında ve 2012,2013,2014,2015 yılları kurumlar vergisi ve katma değer vergisi matrah artırımında bulunduğu, idarece başvurunun kabul edilerek düzenlenen ödeme planı doğrultusunda şirket tarafından ödemelerin yapıldığı, ancak idare tarafından davacı şirket hakkında düzenlenen 28/08/2013 tarih ve 2013-A-685/24 sayılı vergi tekniği raporunda ve O..... Petrol Ürünleri Danış. Nak. Turz. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 7/6/2013 tarih ve 2013-A-685/11 sayılı vergi inceleme raporunda, davacı şirketin sahte belge düzenlediğinin tespit edildiği ve bu nedenle matrah artırımından yararlandırılamayacağının ve matrah artırımının iptal edilerek terkin işlemlerinin yapıldığının bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davacı şirketin 2011 ila 2015 yılı hesap dönemleri için matrah artırımında bulunduğu, davacı şirket hakkında düzenlenen 28/08/2013 tarih ve 2013-A-685/24 sayılı vergi tekniği raporunda, O.... Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti adına düzenlenmiş 31.12.2010 tarih ve 14451 sayılı faturanın sahte olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, incelenen ve sahte olduğu tespit edilen faturanın 2010 yılı hesap dönemine ait olduğu, anılan raporun matrah artırımı yapılan dönemlere ilişkin bir tespit içermediği, davacı hakkında düzenlenen 08/06/2017 tarih ve 2017-A-6248/24 sayılı vergi tekniği raporu ile 02/05/2017 tarih ve 2017-A-6248/20 sayılı vergi tekniği raporlarında sahte belge düzenlediğinin tespit edildiğinin belirtildiği, ancak yukarıda yer verilen Yasa ve Genel Tebliğ hükümlerinde de belirtildiği üzere 6736 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce matrah artırımı yapılan yıllara ilişkin herhangi bir tespit yapılmış olması durumunda matrah artırımından yararlanılamayacağı, işleme dayanak alınan raporlardan 28/08/2013 tarih ve 2013-A-685/24 sayılı raporun matrah artırımına ait yıllara ilişkin olmadığı, 08/06/2017 tarih ve 2017-A-6248/24 sayılı ve 02/05/2017 tarih ve 2017-A-6248/20 sayılı raporların da vergi inceleme yasağına rağmen matrah artırımından çok sonra 2017 yılında düzenlendiği dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Yargı kararında da isabetli bir şekilde ikinci yorum yönünde görüş oluşmuştur ve kararlar bu yönde çıkmaktadır.

Sonuç olarak, idare ilk yoruma göre hareket etmektedir ve yeni bir matrah artırımı düzenlemesi kanuna eklenecek olur ise, bu konu kanuna açık bir şekilde kanun koyucunun görüşünü de kapsayacak şekilde girmelidir. Kanun koyucu her iki görüşü de değerlendirerek kendi görüşünü kanuna yansıtmalıdır. Aksi türlü yıllarca mükellefler bu konu ile ilgili olarak idare ile karşı karşıya gelecek ve mahkemelerde hak aramaya devam edecektir.



Kaynak: Ekrem Öncü / Finans Gündem