Yurtdışından Alınan Emekli Aylıklarının Haczi
(21.09.2021)
Bankaların özensiz kredi kartı dağıtması, herkesin cebinde en az beş-altı kredi kartı bulunması, teminat ve varlıklara...

Bankaların özensiz kredi kartı dağıtması, herkesin cebinde en az beş-altı kredi kartı bulunması, teminat ve varlıklara bakılmaksızın yüksek limitler verilmesi, taksitler, kampanyalar, kart borçlarının ayrıca taksitlendirilmesi, vergi borçlarının dahi kredi kartı kuruluşlarınca taksitlendirilerek ödenmesinin sağlanması derken toplum gelirinden fazla harcamaya yönlendiriliyor ve neticede kart sahiplerinin büyük bölümü kredi kartı borçlusu haline geliyor. Emekli borçlarının küçük de olsa bir bölümü de kamu borçlarına dayanıyor. Kart borçlarının ödenememesinin en önemli sonuçlarından birisi de emekli borçlu hakkında cebri takip yapılması ve malvarlığına yahut gelirlerine haciz konulmasıdır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda (madde 93/1) bu konuda, “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri devir ve temlik edilemez, gelir, aylık ve ödenekler, Sosyal Güvelik Kurumu’nun alacakları ile nafaka borçları dışında haczedilemez.“ hükmü yer alırken. İcra İflas Kanunu’nda (İİK) ve 6183 sayılı Kanun’da emekli aylıklarının kısmen haczedilebileceğine ilişin düzenleme yer almıştır.  

5510 sayılı Kanun düzenlemesinin, konumuz açısından İİK’ya nazaran hem özel kanun niteliğinde olması hem de sonraki kanun niteliğinde olması dolayısıyla, icra takiplerinde icra memurlarınca doğrudan nazara alınması gerekirken, uygulamada, “icra memurlarının evveliyetle İcra İflas Kanunu ile bağlı olduğu ve buna göre haciz taleplerini uygulamak zorunda oldukları, borçluların ise 5510 sayılı Kanun’un özetlediğimiz 93. maddesine dayanarak İcra Mahkemesi’ne şikâyet hakkına sahip oldukları ve haczi kaldırma yetkisinin İcra Mahkemesi’ne ait olduğu” şeklindeki anlayış sebebiyle sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine 5838 sayılı Kanun’un ile (md. 32) söz konusu 93. maddesinin birinci fıkrasına “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir” hükmü eklenmiştir.

Bu düzenlemeye göre emekli aylıklarının, Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borçlar ve nafaka borçları dışındaki borçlar için haczi talep edildiğinde icra müdürlükleri borçlu emeklinin hacze muvafakati olmadıkça bu talepleri yerine getirmemek, reddetmek zorundadırlar.  

Muvafakat konusunda ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatları, sözleşme hükümleri ile veya başka şekillerde icra takibinden önce verilmiş haciz muvafakatlerinin geçerli olmadığı yönündedir. Zaten İİK’nın “bu konuda önceden yapılacak sözleşmelerin geçerli olmadığına ilişkin 83/a maddesi de bu sonucu vermektedir.

İİK’nın kısmen hacze izin veren düzenlemesinin 5510 sayılı Kanun’daki haciz yasağı karşısında geçerliliğini yitirmesine ilişkin, “5510 sayılı Kanun düzenlemesinin, İİK düzenlemesine nazaran hem özel kanun niteliğinde olması hem de sonraki kanun niteliğinde olması” şeklindeki gerekçe, kısmen hacze cevaz veren 6183 sayılı Kanun açısından da geçerlidir. Bir başka deyişle emekli maaşları, 5510 sayılı Kanun karşısında, Sosyal Güvelik Kurumu’nun alacakları ile nafaka borçları dışında vergi ve sair kamu alacakları için de haczedilemez.

Sonuç olarak, 5510 sayılı Kanun’dan sonra İcra İflas Kanunu’nun 83 ve 6183 sayılı Kanun’un 71. maddelerinin kısmen haczi mümkün kılan düzenlemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu (ve önceki 507 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi kapsamında yer alan vakıflar) tarafından ödenen her türlü gelir, aylık ve ödenekler açısından geçerliliğini yitirmiştir.

Ancak 5510 sayılı Kanun, sadece Sosyal Güvenlik Kurumu (ve mülga 507 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi kapsamında yer alan vakıflar) tarafından ödenen her türlü aylık ve gelirler için geçerlidir. Bu kurumlar dışındaki kurumlar tarafından (örneğin yabancı ülkelerin sosyal güvenlik kurumları, mülga 507 sayılı Kanun’un kapsamına girmeyen vakıflar ve sandıklar ile sigorta şirketleri tarafından) ödenen emekli aylıkları, 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesinde yer alan haciz yasağı kapsamına girmemektedir. Bu nedenle bu kurumlar tarafından ödenen emekli aylıkları gerek İİK gerekse 6183 sayılı Kanun uyarınca kısmen haczedilebilir.

Nitekim Danıştay 4. Dairesi E.2016/13972 K.2017/509 sayı ve 18.1.2017 tarihli kararında, İsviçre Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen emekli aylığının 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü haciz yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceğine, 6183 sayılı Kanun’un 71. maddesi uyarınca kısmen haczedilebileceğine hükmetmiştir. Danıştay 9. Dairesi’nin görüşü de aynı yöndedir. Daire, “5510 sayılı Kanun’un öngördüğü haciz yasağının bu Kanun çerçevesinde bağlanmış aylıklarla sınırlı olduğuna, yurt dışından alınan emekli maaşlarını kapsamadığına, ancak yurt dışından alınan emekli maaşının haczedilebilecek kısmı konusunda 6183 sayılı Kanun’un 71. maddesine göre karar verilmesi gerektiğine” hükmetmiştir (Danıştay 9. Dairesi E.2020/4544 K.2021/367 T.28.1.2021)       



Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi