"İş Yerini Yönetmek" İş Güvencesinden Mahrum Bırakabilir!
(31.10.2020)
İşveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan...

İşveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verilmesi hâlinde işçinin işe iadesi söz konusu olabilmektedir.

İşçilerin geçerli bir sebep olmadan veya keyfî olarak işten çıkarılmalarına karşı iş güvencesi kapsamında işe iade hakları bulunmaktadır. Ancak bütün işçiler işe iade hakkından yararlanamamaktadır. İş güvencesinden faydalanmak için:

  • İşçinin çalıştığı iş yerinde en az 30 işçi ve üzeri çalışanın bulunması,
  • İşçinin belirsiz süreli iş sözleşmesine istinaden çalışması, 
  • İşçinin işveren vekili veya üst düzey yönetici olmaması,
  • Geçerli veya haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından işçinin işten çıkarılması,
  • Yer altı işlerinde çalışan işçiler dışındaki diğer işçilerin en az altı aylık kıdeminin bulunması ve
  • Davadan önce zorunlu ara bulucuya başvuruda bulunulmuş olması

Şartları birlikte aranmaktadır. Bu şartların tamamını taşımayan işçiler, iş güvencesinden faydalanamamaktadır.

İşçi tarafından işveren aleyhine açılan işe iade davalarında iş mahkemesinin kararının işçi lehine sonuçlanması durumunda, işçinin çalışmadığı dönemlere ait en fazla 4 aya kadar ücret ödemesi ve işçiye en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında işe alınmama tazminatı "iş güvencesi tazminatı" ödenmesi mümkün olmaktadır.

Vekil ve yöneticilerin iş güvencesinden yararlanmasında püf noktalar

İş Kanunu uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya iş yerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.

İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri her şeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcılarıdır. Buna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, iş yerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz.

Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir. Bu hususta görev tanımı ve konumu önem kazanmaktadır.

İnsan kaynakları yöneticilerinin durumu

İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de iş yerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de iş yerinin bütününü sevk ve idare edenlerin işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranmaktadır.

İş yerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu iş yeri işletmeye bağlı bir iş yeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, iş yerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18. maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır.

Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, iş yerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir.

Ancak işletmeye bağlı bir iş yerinde, bu iş yerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. (Yargıtay 9.H.D,26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilamı.)

              ***

“Bencillik, gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini görmez...” Hazreti Mevlâna



Kaynak: İsa Karakaş / Türkiye Gazetesi