Sayıştay’ın Kamu Sermayeli Şirketleri Denetim Yetkisinde Son Durum / Ahmet Arslan
(23.09.2017) Sayıştay’ın yasal konumu Anayasanın 160. maddesine göre; - Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını... |
Sayıştay’ın yasal konumu Anayasanın 160. maddesine göre; - Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Söz konusu anayasa maddesine istinaden yayımlanan 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'na göre, Sayıştay; bu kanun ve diğer kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve kesin hükme bağlama işlerini yaparken işlevsel ve kurumsal bağımsızlığı olan bir kurumdur. Sayıştay’ın denetim yetkisi Sayıştay’ın denetim yetkisi kanunun “Denetim alanı” başlıklı 4’üncü maddesinde düzenlenmiştir. (a) ve (b) bentleri kapsamına giren şirketlerden doğrudan veya dolaylı olarak kamu payı %50’den az olup ilgili mevzuatı uyarınca bağımsız denetime tabi olan; şirketler, bunların iştirakleri ve bağlı ortaklıklarının denetimi, ilgili mevzuatı uyarınca düzenlenen ve Sayıştaya gönderilecek olan bağımsız denetim raporları esas alınarak yapılır. Sayıştay, münhasıran kendisine sunulan bağımsız denetim raporlarını esas alarak hazırlayacağı raporu TBMM'ye sunar. 3346 sayılı Kanun kapsamına giren kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarının T.B.M.M.’ce denetlenmesi, bu kanun ve diğer kanunlarda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilir. Söz konusu kanun maddesinin yukarıda gösterilen son halinden önce maddenin (a) bendinde yer alan “…%50’den fazla olan…” ibaresi ile (b) bendinde yer alan “…Kamu payı %50’den az olmamak kaydıyla… ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 4/12/2014 tarihli ve E:2013/114, K:2014/184 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. Diğer bir deyişle, kamu payı sermayesinin % 50’sinden fazla olmayan şirketlerin Sayıştay denetimi dışında tutulmasına ilişkin düzenleme 4/12/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında “Bütçe hakkı” gereğince bütçe uygulamalarının denetimi görevinin, Anayasa'nın 160. maddesiyle yasama organı adına tarafsız ve uzman kuruluş Sayıştay tarafından yerine getirildiği, Sayıştayın kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin denetim yetkisini ortadan kaldırmanın yasama organının yürütmenin bütçe ile ilgili işlemlerini kanunlara uygun bir şekilde yürütüp yürütmediğini denetleme imkânını sınırlayacağını ifade etmiştir. Bunun üzerine, daha sonra 14.01.2016 tarih ve 6661 sayılı Kanunla yapılan yasal düzenlemeyle Kanunun “Denetim alanı” başlıklı 4’üncü maddesine; “(a) ve (b) bentleri kapsamına giren şirketlerden doğrudan veya dolaylı olarak kamu payı %50’den az olup ilgili mevzuatı uyarınca bağımsız denetime tabi olan; şirketler, bunların iştirakleri ve bağlı ortaklıklarının denetimi, ilgili mevzuatı uyarınca düzenlenen ve Sayıştaya gönderilecek olan bağımsız denetim raporları esas alınarak yapılır. Sayıştay, münhasıran kendisine sunulan bağımsız denetim raporlarını esas alarak hazırlayacağı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar” Söz konusu düzenlemeyle, kamunun payının %50’den az olduğu şirketler Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gereğince Sayıştay’ın denetimine alınmakla birlikte bu denetimin bu şirketlere ilişkin bağımsız denetim raporlarının esas alınarak yapılacağı öngörülmüştür. Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararıyla kamunun payının %50’den az olduğu şirketler üzerindeki Sayıştay denetiminin bu şirketlere ilişkin bağımsız denetim raporlarının esas alınarak yapılacağı kesinleşmiş bulunmaktadır. Kamunun payının %50’den az veya fazla olduğu bazı şirketlerdeki kamu hisseleri 4046 sayılı Kanun'a göre Özeleştirme İdaresi Başkanlığı veya Hazine Müsteşarlığı tarafından idare edilmektedir. Bununla birlikte, Türkiye Varlık Fonu’nun kurulması ile birlikte bazı kamu sermayeli şirketlerdeki paylar Varlık Fonuna devredilmiştir. Türkiye Varlık Fonu'nun denetlenmesi Türkiye Varlık Fonunun denetimi 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da düzenlenmiştir. - Şirket, Şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonların bağımsız denetimden geçmiş yıllık mali tabloları ile faaliyetleri, Başbakan tarafından görevlendirilecek sermaye piyasaları, finans, ekonomi, maliye, bankacılık, kalkınma alanlarında uzman en az üç merkezi denetim elemanı tarafından bağımsız denetim standartları çerçevesinde denetlenir. Denetim sonucunda hazırlanacak rapor her yıl haziran ayı sonuna kadar Bakanlar Kuruluna sunulur. - Şirket, Şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonların bir önceki yıla ait mali tabloları ile faaliyetleri, her yıl ekim ayında TBMM. Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından, Başbakanlık tarafından gönderilen denetim raporları üzerinden görüşülerek denetlenir. Söz konusu yasal düzenlemeyle, Türkiye Varlık Fonu AŞ ile fon tarafından yeni kurulacak diğer şirketlerin Sayıştay denetimi dışında bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, fona devredilen halihazırdaki şirketler Sayıştay denetimine tabi olup bunlardan kamunun payının %50’den az olup da bağımsız denetime tabi olanların Sayıştay tarafından denetimi bu şirketlere ilişkin bağımsız denetim raporları esas alınarak yapılmaya devam edilecektir. Örneğin, fona devredilen TC Ziraat Bankası, Halkbank, THY, BOTAŞ, TPAO, TCDD, PTT AŞ ve Milli Piyango gibi kuruluşlar Sayıştay tarafından denetlenmeye devam edilecek, bunlardan kamunun payının %50’den az olup da bağımsız denetime tabi olanların Sayıştay tarafından denetimi bu şirketlere ilişkin bağımsız denetim raporları esas alınarak yapılacaktır. Kaynak: Dünya Gazetesi |