Konkordatoda Şüpheli Alacak Uygulaması / Veysi Seviğ
(25.03.2019)
Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesi uyarınca ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili...

Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesi uyarınca ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olan; dava veya icra safhasındaki alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta ve münhasıran (özellikle) madde de belirtilen şartları haiz alacaklar için karşılık ayrılması söz konusu olabilmektedir.

Konkordato, bir borçlunun alacaklarının belli bir çoğunluğu ile yaptığı ve ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden bir cebri anlaşma olup; bununla alacaklılar, borçluya karşı olan alacaklarının bir kısmından feragat ederler. Konkordato; bu bağlamda iflasın engellenmesine ve borçlunun borçlarının yeniden yapılanmasına yönelik bir kurum olarak tanımlanabilir.

İcra-iflas Kanunu uygulamasında konkordato aşamalarında (geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatonun reddi, konkordato projesinin tasdiki) gibi aşamalar yer almaktadır.

Uygulamada geçici mühlet kararı verilmesi halinde borçlu aleyhine hiçbir takip yapılmamakta olup, evvelce başlatılmış olan takipler durmakta ve ihtiyati haciz kararları uygulanmamakta olup, hakkında geçici mühlet kararı verilen borçludan olan alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılmasına ilişkin esaslar aşağıdaki 
şekilde belirlenmiştir.

Şöyle ki;

  • Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş alacaklar için Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesi kapsamında karşılık ayrılmış bulunuyorsa mahkeme tarafından geçici mühlet kararı verilmesi, alacağa ilişkin şüphelilik durumunda herhangi bir değişiklik olmadığından daha önce ayrılan karşılığa yönelik herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.
  • Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmemiş alacaklarda İcra-İflas Kanunu’nun 288’inci maddesi gereği, geçici mühlet kararı kesin mühletin hukuki sonuçlarını doğurduğundan ve geçici mühlet kararı ile birlikte takip yapılması mümkün olamadığından geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal ettirilmemiş alacaklar için geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılabilecektir.

KESİN MÜHLET KARARI VERİLMESİ VE KESİN MÜHLET SÜRESİNDE ŞÜPHELİ ALACAK UYGULAMASI

İcra-İflas Kanunu’nun 289’uncu maddesi uyarınca konkordato’nun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde geçici mühlet verilmiş olan borçluya kesin mühlet verilmektedir. Bu aşamada, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu kabul edilmekle birlikte, bu süreçte de alacaklılar tarafından dava veya icra süreçleri yürütülemediğinden daha önce ayrılmış olan karşılıklara ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesi uyarınca şüpheli hale gelen alacak için alacağın şüpheli hale gelmesiyle birlikte bu alacak için karşılık ayrılması gerekmektedir. Bu bağlamda da şüpheli hale gelen alacak için ilgili olduğu hesap döneminde ayrılmayan karşılığın sonraki hesap dönemlerinde dikkate alınması mümkün olmadığından, geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılmamışsa sonraki hesap döneminde kesin mühlet kararının ilan edilmesi durumunda şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz.

Vergi Usul Kanunu’nun 29’uncu maddesi uyarınca, konkordato istemi ile amaçlanan iyileşmenin kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleşmesi nedeniyle konkordato isteminin reddine karar verilmesi halinde;

  • Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş olması nedeniyle karşılık ayrılmış olan alacaklar için herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.
  • Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise ayrılmış olan karşılıkların konkordatonun reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibarıyla düzeltilmesi gerekecektir.

2004 sayılı Kanun’un 306’ncı maddesi uyarınca, konkordatonun tasdiki kararında alacakların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi çerçevede ödeyeceğinin belirtilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda alacakların borçlu lehine vazgeçilen kısmı, değersiz alacak niteliğini kazanacak ve değersiz alacak ile bu alacağa isabet eden karşılık konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesi “Değersiz Alacaklar” hükmüne uygun olarak yok edilecektir. Bu bağlamda da projenin tasdik edilmesiyle beraber alacağın vazgeçilmeyen kısmının vadesi ise proje çerçevesinde uzatılmış olacak.



Kaynak: İto