Vergi İncelemesinde Amaç, Gerçeği Tespit Etmektedir
(19.07.2021)
Kanun yararına temyiz, idari yargılama usulünde olağanüstü kanun yollarından biridir. İçtihat birliği, hukuki...

Kanun yararına temyiz, idari yargılama usulünde olağanüstü kanun yollarından biridir. İçtihat birliği, hukuki öngörülebilirlik ve hukukun doğru uygulanmasını hedefleyen bu yolun kendine has yönü; taraflarca başvurulamayan ve sonucu tarafları etkilemeyen bir inceleme olmasıdır. “Kanun yararına temyiz” İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51.maddesinde düzenlenmiştir.

İyi ki “kanun yararına temyiz” var dedirten, Danıştay 9'uncu Daire Başkanlığı'nın 14 Temmuz 2021 tarih ve 31541 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Esas No: 2020/6223,Karar No:2021/3075 sayılı Kararı'nı sizinle paylaşmak istiyorum.

YARGILAMA SÜRECİ

Kayseri Vergi Mahkemesi'nce davacının Kayseri ilinde kain gayrimenkulü, dava dışı Selahattin Şimşek isimli kişiden 2014 yılında 70.000 lira bedel beyan ederek satın aldığı ve bu tutar üzerine tapu harcını ödediği, bilahare Dağtekin Mak. Taah. San. Tic. Ltd. Şti'ne ait indirimli orana tabi işlemden kaynaklanan Katma Değer Vergisi iade raporunun tetkikinden, firma tarafından satışı yapılan daireler için düzenlenen faturalar ile tapu kayıtlarındaki satış bedelleri arasındaki fark incelendiğinde, davacı adına fatura düzenlendiğinin tespit edildiği, söz konusu fatura tutarı, satışı gerçekleştiren gayrimenkule ilişkin emlak değeri ve kredi tutarı dikkate alındığında, gayrimenkulün gerçek devir ve iktisap bedelinin 128.712,87 TL olduğu kabul edilerek, bu durumun 20/09/2019 tarihli tutanağa bağlandığı anlaşıldığından, aradaki matrah farkına isabet eden tapu harcında ve kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

GEREKÇE UYARI KABUL EDİLMELİ…

Danıştay Başsavcılığı bu kararı, kanun yararına temyiz ediyor. Danıştay 9'uncu Dairesi, Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz istemini kabul ederek; Kayseri Vergi Mahkemesi'nin kararını kanun yararına bozuyor.

Danıştay, kanun yararına bozma kararı verirken; son yıllarda vergi inceleme elemanlarının unuttuğu çok önemli hususların altını çizmiştir. Şöyle ki; Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesinin (B) bölümünde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabilir. Yine Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu unutulmamalıdır.

Vergilendirme işlemi yapılırken, kanuna uygun biçimlendirilen muamelelerin, bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasının, yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabileceğini düzenlemektedir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumlarına ilişkin tespitler olabilir. Olayda ise davalı idarece, taşınmazı satan kişi nezdinde karşıt inceleme yapılmadığı, Dağtekin Ltd. Şti. ile davacı arasındaki ticari ilişkinin mahiyeti, somut olarak ortaya konulmak suretiyle, devir ve iktisap bedelinin gerçeği yansıtmadığının tespit edilmediği, taşınmazın emlak vergi değerine ve bu değerden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğine ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı sabittir.

Bu durumda, tapu harcına esas alınan matrahın gerçekte olandan düşük beyan edildiği hususunun somut olarak ortaya konulamadığı görüldüğünden, eksik incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine yönelik vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi tekniği raporları dokunulmaz değildir

Uygulamada vergi mükellefleri ile ilgili olarak vergi müfettişleri tarafından düzenlenen Vergi tekniği raporları, rapor düzenlenen mükelleflerden mal ve hizmet alan binlerce vergi mükellefinin vergi incelemesine alınmasına neden olmaktadır. Tabi ki; her mükellef vergi incelemesine alınabilir. Yaptığı tespitler tartışılmaz doğru kabul edilen vergi tekniği raporlarında yapılan tespitlerin, incelemeye alınan mükellefler nezdinde yeterince araştırma yapılmadan tarhiyata dönüşmesi ve yapılan suç duyuruları Danıştay'ın kanun yararına bozma kararının yaptığı tespitlerin önemini ortaya konmaktadır. Bundan sonraki süreç, özellikle Rapor Değerlendirme Komisyonları'nın öneminin daha çok ortaya çıktığı bir süreç olacaktır.



Kaynak: Nedim Türkmen / Sözcü Gazetesi