Habersiz Tebligat
(23.11.2021)
Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde “tebliğ esasları”; “Tahakkuk fişinin dışında, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm...

Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde “tebliğ esasları”; “Tahakkuk fişinin dışında, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bütün belgeler ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ise ilan yolu ile tebliğ edilir” şeklinde hükme bağlandıktan sonra tebliğin, daire veya komisyonda ancak ilgililerce kabul edilmesi halinde yapılabileceği de belirtilmiştir. Öte yandan kanuna sonradan 6009 sayılı Kanun’la eklenen (bir fıkrası da 6637 sayılı Kanun’la değiştirilen) 107/A maddesinde ise; “tebliğ yapılacak kimselere, aktardığımız 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Maddede ayrıca Maliye Bakanlığı’na, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurma veya kurulmuş olanları kullanma, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirme ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirleme yetkisi de verilmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun md. 107/A gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır. Mükelleflere hukuki güvenlik sağlamak amacıyla da, kendilerine elektronik tebligat yapıldığının kısa mesaj veya bildirecekleri mail adresine de bildirilmesini talep hakkı tanınmıştır. Bu talep, hem medeniyetin bir gereğidir hem de tebligat müessesesinin özünün bir sonucudur. Kişilere, her gün tebligat adreslerini kontrol yükümlülüğü yüklenemeyeceğinden, (ki bu tebligat adresleri zaten kendi tasarruflarında olan bir alan değildir, zira oradan mail alıp gönderemeyeceklerinden sürekli girmeleri de beklenemez) kişilere, haber vermeden bir tebligat yapılmasının mümkün olmaması gerekir. Buna karşılık 511 sayılı Vergi Usul Genel Tebliği ile 456 sayılı Genel Tebliği’n 6 numaralı bölümüne aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Kendisine elektronik ortamda tebligat yapılacak muhatap tarafından elektronik tebligat sistemine başvuru sırasında veya daha sonra bildirilen mobil telefon numarasına ve/veya e-posta adresine, kendisine gönderilen tebligata ilişkin bilgilendirme mesajı gönderilebilir. Bilgilendirme mesajının herhangi bir nedenle muhataba ulaşmamış olması tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemez.”

Demek ki, elektronik tebligat yapılana bilgilendirme mesajı, “gönderilebilir”, ama gönderilmesi zorunlu değildir. Gönderilirse de ulaşıp ulaşmaması da önemli değildir.

Oysa bir hukuk devletinin kişilere habersiz tebligat yaparak gol atması, dava açma sürelerini kaçırtması, kendisinin de yargı denetiminden kurtulması düşünülemez. Hukuk devletinin özünde kişilerin hukuk güvenliği içerisinde yaşamasını sağlama yatar. 

Buradaki önemli soru şudur. Mükelleflere SMS veya mail adreslerine bildirim gönderilmeksizin tebligat yapılırsa, bu şekilde bildirimsiz yapılan tebligat dava açma süresini başlatmak anlamında gerçekten yeterli olur mu? Bu soruya ilişkin görüşümüzü 3 Aralık 2019 günlü DÜNYA gazetesinde yayımlanan yazımda açıklamıştım. Bu şekilde habersiz tebligat yapılan hallerde dava açma sürelerinin ıttıla tarihinden itibaren başlaması gerektiğini, bunun için mevzuata dahi gerek olmadığını, hukuk devleti ilkelerinin zaten bunu gerekli kıldığını yazmıştım.

Geçtiğimiz günlerde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Bölge İdare Mahkemeleri Arasındaki Aykırılıkların Giderilmesi kapsamında konuyu ele aldı ve E. 2021/2 K.2021/4 sayı ve 22.9.2021 tarihli kararı ile “Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi uyarınca yapılan elektronik tebligat sistemine başvuru sırasında veya daha sonra bildirilen telefon numarasına ve/veya e-posta adresine bildirme mesajı gönderilmesinin tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemeyeceği”ne oy birliği ile karar verdi. Karar metni 18 Kasım 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

Katılma olanağı bulamadığım ve ileride çok sakıncalı sonuçlar doğurabileceği gibi çok sayıda da hak kaybına yol açacağına inandığım kararın irdelemesi ise gelecek yazımda.



Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi