Döviz Cinsinden Borçlanmada Yeni Dönem / Umut Kolcuoğlu
(19.03.2018)
Ocak 2018'de yayımlanan ve Mayıs 2018'de yürürlüğe girecek olan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt...

Ocak 2018'de yayımlanan ve Mayıs 2018'de yürürlüğe girecek olan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından ve yurt içinden temin edeceği döviz cinsinden kredilere ilişkin önemli sınırlamalar getiriyor. Bu yazımızda kısaca Türkiye’de yerleşik tüzel kişiler/şirketler bakımından yapılan önemli değişikliklere değineceğiz.

Kararda yapılan değişiklikle, döviz geliri bulunmayan şirketlerin yurtdışından veya yurtiçinden döviz kredisi kullanmaları, belli istisnalar haricinde, artık mümkün değil. Döviz geliri bulunanların ise, yine bazı istisnalar haricinde, kullanmak istedikleri kredi tutarı ile mevcut kredi bakiyesi toplamının, şirketin son üç malî yılda elde ettiği döviz gelirleri toplamını aşmaması gerekiyor.

Peki hangi hallerde bu istisnalar devreye giriyor? Öncelikle, 15 milyon ABD Doları üzerinde kredi bakiyesi olan şirketler döviz gelirine sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından serbestçe döviz kredisi kullanabilecek. Ayrıca, kamu özel iş birliği modeli kapsamında gerçekleştirilecek projeleri yürütmekle görevli olan, yatırım teşvik belgesi kapsamında kredi almaları öngörülen, uluslararası ilana çıkılan yurt içi ihaleleri kazanan ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nca onaylanan savunma sanayii projelerini üstlenen şirketlere, yine döviz gelirine sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu sınırlamalar uygulanmayacak. Kamu kurum ve kuruluşları, bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri de serbestçe döviz kredisi kullanabilecek. Son üç malî yılda döviz geliri olmayan şirketler ise belgelemeleri şartıyla muhtemel döviz gelirleri toplamını aşmayacak şekilde döviz kredisi kullanabilecekler.

Böylelikle, örneğin son yıllarda şehir hastanelerinin inşası ve savunma sanayii gibi alanlarda başvurulan ve devlet tarafından teşvik edilen kamu özel iş birliği modeli kapsamındaki projelerde olduğu gibi, önemli ölçüde finansman getiren projelerde borçlanma imkânı kolaylaştırılıyor; diğer taraftan, döviz geliri az olmasına rağmen döviz cinsinden borçlanmayı tercih edebilen küçük ve orta büyüklükteki işletmeler Türk Lirası cinsinden borçlanmaya yönlendiriliyor ve böylece döviz kurlarındaki dalgalanmalar sonucu döviz cinsinden aldığı kredileri karşılayamayan şirketlerin iflas riskinin azaltılması hedefleniyor. Yalnızca küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin Türk Lirası cinsinden kredi çekmeye yönlendirilmesinin Türkiye piyasasında 120-130 milyar TL tutarında bir fon sağlayacağı düşünülüyor.

Gerek kur dalgalanmasından doğan risklerin tüketici ile küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yansımasını engellemek, gerekse yurt dışına yönelen dövizin ülke içinde kalmasını sağlamak amacıyla getirilen bir diğer önemli düzenleme ise, dövize endeksli kredi kullanılmasının yasaklanması. Yani; dövize endeksli Türk Lirası kredi dönemi tamamen sona eriyor.

Şirketlerin yurt dışından temin ettikleri kredilerin bankalar aracılığıyla kullanılması zorunluluğu halen devam ediyor. Yapılan değişiklikler ile aracılık yapan bankalar, şirketlerin mevcut kredi bakiyesi ve döviz gelirleri limitlerine uygunluğunu kontrol ile görevlendiriliyor. Döviz cinsinden borçlanma sınırlamaları, Mayıs’ta uygulanmaya başlayacağından, bu tarihe kadar limit takiplerini yapmakla görevli bankalar nezdinde altyapı çalışmalarının tamamlanması gerekecek. Aynı tarihe kadar döviz kredisi çekme imkanları kısıtlanan şirketlerin döviz kredisi alma taleplerinin artarak devam etmesi bekleniyor.

Bu büyük değişikliklerin, piyasalara Türk Lirası girişinin artması, kur dalgalanmasının ticari hayat üzerindeki olumsuz etkilerinin hafiflemesi yönündeki beklentileri karşılayıp karşılamayacağı, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girmesinden itibaren ölçülebilir hale gelecek.



Kaynak: Dünya Gazetesi