KDV Kanunu’nda Değişiklik Tasarısı TBMM’den Geçti / Osman Arıoğlu
(10.04.2018)
KDV Kanunu’nda değişiklik yapan tasarı, TBMM’den 7104 sayılı kanunun numarası ile yasalaşmış oldu. Tasarı lanse edilirken öne çıkarılan iki konu tasarı ise metninden çıkarıldı. Bunlardan birincisi...

KDV Kanunu’nda değişiklik yapan tasarı, TBMM’den 7104 sayılı kanunun numarası ile yasalaşmış oldu. Tasarı lanse edilirken öne çıkarılan iki konu tasarı ise metninden çıkarıldı. Bunlardan birincisi devreden KDV’nin iadesini öngören ve daha ziyade kamuoyunda bütçe üzerine getireceği yük konusu ile tartışılan düzenleme. Diğeri ise KDV beyanında grup konsolidasyonunu öngören düzenleme. Yine bu düzenleme de özellikle grup şirketlerinin çok sayıda olduğu holding yapıları bakımından oluşabilecek KDV hasılat kaybı itibarıyla kamuoyunda tartışma konusu olmaktaydı. Esasen oluşturacağı vergi kaybı riski dışında KDV uygulaması bakımından önemli ve reform mahiyetinde sayılabilecek bir düzenleme olabilirdi. Ancak TBMM görüşmeleri sırasında belli ki şu an doğru zaman olmadığı kararına varılmış olmalı ki, düzenleme Kanun metninden çıkarıldı.

DÜZENLEMEDE NELER VAR?

Düzenlemede yasa metninden bağlana konulardan biri, arsa karşılığı inşaat işlerinde müteahhide devredilen arsanın bedeli arsa sahibine bırakılan daire veya dükkan bedellerine yüzde 5 kâr marjı uygulanmak suretiyle belirlenecek bedel olarak düzenlenmiş oldu. Bu konuyu daha önce ayrıntılı olarak bu köşeden duyurmuştuk.

Diğer bazı düzenlemeler:

  • Daha önce 7103 sayılı Kanun’un 31’inci maddesi ile KDV kanununa eklenen geçici 39’uncu madde ile ve sanayi sicil belgesine sahip mükelleflere münhasıran imalat sanayiinde kullanılan yeni makine ve techizat teslimleri 2019 sonuna kadar KDV’den istisna hale getirilmişti. 
  • Aynı madde ile yine aynı tarihe kadar getirilen bir diğer istisna da teknoloji geliştirme bölgeleri, ihtisas teknoloji bölgeleri ve Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, araştırma laboratuvarlarında faaliyette bulunanlara münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere teslim edilecek yeni makine ve teçhizat teslimleri de geçici olarak KDV’den istisna edilmişti. Yeni yasa ile bu ikinci kısma ilişkin hüküm KDV Kanunu’nun 13’üncü maddesine eklenerek kalıcı hale getirildi.
  • Bir diğer düzenleme ile yeminli mali müşavirlerde olan KDV iade raporu düzenleme yetkisinin serbest muhasebeci mali müşavirlere de verilmesi oldu. Bu düzenlemenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar da Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek. Bu vesile ile mevcut sorumluluk hükümlerinin de gözden geçirilmesinde yarar olduğunu bir kez daha hatırlatalım. 
  • Bir diğer düzenleme, hasılat üzerinden belli bir oranda katma değer vergisi ödenmek suretiyle katma değer vergisi beyanına imkan tanıyan düzenleme. Bununla aslında bir anlamda katma değer vergisinde kısmen sistemi bozucu mahiyette olan götürü katma değer vergisi uygulaması yeniden sisteme dahil edilmiş olacak. Elbette bu uygulama pratiklik anlamında tercih edilebilir durumlarda bulunabilecek. Ancak burada önemli olan sistemin gönüllülük esası ile uygulanabilmesinin maddede öngörüldüğü şekilde devam ettirilmesi. Aksi takdirde belli mükellef gruplarının otomatik olarak hasılat esaslı katma değer vergisi uygulamasında tabi tutulması söz konusu olur ise bu durum uygulamada rahatsızlığa neden olan bir hale gelebilecek. Bu haliyle de elbette ki yapılan düzenleme tartışılır hale gelebilecek. 
  • Müzayede mahallinde yapılan satışlarda verginin mükellefi bu satışı yapanlar olarak yeniden düzenlendi. 
    • Organize sanayi bölgelerinde ve küçük sanayi sitelerinde su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin bu tüzel kişiliklere veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında KDV’den istisna ediliyor. Düzenlemede öne çıkan ana başlıkları böylece özetleyebiliriz. Yasal düzenleme bu yazının hazırlandığı tarih itibarıyla henüz yayınlanmadı. Dolayısıyla uygulamaya girmesi için yasal düzenlemenin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp, Resmi Gazete’de yayınlanması gerekiyor.


Kaynak: İto