Vergi Hukukunda “Belge”
(19.10.2020)
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından yayımlanan “Vergi Usul Kanunu 520 Sıra Numaralı” tebliğde...

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından yayımlanan “Vergi Usul Kanunu 520 Sıra Numaralı” tebliğde ifade edildiği üzere Türk vergi hukukunda “belge”, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu ve vergi iadelerinin yerindeliğinin tespiti açısından en önemli araç olup, belgenin gerçekliği ve güvenilirliği vergisel işlemler açısından zorunludur. Bu nedenle başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde özellikle sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdikleri vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile tespit edilen ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediği raporda belirtilen mükelleflerin mükellefiyet kayıtları 04/01/1961 gün ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 160’ıncı maddesi doğrultusunda vergi dairesince terkin edilmektedir. Bununla birlikte rapora bağlı terkin süreci bazı hallerde uzun zaman alabilmekte, bu esnada mükellefiyet kaydı devam eden bu kapsamdaki mükellefler sahte belge üretmeye, söz konusu belgelerin muhatabı olan mükellefler ise bu belgeleri kullanmaya devam etmektedir. Ayrıca raporlandırma süreçlerinin tekemmülünden sonra sahte belge kullananların tespit edilerek incelenmesi süreci uzatmakta ve idare ile mükellefler açısından uyum maliyetlerinin artmasına sebep olmaktadır.

İdari süreçleri kısaltmak ve etkinleştirmek suretiyle, sahte belge düzenleyen mükelleflerin sahte belge üretimini sonlandırmak ve iktisadi alanda sahte belge sirkülasyonunu azaltarak “belgeye” olan güveni güçlendirmek amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na 05/12/2019 tarihli ve 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 24’üncü maddesiyle “Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini” başlığıyla 160/A maddesi ilave edilmiştir. Maddeye göre mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimleri tarafından yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilecek, ayrıca bunların mükellefiyetleri yapılacak yoklama sonucunda da vergi dairesinin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı/defterdar onayıyla terkin edilecektir.

Bir bütün olarak değerlendirildiğinde maddenin temel amacı, sahte belge düzenleme riski yüksek olan mükelleflerin idare tarafından bir an önce tespit edilerek bu fiillerin sonlandırılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 160/A uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi ve söz konusu tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

Bu bağlamda tebliğde yer alacak;

- Sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilenler: Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Bakanlık (Hazine ve Maliye Bakanlığı) ilgili birimleri tarafından yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen ve vergi incelemesine sevk edilen,

- Teminat: Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinde yer alan ve her yıl yeniden değerleme oranına göre belirlenen asgari tutardan (2020 yılı içinde 140 bin TL) az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan (vergiler dahil) toplam tutarın %10’u olarak hesaplanan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan, parayı, bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektuplarını, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerini veya bu senetler yerine düzenlenen belgeleri,

- Vergi borcu: Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerince tahsil edilen ve Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim, harçlar, vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zamlarını,

ifade etmektedir.

Vergi Usul Kanunu’nun 160/A maddesinin birinci fıkrasında mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflerin vergi incelemesine sevk edileceği ve bunlar nezdinde yoklama yapılacağı hükme bağlanmıştır. Sahte belge düzenleme riski yüksek olan mükelleflerin belirlenmesine yönelik olarak yapılan analiz ve değerlendirme çalışmalarında esas olarak mükellefler tarafından verilen beyanname ve bildirimler, sicil, ortaklık, tahakkuk, tahsilat ve mükellefiyete ilişkin diğer bilgiler ile diğer kurum ve kuruluşlardan alınan gümrük beyannameleri, kapasite raporu, yatırım teşvik belgesi gibi bilgi ve belgeleri dikkate alınacaktır.

Bu kapsamda, mükelleflerin aktif ve öz sermaye büyüklükleri, iş yeri, taşıt, makine, teçhizat, demirbaş bilgileri ve çalışan sayıları itibarıyla üretim ve/veya ticaret/faaliyet kapasitesi ile beyan ve bildirimlerinin uyumlu olup olmadığı, haklarında sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma yönünden rapor/tespit (belirleme) bulunup bulunmadığı, alış ve satış yaptıkları mükellefler hakkında düzenlenen/ yapılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme/ kullanma rapor/olumsuz tespit bilgileri, ortaklık yapısı ile ortaklara ilişkin bilgiler gibi hususlara bağlı olarak analiz ve değerlendirme çalışmaları yapılacaktır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ilgili birimlerinin re’sen ya da ihbar, şikayet, diğer kurum ve kuruluşlar veya Gelir İdaresi Başkanlığı birimleri tarafından yapılan bildirimler üzerine yapacağı analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflere ilişkin bilgiler söz konusu madde mükellefiyet terkin işlemlerine başlanılması amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla ilgili vergi dairesi başkanlığına/ defterdarlığa/vergi dairesi müdürlüğüne aktarılacak ve söz konusu mükellefler vergi incelemesine sevk edilecektir.



Kaynak: Veysi Seviğ / Dünya Gazetesi