Kendimizi Aldatmayalım İşçi Bu Hakkını Kullanamaz / Vedat İlki
(31.10.2014)
İş Kazaları sonucu bir çok işçi hayatını kaybederken ,bir çoğu sürekli iş göremez hale gelerek engelli oluyorlar. Meslek hastalığına yakalanarak ya ölüyorlar yada yaşam standartları kabusa...

 İş Kazaları sonucu bir çok işçi hayatını kaybederken ,bir çoğu sürekli iş göremez hale gelerek engelli oluyorlar.

Meslek hastalığına yakalanarak ya ölüyorlar yada yaşam standartları kabusa dönüşüyor.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu müstakil bir kanun olarak tüm çalışanları kapsamasına sevinmiş olmamıza rağmen kanayan yaraya merhem olamadı.

Köşemizde bunun nedenlerini yazmıştık.

İşverenlerin vurdumduymazlığı , gerekli teknolojik tedbirlerin alınmaması ,işçi sağlığını koruyacak ekipmanlara ve koruyucu malzemelerin alınmaması ,işçi sağlığı kültürüne önem vermemek,işçi sendikalarının duyarsızlığı,işçilerin eğitimsizliği ,haklarını bilmemesi,işverenlerin işçi sağlığı yönünde yapılan yatırımın geri dönmeyen atıl bir yatırım kavramı,aşırı kar hırsı gibi .

Bunun yanında konuya duyarlı yaklaşan işverenler ve sendikalar da var.

Hatta İş Sağlığı ve Güvenliği Akademilerini işyerlerinde kuruyorlar.

Tiyatro ekibi kurarak İş Sağlığı ve Güvenliğinin önemini hem çalışanlarına hem de onların ailelerine gösteri yolu ile haklarını öğretiyorlar.

Bu işverenleri de duyarlı davranışlarından dolayı tebrik ediyoruz.

Fakat büyük bir çoğunluğa bu kanunu(6331İSG) tam anlamı ile tanıtamadık ve anlatamadık.

Sıkıya geldiğimizde topu İş Müfettişlerine atarak sorumluluktan sıyrılma yoluna gittik.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte 13’üncü maddesinde;

İŞÇİNİN ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA HAKKI

1) Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.

 

2) Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.

 

3) Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.

 

4) İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır.

 

İŞÇİ BU HAKKINI KULLANABİLİR Mİ?

Kocaman harflerle yazalım HAYIR!

Bunun somut örneğine bakın Ermenek’te enkaz altında kalan 18 Madenci ve diğer Madenciler cevabını daha iyi verir.

Çünkü hepsi borçlu ve Kredi borçları var.

Tıpkı 301 soma madencisi ve hayatta kalanlar gibi.

Onların işe ,aşa ve çalışmaya ihtiyaçları var.

Sendikaları ve  Toplu sözleşmeleri kağıt üstünde var.

Mühür kimde ise Süleyman odur mantığı onları çalıştıranlarda mevcut.

Alt işveren ,taşeron sistemi ile çürümüş bir yapı var.

Ermenek’te Maden sahipleri işçi karşısında nasıl örgütlenmişler.

Ermenek'te, 18 işçinin mahsur kaldığı madenin bulunduğu bölgedeki 5 işletmenin işçilere karşı ortak hareket ettiği, bir işçi firmasından ayrıldığı zaman bu bölgedeki hiçbir maden firmasında iş bulamadığı ve bu yolla en kötü koşullarda çalışmaya zorlandıkları iddia edildi.

 

18 işçinin binlerce ton suyun altında kaldığı maden ocağının bulunduğu Ermenek’te faaliyet gösteren 5 maden şirketinin, işçilere ve özlük haklarına karşı organize  ortak hareket ettikleri, yemek ve servisleri kaldırdıkları, üç aydır maaş ödemeyen madenden ayrılan işçilerin diğer ocaklarda iş bulamadığı belirtiliyor.

Herhangi bir işçi bu bölgedeki bir maden firmasından ayrıldığı zaman  bölgedeki diğer işletmelere hemen haber gidiyor. Artık bu işçi hiçbir maden firmasında iş bulamıyor. Üstelik tüm firmalar aynı şartlarda ve imkanlarda çalışma koşulları sunuyor. Böylece bölgedeki tüm maden işçileri firmaların inisiyatifine kalmış durumda.

Madenci eşi içi yanarak hıçkırıklar içinde ne diyor.

'Buradan ayrılsaydı başka bir madende iş bulamazdı. Doğru dürüst bir kaskı bile yoktu' diyerek, baskıyı anlattı.

Şimdi bu insanların nasıl olurda gelin 6331/13’üncü maddesine dayanarak ‘’İşçinin Çalışmaktan Kaçınma Hakkını kullanabilir’’deriz.

Bu olsa olsa karnı tok ,sırtı pek ,arkasında işsiz kaldığı zaman en az 1 sene finans edecek bir devleti varsa  işçi 6331/13’üncü maddesinden doğan hakkını kullanır.

Yoksa kanunda yazsa da  yazdığı gibi kalır ,hiçbir işçi de bu hakkını kullanamaz sıkıysa kullansın bakın o zaman nasıl yıllarca işsiz kalır.

 

Kendimizi aldatmadan gerçekler ile yüzleşelim ,18 canımız için içimiz bugünlerde kan ağlarken.



Kaynak: alitezel.com