Meslek Mensubu Gözaltına Alınırsa / Bumin Doğrusöz
(25.08.2016)
15 Temmuz’da yaşanan hain darbe kalkışması sonucu yurt çapında FETÖ/PYD terör örgütüne yönelik başlatılan idari veya adli soruşturmalar neticesinde gözaltına alınan veya tutuklananlar arasında...

 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe kalkışması sonucu yurt çapında FETÖ/PYD terör örgütüne yönelik başlatılan idari veya adli soruşturmalar neticesinde gözaltına alınan veya tutuklananlar arasında 3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış ve çalışanlar listesine kayıtlı olarak mesleki faaliyetini sürdüren meslek mensupları da ne yazık ki vardır. Zaten SMMM ve YMM odalarının toplam üye sayısı 100 bini aşmış bir meslek yapısı içerisinde olmaması da mümkün değildir. Ancak meslek mensuplarının gözaltına alınması veya tutuklanması neticesinde, bundan dolaylı olarak zarar gören günahsız mükelleftir. Çünkü bu durumdaki meslek mensuplarının büyük çoğunluğu mükelleflerin beyannamelerini imzalayan ve vergi dairesine iletilmesinde aracılık görevi üstlenenlerdir. Meslek mensubunun gözaltına alınması, mükelleflerin vergi beyannamelerini ve/veya SGK bildirgelerini verememeleri, vergilerini / primlerini ödeyememeleri, suçlu duruma düşmeleri ve gecikme faizi / zammı ile karşılaşmaları sonucunu doğurmaktadır.

Bu gibi durumlarda nasıl bir uygulama yapılacağı konusunda ne Vergi Usul Kanunu’nda ne Sosyal Güvenlik Kanunu’nda ve ne de 3568 sayılı Kanun’da bir düzenleme yoktur. Kanunlara bu gibi durumlar için bir çözüm şeklinin eklenmemiş olması, aslında bir ihmaldir. Çünkü meslek mensubunun gözaltına alınması veya tutuklaması, sadece günümüzün olağanüstü koşulları için değil, her zaman söz konusu olabilecek bir durumdur. Bir meslek mensubu bir adi suçtan, örneğin yaralamadan yahut evrakta sahtecilikten dolayı da gözaltına alınıp tutuklanabilir. Bu günün koşullarını da nazara alarak Gelir İdaresi Başkanlığı 16.8.2016 tarih ve 60801812-205.05.99-E86792 sayılı yazısı ile ileride yasaya aktarılması gerektiğine inandığımız, bazı çözümler üretmiştir. Bu yazıya göre;

- Meslek mensubunun gözaltına alınması halinde, Gelir İdaresi bu meslek mensubunun internet vergi dairesi şifresini geçici olarak iptal edecektir. Gönderilen beyannameler veya tasdik raporları kabul edilmeyecektir.

- Gözaltına alınan meslek mensubunun bağlı olduğu Oda Yönetim Kurulu, bu meslek mensubu ile sözleşmesi olan mükelleflerin işlerini yapmak üzere bir veya birden fazla meslek mensubu görevlendirecektir. (Bu görevlendirilenlerin ücretlerini kimin karşılayacağı yazıda belli değildir.)

- Durumdan ve yerine görevlendirilen meslek mensuplarından gözaltına alınan meslek mensubunun müşterileri bilgilendirilecektir.

- Gözaltına alınan meslek mensubunun müşterileri, oda tarafından atanan meslek mensubu ile çalışmak zorunda değildir. Dilerlerse kendileri başka bir meslek mensubu ile de anlaşabilirler.

- Bu şekilde belirlenen yeni meslek mensubu, “elektronik beyanname aracılık sözleşmesi” düzenleyerek asıl meslek mensubunun gözaltı süresince mükellefin beyannamelerini verecek veya tasdik raporlarını hazırlayacaktır. Bu meslek mensubunun imzalayarak verdiği beyannameler / tasdik raporları için sorumluluğu da yine söz konusu olacaktır.

- Gözaltına alınan meslek mensubunun serbest bırakılması halinde internet vergi dairesi şifresi de serbest bırakılacak ve müşteri hizmetleri yine bu meslek mensubu tarafından sürdürülecektir.

- Meslek mensubunun tutuklanması halinde şifresi tamamen iptal edilecek ve müşterileri artık oda tarafından atanan veya kendi belirleyecekleri meslek mensubu ile çalışmaya devam edeceklerdir.

Ancak bu işlemler zaman alan, yazışmaları gerektiren bir sürece işaret etmektedir. Bu arada birlik veya odaların durumdan haberdar olması da belli bir zamanı alabilecektir. Bu süreç içerisinde mükelleflerin zarar görmesi veya mağdur olması da olasıdır.

Bu mağduriyetlerin önlenmesinin yasalarımızdaki tek yolu, bu süreç boyunca mükelleflerin (vergi sorumlularını da kapsar anlamda) mücbir sebep içerisinde bulunduklarının kabulüdür. Maliye Bakanlığı’nın bu yönde bir açıklama yapması, aslında konuyu bir genel yazı ile değil de, günümüzün olağanüstü koşulları dışında oluşabilecek halleri de kapsayacak şekilde bir genel tebliğ ile düzenlemesi daha yerinde olacaktır.



Kaynak: Dünya Gazetesi