Uyumlu Mükellefe Yüzde 5 İndirimin Muhasebeleştirilme Sorunu
(12.04.2021)
Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verileceği Mart ve Nisan aylarında en çok sorulan konulardan birisi de...

Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verileceği Mart ve Nisan aylarında en çok sorulan konulardan birisi de, vergiye uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine sağlanan yüzde 5 vergi indiriminin muhasebeleştirilmesi ile ilgili.

Kanunda yer alan şartları taşıyan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5’ini, ödemeleri gereken gelir ve kurumlar vergilerinden doğrudan düşüp, kalanını ödüyorlar (GVK Mad. mükerrer 121). Bu arada yüzde 5 indirimi sakın küçümsemeyin, indirim tutarı beyanname üzerinden hesaplanan verginin büyüklüğüne göre değişiyor. Ancak, bunun bir üst sınırı da var tabi, indirim tutarı 2021 yılında verilecek beyannamelerde en fazla 1 Milyon 500 Bin TL. olabiliyor (301 ve 312 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri). Bu da ciddi bir rakam değil mi!

Düzenlemede her şey tamam, nasıl muhasebeleştirileceği eksik

Yüzde 5 indirim uygulaması çağdaş vergiciliğin en güzel örneklerinden birisi, vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan güzel bir imkan. Ancak, alışkanlıktan mı yoksa başka bir şeyden mi bilemiyoruz, yüzde 5 indirim örneğinde olduğu gibi pek çok uygulamayı eksik düzenliyoruz.

Bu indirimin nasıl muhasebeleştirileceği konusunda bir uygulama birliği maalesef yok! Herkes kendi görüşüne göre muhasebeleştiriyor. Maliye’nin bu konuda Tebliğ ya da Sirküler düzeyinde uygulama birliğini sağlayacak bir düzenlemesi bulunmuyor.

 

Yüzde 5 indirimden yararlanan mükellefler sorgulanıyor, özel usulsüzlük cezası kesiliyor

Herhangi bir vergi incelemesinde vergi müfettişleri veya beyannameler verildikten sonra ise vergi daireleri yüzde 5 indirim uygulamasını muhasebeleştirme şekline göre ciddi olarak sorguluyor. Duruma göre tek düzen hesap planı ve muhasebe sistemine uyulmadığı gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kesiyorlar.

Peki, yeni bir düzenleme yapıldığında bunun tek düzen hesap planı çerçevesinde nasıl muhasebeleştirileceği konusu doğrudan kimi ilgilendiriyor? Tabi ki, Maliye’yi!

Maliye’nin yürürlüğe girmesinden itibaren (2018) 3 yıl geçmesine rağmen, bu uygulamanın nasıl muhasebeleştirileceği konusunda bir düzenleme yapmaması anlaşılır gibi değil!

Peki, yüzde 5 indirim uygulamada nasıl muhasebeleştiriliyor?

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, gerek ilgili yasa hükmünde gerekse bununla ilgili olarak çıkarılan ikincil düzenlemelerde (301 ve 312 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri) yüzde 5 indirim tutarının nasıl muhasebeleştirileceği konusunda bir açıklama yer almıyor. Uygulamada ise bu konuda bir uygulama birliği bulunmuyor, herkes kendine göre bir yol tutturmuş gidiyor. Yani, her yiğidin bir yoğurt yiyişi var!

Ancak, ağırlıklı olarak yüzde 5 indirim tutarı aşağıdaki iki görüş çerçevesinde muhasebeleştiriliyor.

Birinci görüş: Yüzde 5 indirim tutarının 570 geçmiş yıllar karları hesabına ilave edilmesi

Yüzde 5 oranındaki indirim tutarının gelir tablosu ile ilişkilendirilmeden bilanço hesapları ile kayıtlara alınması, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilmesiyle beraber de, 136 Diğer Çeşitli Alacaklar hesabına borç yazılarak, karşılığında 570 Geçmiş Yıllar Karları Hesabına ilave edilmesi gerekiyor. Bu görüşe göre, indirim tutarı vergi karşılıklarını ilgilendirdiğinden yani geçmiş yıl karları ile ilgili olduğundan, 570 Geçmiş Yıllar Karları Hesabına ilave edilmesinden başka seçenek bulunmuyor.

İkinci görüş: Yüzde 5 indirim tutarının gelir kabul edilmesi (602 no.lu hesap)

Yüzde 5 indirim tutarı ödenmesi gereken vergiden mahsup edilebildiğinden veya fazla olması halinde kalan tutar, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebildiğinden, mükellefler açısından kurumlar vergisine tabi olmayan bir gelir niteliğinde bulunuyor. Şimdi, indirim tutarı gelir olarak kabul ediliyorsa neden kurumlar vergisine tabi tutulmuyor diye düşünülebilir. Çünkü, hesaplanan kurumlar vergisi kurum kazancının tespitinde nasıl indirim olarak kabul edilmiyorsa (KVK Mad. 11), yüzde 5 indirimden kaynaklanan bu gelirin de kurumlar vergisi hesaplamasında gelir olarak kabul edilmemesi gerekiyor.

Bu nedenle, yüzde 5 indirim tutarının 136 Diğer Çeşitli Alacaklar hesabına borç yazılarak, 602 Diğer Gelir Hesabına alacak yazılmak suretiyle muhasebeleştirilmesi, daha sonra ise gelir olarak kayıtlara alınan bu tutarın, indirimin hesaplandığı ilgili yıl kurumlar vergisi beyannamesinde “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde indirim olarak beyan edilmesi gerekiyor.

Maliye’nin bu konuda resmi bir görüşü var mı?

Maliye’nin bu konuda Tebliğ ya da Sirküler düzeyinde maalesef bir düzenlemesi bulunmuyor. Ancak, yapılan bir başvuruya ilişkin olmak üzere verdiği yazılı bir görüşü var. Hiç uğraşmayın, bu görüşe ulaşmanız imkansız gibi bir şey! Maalesef, bu yazılı görüş, özelge niteliğinde olmaması nedeniyle Maliye’nin özelge havuzunda da yer almıyor.

Maliye, söz konusu yazısında,

“2017 hesap dönemine ilişkin olarak 2018 hesap döneminde verilen kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan yüzde 5 indirim tutarının mükellef kurum tarafından 2018 hesap dönemi kazancının tespitinde gelir kalemi olarak dikkate alınmış olması halinde, bu tutarın 2018 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde “diğer indirim ve istisnalar” bölümünde gösterilmesinin mümkün olduğunu, bunda bir sakınca bulunmadığını”

belirtmiş bulunuyor (GİB’in 14.01.2019 tarihli ve 27238360-125.32-E.157432 sayılı yazısı). (Ayrıca, bu konuda ayrıntılı açıklamalar ve örnekler için bkz. Suat SARIGÜL, Vergisel Yönleriyle Genel Muhasebe (5. Baskı), Vergi Müfettişleri Derneği Yayını, Haziran 2020, s.514 vd.)

Maliye’den Nasrettin Hoca yaklaşımı: Sen de haklısın, sen de haklısın

Maliye’nin bu yazılı görüşünden şu sonuçlar ortaya çıkıyor:

1) Hak kazanılan yüzde 5 indirim tutarı, kurumlar vergisine tabi bir gelir değil!

2) Bu indirim tutarı gelir olarak olarak muhasebeleştirilse dahi bu gelir, gelir ve kurumlar vergisine tabi bir kazanç (gelir) değil. Gelir olarak muhasebeleştirilmişse, vergiye tabi olmaması için gelir vergisi beyannamesinde “Diğer İndirimler”, kurumlar vergisi beyannamesinde ise “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde indirim olarak beyan edilebilir.

3) Gelir olarak dikkate alınmamışsa, doğrudan 570 Geçmiş Yıllar Karları Hesabına ilave edilebilir.

Yani, Maliye, yukarıda yer alan her iki görüşe de onay veriyor, iki şekilde de muhasebeleştirme yapılabileceğini kabul ediyor. Fakat, gelir olarak dikkate alıp, daha sonra beyannamede “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde beyan edenleri çağırıp izah istiyor!

Maliye’nin bu konuda her iki görüşü de uygun görmesi, Nasrettin Hoca’nın güzel bir fıkrasını akla getiriyor:

“Kadılık yaptığı sırada Nasreddin Hoca’ya bir adam gelip başından geçen bir olayı anlatmış. Giderken sormuş: Haklı değil miyim Hocam ? "Haklısın," demiş Hoca. Biraz sonra başka biri gelmiş, aynı olayı kendi yorumuna göre anlatmış. Sonra sormuş: Haklı değil miyim Hocam ? Ona da : "Haklısın," demiş Hoca. Adam gittikten sonra karısı içerden seslenmiş : "Efendi ikisine de haklısın dedin, birisi haksız olmalı değil mi ?" dediğinde; "Sen de haklısın Hanım" demiş Hoca.”

Sonuç olarak;

Bu konuda uygulama birliğinin sağlanması açısından, Maliye’nin bir Tebliğ ya da Sirküler çıkararak, yüzde 5 vergiye uyumlu mükellef indirim tutarlarının nasıl muhasebeleştirilmesi gerektiği konusunda bir düzenleme yapması gerektiği görüşündeyiz.



Kaynak: Abdullah Tolu / Dünya Gazetesi