Yargıtaydan Flaş Tazminat Kararı
(09.07.2021)
Yargıtay, kurumsal işyerlerinde çalışanların performansına göre amirlerince verilen sicil notları konusunda emsal teşkil...

Yargıtay, kurumsal işyerlerinde çalışanların performansına göre amirlerince verilen sicil notları konusunda emsal teşkil edecek önemli bir karara imza attı. Yargıtay, bir banka çalışanına verilen sicil notunun mahkemede iptal edilmesinin ardından, olumsuz sicil notu dolayısıyla manevi tazminat verilmesine hükmetti. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberi.

Bankalar başta olmak üzere kurumsal işyerlerinde, çalışanların performansına göre sicil notları tutuluyor. Bu notlar, çalışanların kariyerleri açısından belirleyici olabiliyor. Sicil notu konusundaki subjektif değerlendirmeler birçok çalışanı mağdur edebiliyor.

Yargıtay’ın (9. Hukuk Dairesi, Esas No: 2021/1317, Karar No: 2021/5702) bu konuda vermiş olduğu karar, çalışanlara verilen keyfi sicil notları konusunda emsal oluşturacak.

Yargıtay’ın kararına konu davada bir banka çalışanı, şube yönetmenliğine yükselmek için 2011 yılında banka içinde açılan sınava girmek için başvuruda bulundu. Sınava girecek kişiler listesinde ismi çıkmayınca 2010 yılı sicil amirinin “Üst unvan yeterliliği yoktur” şeklinde sicil notu vermesi nedeniyle sınava kabul edilmediğini öğrendi. Bunun üzerine sicil notunun iptali için dava açtı. Ankara 14. İş Mahkemesi, işçinin, sicil notu için iptal davası açamayacağı gerekçesiyle davayı reddetti.

Temyiz başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, sicil notu işçinin kıdem, unvan ve terfi gibi özlük haklarında değişikliğe yol açtığından işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu. Başvuruyu ikinci kez inceleyen yerel mahkeme, davacı işçinin yükselme sınavına girmesine engel olduğu, objektif esaslara dayanmadığı gerekçesiyle 2010 yılında verilen sicil notunu iptal etti. Yerel mahkemenin bu kararı Yargıtay’da 2016 yılında onandı.

SİCİL NOTU İPTAL OLUNCA MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇTI

Banka çalışanı davacı, sicil notunun iptaline ilişkin mahkeme kararının Yargıtay’da onanarak kesinleşmesinin ardından bu kez de maddi ve manevi tazminat davası açtı. Kendisine karşı yapılan uygulamanın mesleki onur ve itibarını zedelediğini, mağduriyet yaşadığını, ruhsal ve bedensel dengesinin alt üst olduğunu, psikolojisinin bozulduğunu ve kişilik haklarına ağır saldırı niteliğindeki işlem nedeniyle manevi ve maddi olarak yıprandığını iddia eden banka çalışanı, 100 bin lira manevi tazminat, bin lira da maddi tazminat talebinde bulundu.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ÇALIŞAN ALEYHİNE KARAR VERDİ

Yerel mahkeme, olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmiş olmasına rağmen, arada geçen sürede davacı çalışanın iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki onur ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat talebini kısmen kabul etti.

Bankanın itirazı üzerine dosyayı inceleyen bölge adliye mahkemesi ise “Davacı çalışana karşı objektif davranılmadığı veya kasıtlı olarak üst unvan için yeterliliği yoktur görüşü bildirildiğine dair delil bulunmadığı” gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını bozdu.

YARGITAY MANEVİ TAZMİNATA HÜKMETTİ

Yerel mahkeme kararını iki tarafın da temyiz etmesi üzerine bu dosya da Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne geldi. Yargıtay kararında, davacı çalışanın geçmiş 9 yıllık sicil notu ortalaması 95.6 olduğu halde, 2010 yılında 85 verildiği, önceki sicil notlarının tamamında “Bir üst görev yapma yeteneği vardır” şeklinde görüş bildirilmesine karşın, performans amirlerinden birinin “yoktur” görüşü vermesinin yükselme sınavına girmesine engel olduğu kaydedildi.

Kararda, manevi tazminata hükmedilebilmesi için mevzuata aykırı olan eylem ve işlemi sonucunda şeref ve haysiyetin rencide edilmesi, kişilik haklarına bir saldırının bulunması gibi manevi varlıkta ağır bir sarsılma ve dengesizlik oluşması gerektiği belirtildi. Olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmesine rağmen, işçinin banka içindeki pozisyonu, daha önceki sicil notları, bankada çalışma süresi gibi etkenler göz önüne alındığında arada geçen sürede davacının iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki onur ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü, bu nedenle makul bir oranda manevi tazminat talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtildi.

Yargıtay’ın bu kararının ardından dosya yeniden yerel iş mahkemesince incelenerek manevi tazminat kararı verilecek.



Kaynak: Ahmet Kıvanç / Haber Türk