Mali Analiz Yaptırmanın Amacı / Rüknettin Kumkale
(31.03.2020)
Mali analiz, bir işletmenin mali durumunun ve mali yönden gelişmesinin yeterli olup olmadığını belirlemek için...

Mali analiz, bir işletmenin mali durumunun ve mali yönden gelişmesinin yeterli olup olmadığını belirlemek için, mali tablo kalemlerindeki değişikliklerin, kalemler arasındaki ilişkilerin, zaman içinde göstermiş oldukları eğilimlerin incelenmesi ve gerektiğinde belirlenen standart ve sektör ortalaması ile karşılaştırılarak yorumlanması faaliyetlerinin bütünüdür.

Şirketlerin özellikle önlerini görmelerinin zorlaştığı dönemlerde, durumlarını görmeleri, gelecek için yapacakları planlamalar açısından çok önemlidir. En azından geçici vergi dönemlerinde üç ayda bir çıkartılan mali tabloların değerlendirilmesi, mali analizinin yapılması önem arz etmektedir.

Çok çeşitli mali analiz teknikleri bulunmaktadır.

Biz burada en önemlilerinden olan üç analizden söz edeceğiz.

1. Cari Oran - Dönen Değerlerin Kısa Vadeli Borçlara Oranı

Bu oran şirketin ödeme gücünü göstermektedir. Tabi ki dönen değerlerin içindeki kalemlerin gücü borç ödemede etkin olmaktadır. Şirketteki dönen değerler (kısa vadede nakde dönüşme kabiliyeti olan değerler, diğer bir anlatımla kısa vadeli borçların ödenme vadelerine eşit şekilde nakde dönüşme imkanı olan değerler) toplamının kısa vadede ödenmesi gereken borçlara oranı ile bulunmaktadır.

Oranın 1’in altında olması, dönen varlıkların kısa vadeli borçları ödemeye yetmeyeceğini, diğer bir ifadeyle net çalışma sermayesi noksanını gösterir.

Cari Oranın 1 olması şirketin kısa vadeli borçları kadar dönen varlığı olduğunu gösterir. Bu durumda günlük işlemler için gerekecek dönen varlığın (çalışma sermayesinin) olmadığı, ancak günlük işlemlerin yapılması zorunluluğundan dolayı bu kez, kısa vadeli
borçların ödenmesi güçlüğü olduğu sonucu çıkar.

Ticari ortamda olarak 1,5 ile 2 arasında olması iyi bir sonuç olarak kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla dönen varlıkların kısa vadeli borçların 1,5 veya 2 katı olması şirketin ödeme gücünün olduğunun kanıtıdır.

Oranın 2 ve daha büyük çıkması ise, borçları ödeyebilme gücünün
yüksekliğine karşın, likidite fazlalığını, gösterir bu durumda dönen varlıkların iyi değerlendirilip değerlendirilemediğine bakmak gerekir. Eğer işletmede gereğinden fazla dönen varlık bulunuyorsa ve bunlar gereği gibi değerlendirilmiyorsa, tedbir almak gerekecektir.

2. İşletme Sermayesi

Şirketin işletme sermayesi, dönen değerlerden kısa vadeli borçların çıkartılması ile elde edilmektedir.

Ancak bu işlem yapılırken kısa vadede nakde dönüşme kabiliyeti olan değerler, dikkate alınmalıdır. Örneğin, verilen depozitolar, Gelecek Yıllara Yaygın İnşaat Maliyetleri gibi nakde dönüşme olanağı bulunmayan tutarlar dikkate alınmamalıdır. Pasif hesabında da Gelecek Yıllara Yaygın İnşaat Hakedişleri hesabı da dikkate alınmayacaktır.


3. Nakit Oran

Bu oran hazır değerlerin kısa vadeli borçları karşılama oranıdır. Hazır değerlerin nakit değer olduğu ve her an nakde dönüştürme olanağı olduğu kabul edilmektedir. Stoklar bu analize girmemektedir. Şirketimizin hazır değerleri alınan vadeli çekler ve bankalar cari hesabı ve alınan kredi kartı sliplerinden oluşmaktadır. Bu durumda nakit değerlerin yani hazır değerlerin kısa vadeli borçları karşılayıp karşılamadığı kontrol edilir. Aslında piyasa şartları çerçevesinde bu oranın 1 olması çok güçtür.

Oran sonucunun 1 olması, kısa vadeli borçların tamamının nakit ve hızla paraya çevrilebilen değerlerle karşılanabileceğini gösterdiğinden genelde yeterli görülmektedir.

Ancak oran sonucunun 1’den büyük veya küçük olması, her işletme için her zaman nakit durumunun iyi veya kötü olduğunu göstermez. Likidite oranlarının değerlendirilmesinde, stok devir hızı, alacakların tahsil edilme süresi, stoklara olan bağımlılık vb. etkenlerin de dikkate alınması gerekir.



Kaynak: Dünya Gazetesi