Proje Bazlı Teşviklerin Yatırım Teşvik Sistemi’nde Yeri
(27.05.2020)
Türkiye’de yatırım teşvik sistemi, ekonomik ve siyasi koşullardaki değişimler ve sektörel talepler ile birlikte önemli...

Türkiye’de yatırım teşvik sistemi, ekonomik ve siyasi koşullardaki değişimler ve sektörel talepler ile birlikte önemli bir yol kat ederek günümüzdeki haline gelmiştir. Firmaların avantajlı teşvik modeline karar verebilmesi için en önemli noktalar; yatırım yeri, yatırım tutarı ve yatırım konusu olarak sınıflandırılabilir. Özellikle son yıllarda yatırımın konusu teşvik için önemli konulardan biri haline gelmiştir. 2019 yılında Büyük Ölçekli Yatırım Teşvik modelinin Yatırım Teşvik Kararı’ndan çıkartılması yatırım konusunun önemli haline gelmesinin önemli göstergelerinden biriydi.
Teşvik Sistemi; genel, bölgesel, orta-yüksek teknoloji, öncelikli, stratejik teşvik modelleri ile Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi ve Proje Bazlı Teşvik programlarından oluşmaktadır.
2016 yılında yayımlanan Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Karar ile alışık olduğumuz vergisel teşvik unsurlarının yanı sıra nakit destekleri içeren teşvikler de hayatımıza girmiştir. Süper Teşvikler adıyla da bilinen Proje Bazlı Teşvik modeli ile her yatırıma özgü farklı bir teşvik modeli geliştirilmesi mümkün hale gelmiştir. Proje bazlı teşvikler ile petrokimya, biyoteknoloji, otomotiv, sağlık, yenilenebilir enerji, ulaştırma, haberleşme, metalürji ve kimya sektörleri hedeflenmiş olup, 2016 yılından günümüze kadar 26 tane Proje Bazlı Teşvik Kararı onaylanmıştır.

Projelerin Karar kapsamında değerlendirmeye tabi tutulabilmesi için Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı için asgari sabit yatırım tutarı 50 milyon TL, diğer yatırımlar için 500 milyon TL olması gerekmektedir. Yatırım tutarının sağlanmasının yanı sıra yatırımın; katma değeri, teknolojik seviyesi, ülkenin rekabet gücüne ve ihracat potansiyeline katkısı, istihdam yaratmaya katkısı, yatırımın ve üretilecek ürünün yerli girdi oranı, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının projeye dahil olması, doğal kaynaklar ve çevreye etkisi değerlendirme kriterleri açısından önem arz etmektedir. Ayrıca ülkenin kritik ihtiyaçlarının karşılanması, arz güvenliğinin sağlanması, dış bağımlılığın azaltılması ve katma değeri yüksek üretim yapılması gibi hedeflere yönelik kriterler belirlendiğini söyleyebiliriz.

Proje Bazlı Teşvik verilmesine karar verilen yatırımlar; Gümrük Vergisi Muafiyeti, KDV İstisnası, KDV İadesi, Kurumlar Vergisi İndirimi, Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği, Gelir Vergisi Stopajı Desteği, Nitelikli Personel Desteği, Faiz Desteği, Enerji Desteği, Hibe Desteği, Sermaye Katkısı, Kamu Alım Garantisi, Yatırım Yeri Tahsisi, Altyapı Desteği ve Kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve idari süreçlerde kolaylaştırıcı düzenleme yapılması gibi avantajlardan faydalanabilmektedir. Önceki teşvik modelleri ile karşılaştırdığımızda yatırım tutarının 2 katına kadar verilebilen kurumlar vergisi indiriminin yanı sıra yüksek tutarda faiz desteği, nakit destek olarak adlandırabileceğimiz enerji, nitelikli personel, hibe ve alım garantisi destekleri ile altyapı ve izinlerde kolaylık sağlayan destekler yatırımcılar için önemli teşvik unsurlarıdır.

Proje bazlı teşvik modelinin hayata geçirildiği 2016 yılından bu yana teşvik verilen projelerin yatırım tutarı 78 milyar TL'yi bulmaktadır. Bu projeler tamamlandığında yaklaşık 27.000 kişiye ilave istihdam sağlanmış olacaktır. 10 yıl süreli Sigorta Primi İşveren Hissesi ve Gelir Vergisi Stopajı Destekleri ile yüksek tutarlı Kurumlar Vergisi indirimleri gibi önemli vergisel avantajların yanı sıra 8 milyar TL'yi bulan faiz, 5 milyar TL enerji ve 2,5 milyar TL tutarında nitelikli personel desteği ile proje sahiplerine proje finansmanı açısından da kayda değer destekler verilmiştir.

Ekim 2019 tarihinde yapılan değişiklik ile 5 milyar TL üzerindeki doğrudan yabancı ve komple yeni yatırım projelerinin imzalanması için Bakan'a yetki verilmiştir. Ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı diğer Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarını teşviklerin uygulanması konusunda önceliklendirebilir.

Proje bazlı teşvikler yatırım verimliğinin artırılması yönü ile kaynakların etkili şekilde kullanılmasını sağlayarak ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacak olup yatırımcılar açısından da önemli desteklerden yararlanma imkânı vermektedir. Bu özellikleri ile proje bazlı teşvik modeli desteklenen yatırım sayılarının artacağı görülmektedir. Özellikle COVID-19 sürecinden sonra Bakanlığın büyük projelerdeki imza yetkisi ile verilen teşvikler tedarik zinciri güvenliğinin sağlanması ve yatırımların gerçekleşmesi konusunda önemli olacaktır.



Kaynak: Cenk Ulu - Yasemin Bekgöz / Dünya Gazetesi