Kollektif Şirket Taşınmazının Ortaklarına Devrinde Vergi Var Mı? / Sabri Arpaç
(27.01.2020)
Kollektif şirket adına kayıtlı taşınmazların ortaklarına veya ortakların mirasçıları adına, tapuda devir edilmesinin gelir...

Kollektif şirket adına kayıtlı taşınmazların ortaklarına veya ortakların mirasçıları adına, tapuda devir edilmesinin gelir, kurumlar ve harçlar kanunu açısında değerlendirilmesini bu yazımızın konusu olacaktır.

TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDA

Kollektif şirket ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir. Kollektif şirketin ortakları arasında tüzel kişi bulunmaz. Ortakları   gerçek kişilerden oluşur. Kollektif şirketin mal varlığı ortaklardan bağımsızdır.

Şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirket sorumludur. Ancak, şirkete karşı yapılan icra takibi karşılıksız (semeresiz) kalmış veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş ise, yalnız ortak veya ortakla birlikte şirket aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir (TTK . Md. 237/1).

GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

Gelir Vergisi Kanunu'nun gerçek kişilerin şahsi gelirleri gelir vergisine tabidir. Bu anlamda gelir; bir gerçek kişinin bir takvim yılında elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak tanımlanmıştır (GVK. Md. 1).

Aynı Kanunun 37’nci maddesinde ticari kazanç; ‘’ her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar’’ olarak tanımlanmıştır.

Yine aynı maddenin 3’cü fıkrasında ise; ‘’kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların ortaklık karından aldıkları payların şahsi ticari kazanç hükmünde olduğu’’ belirtilmiştir.

 Öte yandan aynı Kanunun "Değer artışı kazançları" başlıklı mükerrer 80/4’nci maddesinde; ‘’faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dâhil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı’’ hüküm altına alınmıştır.

 Yukarıdaki Kanun maddelerine göre; kollektif şirket adına kayıtlı taşınmazın, şirket ortakları adına tescil edilmesinden elde edilecek kazancın, ticari kazanca ilişkin genel usul ve esaslar çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir.

Yine aynı Kanunun 38 maddesinde ticari kazancın tespiti ile ilgili olarak; ‘’ticari kazancın teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark’’ olduğu bu dönem zarfında işletme sahip veya sahiplerce:

-          işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği,

-          İşletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave oluncağı,

Hükme bağlanmıştır.

Yukarıda sıralanan Kanun hükümlerine göre; kollektif şirket geliri gelir vergisine tabidir. Ortaklar kollektif şirketteki paylarını şahsi ticari kazanç olarak beyan edecek ve ödeyeceklerdir.

Kollektif şirket ortaklarından ayrı bir işletme hüviyetine tabi olduğu için de işletme ortakları işletmeden çektikleri emtiadan dolayı diğer müşterilerinden farklı değildir.

Bu nedenle işletmenin aktifine yani gelir gider defterine kayıtlı taşınmazların kollektif şirketin ortaklarına ya da onların mirasçılarına tapuda devri için fatura düzenlenecek ve işletmeden çekilen bir değer olarak genel esaslara göre veriye tabi olacaktır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1’nci maddesinde;

-          Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmet ifalarının KDV ye tabi olduğu,

-          17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin KDV den istisna olduğu,

Hükme bağlanmıştır. 

Bu düzenlemede "kurumlar" ibaresinden kasıt, Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sayılan işletmelerdir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1’nci maddesinde ise kurumlar vergisi mükellefleri; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıkları olarak sayılmış olup, kollektif şirketler kurumlar vergisi mükellefleri arasında yer almamaktadır.

Buna göre, kollektif şirket ortaklarına ait taşınmazın şirket ortaklarına, eski ortaklarının varislerine veya 3’ncü kişilere devir ve teslimleri KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında yer almadığından, bu devir ve teslimler genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmaktadır.

 HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN:

Harçlar Kanunu’nun 57’nci maddesinde;

-          Tapu ve kadastro işlemlerinden Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu,

-          Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin "I-Tapu İşlemleri" başlıklı bölümünün 20/a fıkrasında ise, gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra ve şüyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı nispi harç alınacağı,

Hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun "Harçtan Müstesna Tutulan İşlemler" başlıklı 59/a maddesinde ise; genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinleri tapu harcından istisna edilmiştir.

Bu durumda Kanunun 59/a maddesinde sayılmayan gerçek kişileri ile sermaye şirketlerinin bu arada kollektif şirket ortaklarından Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/a fıkrasına göre harç tahsil edilmesi gerekmektedir.

(Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 18/06/2015 tarih ve 39044742-KDV.17-61636 sayılı ve İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 07/04/2017 tarih ve 96620903-125[5-e/2015-10] sayılı kararları da bu yöndedir.)



Kaynak: Gerçek Gündem