Uluslararası Vergi İncelemelerinde Yeni Döneme Girdik / Ramazan Biçer
(15.09.2018)
Son dönemdeki vergiye ilişkin en önemli gündem maddesi; 7143 Sayılı Yeniden Yapılandırma Kanunu. Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu şirketler için de aynı durum geçerli. Uygulama dönemini...

Son dönemdeki vergiye ilişkin en önemli gündem maddesi; 7143 Sayılı Yeniden Yapılandırma Kanunu. Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu şirketler için de aynı durum geçerli.
Uygulama dönemini bir kenara bırakırsak yeniden yapılandırma konusu yakında, büyük oranda gündemden düşecektir. Yeni gündem konuları da ortaya çıkmaya başladı. Bugünkü yazımda çok uluslu şirketleri yakından ilgilendiren inceleme konularından bazıları üzerinde duracağım. 
Bu kapsamda inceleme elemanları son dönemde uluslararası vergi konularında yeni sayılabilecek bazı vergi incelemeleri başlattılar ve yeni dönemde bu tür incelemelerin sayısının artmasını da bekliyorum.

Peki yeni olan nedir? İlk önce bu soruyu yanıtlayalım; ardından şirketleri bekleyen yeni tür uluslararası vergi incelemelerinden bahsedelim.

Gerçek lehdara dayalı eleştiriler

Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin iştirakleri sıklıkla yurtdışına faiz, gayrimaddi hak bedeli, serbest meslek ücreti ve kâr payı gibi ödemeler gerçekleştirmektedir. Bu da uluslararası ticaretin doğası gereği fazlası ile olağandır. Ancak, ödemeyi alan taraf gerçekten borç veren, gayrimaddi varlığın gerçek sahibi, serbest meslek faaliyetini fiili olarak yürüten ve kâr payı almaya hak kazanmış gerçek girişimci midir?

Bu konu, vergi anlaşmaları tarafından çok önceden beri düzenlenmiş olmakla birlikte, ülkemizde yakın dönemde daha çok ön plana çıkmaya başladı. Kişisel görüşüm bu durumun OECD tarafından yürütülen ve büyük oranda tamamlanan BEPS Eylem Planı (Action Plan on Base Erosion and Profit Shifting) ile yapılan yeni düzenlemelerden kaynaklandığı yönünde.

Her ne kadar mevzuatımızda BEPS Eylem Planı ile ilgili sınırlı düzeyde düzenleme yapılmış olsa da uluslararası düzeydeki gelişmeler hem vergi idarelerinin hem de inceleme elemanlarının bakış açısını ciddi şekilde etkilemeye devam ediyor.

Bunun en güzel örneği; gerçek lehtara yönelik eleştirileri içeren yeni vergi incelemeleri. Az evvel bahsettiğim üzere, vergi inceleme elemanları yurtdışına yapılan faiz, gayri maddi hak bedeli, serbest meslek ücreti ve kâr payı ödemelerini yakından incelemeye başladı.

Eleştirilen konu ise; ödemenin yapıldığı ve başka bir ülkede bulunan tarafın gerçek lehdar olup olmadığına ilişkin. Burada eleştirilenler, genellikle aracı şirket veya tabela şirket olarak adlandırılan taraflar. Eleştiri nedeni ise; yurtdışında bulunan bu tür şirketlerin vergi anlaşmaları ile tanınan avantajlı vergi oranlarından faydalanmak amacıyla kurulmuş olmaları. Eğer bu yönde bir izlenim oluşmuş ise, inceleme elemanları ödemenin yapıldığı şirket hakkında daha detaylı bilgi talep edebiliyor ve söz konusu şirketin gerçek lehdar olduğunun ödeme yapan ve Türkiye’de bulunan şirket tarafından açıklanması isteniyor.

Aksi takdirde, Türkiye’nin gerçek lehdarın bulunduğu ülke ile yapmış olduğu vergi anlaşmasında veya böyle bir anlaşma mevcut değil ise iç mevzuatta yer alan vergi oranlarının uygulaması söz konusu olabiliyor.

Konunun yeni olması ve ülkeden ülkeye farklı uygulamaların görülmesi nedeniyle bu konuda tartışmanın bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum.

Tartışma devam ede dursun, gerçek lehdar konusu yanında yeni tür uluslararası vergi incelemelerini de yakın zamanda görmeye başlayacağız.

Değişen uluslararası vergi incelemeleri

Geçen yıl bu köşede Türkiye’nin uluslararası vergi standartlarını içeren çok taraflı uluslararası anlaşmaya (The Multilateral Convention to Implement Tax Treaty Related Measures to Prevent Base Erosion and Profit Shifting), imza attığını yazmıştım. O günden bugüne anlaşmanın onayı gündeme gelmedi ve henüz iç mevzuata göre yasal süreç de tamamlanmadı. Ancak, anlaşmanın gecikmeli de olsa yasalaşması ve uygulamaya konulması bekleniyor.

Anlaşma ile güdülen temel amaç ise çok uluslu şirketlerin ülkelerin vergi mevzuatlarındaki farklılıklardan yararlanarak vergiden kaçınmalarını (tax avoidance) engellemek.

Anlaşma yürürlüğe girerse, en önemli yeniliklerin başında “Temel Amaca Dayalı Test Uygulaması (Principal Purpose Test)” adlı yeni uygulama gelecek. Peki bu test ne anlama geliyor?

Basit bir anlatımla, uluslararası bir işlemin (örneğin kâr payı dağıtımının) ya da yapının (örneğin kar dağıtımı yapılan yurt dışı şirketin) asıl amacı vergi anlaşmalarının sağladığı avantajdan faydalanmak ise bu durumda çok taraflı uluslararası anlaşma ilgili ülke vergi idarelerine işlemin taraflarının vergi anlaşmasının avantajlarından faydalanmasını engelleme yetkisi veriyor.

Anlaşmanın bu konudaki düzenlemeleri önümüzdeki dönemde uluslararası vergi incelemelerinde sık sık gündeme gelecek diye tahmin ediyorum.

Konunun bunlarla sınırlı kalmayacağını da düşünüyorum. Son dönemde sıklıkla görüldüğü üzere elektronik işyeri, transfer fiyatlandırması gibi birçok uluslararası vergi konusunda yeni incelemelerin başlatılması kuvvetle muhtemel.

Uluslararası vergi incelemeleri başka bir boyuta taşınıyor

Vergi Konularında İdareler Arasında Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması (Convention on Mutual Administrative Assistance in Tax Matters) 1 Temmuz 2018 tarihi itibariyle Türkiye’de yürürlüğe girdi. Bu anlaşma vergi incelemelerini de başka bir boyuta taşıyacak gibi görünüyor. Mevcut anlaşmalarda her ne kadar karşılıklı yardımlaşmaya ilişkin hükümler bulunsa da iki ülkenin vergi idarelerinin karşılıklı yardımlaşmaları ve genel olarak sınır ötesi vergi konularında idarelerin bilgi edinme kapasiteleri oldukça sınırlı düzeyde kalıyor.

Anlaşma ile bu durum değişti ve önümüzdeki yıllarda vergi idareleri arasında özellikle incelemeler konusunda yardımlaşmanın artacağını söylemek fazlası ile mümkün. Bu da uluslararası vergi incelemelerinin sayısının daha da artacağını gösteriyor.

Ayrıca, finansal hesaplara ilişkin uluslararası otomatik bilgi değişimi ve transfer fiyatlandırması konusundaki ülke bazlı raporlama (Country-by-Country Reporting) konularında yapılması beklenen düzenlemeleri de dikkate aldığımızda Mali İdarenin uluslararası vergi konularını inceleme kapasitesi fazlası ile artacak.

Tüm bunları dikkate aldığımızda, çok uluslu Türk şirketlerinin de diğer ülkelerdeki faaliyetleri ve şirket yapıları açısından yeni düzenlemelere uygun adımlar atmasının yerinde olacağı şüphesiz.

Vergi idareleri ortak uluslararası incelemeler başlatacak

Vergi Konularında İdareler Arasında Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması ile getirilen yeniliklerden birisi de uluslararası ortak vergi incelemeleri.

Buna göre, örneğin Hollanda ve Türk Vergi İdaresi iki ülkede de faaliyet gösteren grup şirketlerini belirli bir konuda inceleyebilecek ve ilgili ülkenin vergi inceleme elemanları diğer ülkenin gözetiminde yerinde incelemelerde bulunabilecek.

Henüz uygulaması olmasa da bu tür incelemelerin sayısının tüm dünyada olduğu üzere Türkiye ile diğer ülkeler arasında da artacağını bekliyorum.

Şirketler yeni döneme nasıl hazırlanmalı?

Son yıllarda uluslararası vergi incelemelerinin artacağı sıklıkla dile getirilen bir konu. Bu ise daha çok vergi konularında uluslararası düzeyde yapılan yeni düzenlemelerden kaynaklanıyor.
Bununla birlikte, özellikle çoğu çok uluslu Türk şirket grubunun gelişmeleri biraz geriden takip ettiğini gözlemliyorum. Türkiye’de henüz yeterli düzenleme yapılmamış olsa da çok sayıda ülkede yeni düzenlemeler yapıldı ve bu konulardaki incelemeler de başladı.

Örneğin, Rusya’da faaliyet gösteren Türk gruplarının son aylarda yukarıda bahsettiğim gerçek lehtar konusunda incelenmeye başlandığını duyuyorum. Bu da gösteriyor ki; şirketlerin yeni döneme uyum sağmak için bazı adımlar atması bir yerde zorunluluk haline geldi. Bunun için de öncelikle kapsamlı bir durum tespiti çalışması yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.

Son olarak, 7143 Sayılı Yeniden Yapılandırma Kanunu'ndan yararlanma konusunda çekincesi olan şirketlerin yapmış oldukları değerlendirmelerde yukarıda yer verdiğim gelişmeleri de dikkate almalarını öneririm.



Kaynak: Dünya Gazetesi