Fatura ve Düzenleme Tarihinin Önemi-Yeni Düzenlemeler
(09.09.2021)
Vergi Usul Kanunu (VUK) ticari faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilerce tutulan defterlere yapılan kayıtların bir...

Vergi Usul Kanunu (VUK) ticari faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilerce tutulan defterlere yapılan kayıtların bir belgeye dayandırılması esasını benimsemiştir. 227’nci maddede “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.’’ denilerek kayıtların belgelendirilmesi gereği ortaya konulmaktadır. Belgelendirme esas itibariyle fatura ve fatura yerine geçen belgelerle mümkün olabilir.

Fatura VUK’un 229’uncu maddesinde “Satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika (belge) olarak tanımlanmaktadır.

VUK’un fatura düzeni ile ilgili 231’inci maddesinin birinci fıkrasının 5’inci bendinde faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Ancak 7318 Sayılı Kanun’la (yürürlük 30.04.2021) Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmet nevi, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır’’ hükmü getirilmiştir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 21’inci maddesinde ise fatura ile ilgili şu hüküm yer almıştır. “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunda faturada gösterilmesini isteyebilir.

Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”

 

Yeni Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve yeni düzenlemeler

02.09.2021 tarih ve 31586 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 7318 Sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler çerçevesinde fatura düzenleme süresi ve alınacak bazı teminatlar konusunda yeni zorunluluklar getirilmiştir.

Genel tebliğ düzenlemelerinin amaç ve konusu

Akaryakıt ve LPG piyasasının yanı sıra özel etiket ve işaret kullanma zorunluluğu getirilen ürünlere ilişkin piyasada rekabet eşitliğinin sağlanması ve kayıt dışı ekonomi ile etkin bir şekilde mücadele edilmesi amacıyla 29/4/2021 tarihli ve 7318 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenlemeler yapılmıştır.

Bu Kanunun 1 ve 2’nci maddeleriyle, Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikler kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığına; belirli kriterleri dikkate alarak yedi günlük fatura düzenleme süresini indirme ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmenin yanı sıra, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ile Elektrik Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında lisansa tabi faaliyetlerde bulunanlar ile VUK’nun mükerrer 257 nci maddesi uyarınca bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretleri kullanma zorunluluğu getirilen ürünleri imal veya ithal edenlerden VUK’un mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan hükümler çerçevesinde teminat alma yetkisi verilmiştir.

Bu kapsamda, 7318 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklere ilişkin açıklamalar ve uygulamaya ilişkin usul ve esasların belirlenmesi bu tebliğin amaç ve konusunu oluşturmaktadır.

Bu gün yazımızda sadece fatura düzenleme süresi ile ilgili açıklamalara yer vereceğiz.

Yasal düzenlemeler

Vergi Usul Kanunu’nun 231’inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev’i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”,

 Mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasında, “Maliye Bakanlığı; Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya, yetkilidir.’’ denilmektedir.

Fatura düzenleme süresine ilişkin yeni düzenleme

 531 Sayılı VUK Genel Tebliği ile;

(1) VUK’un 231 ve mükerrer 257’nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, bakanlıkça, ihrakiye teslimleri hariç olmak üzere, aşağıda sayılan malların teslimi anında faturanın düzenlenmesi uygun bulunmuştur.

a) 5015 sayılı Kanun ve 5307 sayılı Kanun kapsamında lisansa tabi faaliyetlerde bulunanların (rafinerici, dağıtıcı, bayi, serbest kullanıcı gibi) kendi aralarında yaptıkları akaryakıt ve LPG teslimi.

b) Tankerlerle veya özel nakliye araçlarıyla taşınmak suretiyle akaryakıt ve LPG oto gaz bayii veya istasyonu dışında müşterinin istediği mahalde (yürüttükleri faaliyetlerindeki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla fabrika, şantiye, nakliye filosu işletmeleri ve benzeri yerlerde) yapılan akaryakıt ve LPG teslimi.

(2) Yukarıda belirtilen teslimlerde, alıcının tamamen veya kısmen akaryakıt ve LPG alımından vazgeçmesi ya da söz konusu teslimlere ilişkin olarak düzenlenen faturada gösterilen miktardan daha az akaryakıt ve LPG teslim edilmesi halinde, bu durumun ortaya çıktığı anda;

- Alıcının VUK’un 232’nci maddesine göre fatura düzenleme zorunluluğu bulunanlar kapsamında olması halinde, alıcı tarafından satıcı adına fatura,

- Alıcının VUK uyarınca belge düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olmaması halinde ise satıcı tarafından bu kanunun 234’üncü maddesinde belirlenen asgari bilgileri içerecek şekilde gider pusulası, düzenlenecektir. Bu kapsamda düzenlenen belge üzerinde, işlemin mahiyetine ilişkin açıklama ile birlikte, ilgili faturanın tarih ve numarasına da yer verilecektir.

Ceza uygulaması

 VUK’nun 231’inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden bu tebliğin 4 üncü maddesi ile teslimin yapıldığı anda düzenlenme zorunluluğu getirilen faturanın öngörülen süreden sonra düzenlenmesi durumunda, söz konusu bent gereğince, bu belge, VUK bakımından hiç düzenlenmemiş sayılacağından muhatapları hakkında aynı Kanunun 353/1 maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Kesilecek ceza 380 TL’den az olmamak üzere faturada yer alması gereken tutarın %10’u oranında olacaktır. Ancak her bir tespit için kesilecek ceza tutarı 19 bin TL’yi bir takvim yılında ise 190 bin lirayı geçemez.

Adına fatura düzenlenmesi ve alması gereken nihai tüketici değilse fatura vermeyen ve almayan için aynı ceza söz konusudur. Faturayı almayan nihai tüketici ise özel usulsüzlük cezaları beşte bir oranında kesilir.

Fatura düzenlemenin ve fatura almanın önemi

Bilindiği gibi, vergi gelirleri devletin kamu hizmetlerini yerine getirmesinin ana kaynağıdır. Devlet bütçe gelirlerinin %90’ı, (yıllara göre değişmekle beraber), çeşitli vergi gelirlerinden oluşur. Vergi gelirlerinin çoğunluğunu KDV ve ÖTV gibi harcama vergilerinden oluşur ve fatura üzerinde gösterilir.

Fatura düzenlenmediği hallerde tüketicilerce ödenen KDV, ÖTV kayıtlara intikal etmez ve satıcının lehine kalır. Adına fatura düzenlenecek kişi ticaret erbabı ise satın aldığı mal ve hizmetin maliyetini kayıtlarına gider olarak yazamaz ve ödediği KDV’ni indirim olarak düşemez. Satışı nedeniyle fatura düzenleyip gelir kaydetmesi gereken mükellef bu kazançtan ödemesi gereken gelir veya kurumlar vergisini ödemez; lehine kazanç olarak kalır.

Vergi Usul Kanunu’nun 134’ncü maddesine göre vergi müfettişlerince vergi incelemesinin amacı, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

 Verilmesi gereken fatura ve diğer belgelerin mal veya hizmet alıcısına verilmesi ve alması gerekenlerce de istenmesi ve alınması halinde vergi mükelleflerinin kayıtları ve ödenmesi gereken vergi miktarları doğru olacaktır. Aksi halde hem ticaret erbabı ve kurumlar hem de ziraat ve serbest meslek erbabı vergilerini doğru ödemeyecek veya ödeyemeyecektir.

Gayrimenkul satışlarında gerçek alım-satım bedelinin gizlenmesi de tapu harçlarında kayba neden olacaktır.

Kayıt ve belge düzeninin sağlanmamış ve bu yüzden vergi kayıp ve kaçağının yüksek olması milli gelir hesaplarının hatalı olması sonucunu doğurur. Geleceğe ilişkin tahminler ve bu tahminlere dayanan politikalar beklenen sonucu vermez.

Özellikle ciddi ekonomik kriz dönemlerinde para politikasının kullanılamadığı veya yetersiz kaldığı dönemlerde maliye politikasından yararlanılması gerekir. Düşük gelir seviyesinde olanlara devletin sosyal yardımlar sağlaması da devletin yeterli gelir kaynağına sahip olması halinde mümkündür.

 Vergi sisteminin etkin olmaması halinde alınan tedbirler beklenen sonucu sağlamaz. Etkin bir vergi sistemi için kayıt belge düzeninin iyi işlemesi gerekir. Vergi denetimleri bu halde daha sonuç alıcı olur.

Fatura ve diğer belgelerin tam ve gerçeği yansıtacak şekilde düzenlenmesi işletme kayıtlarının doğru ve gerçeğe uygun olarak tutulmasını sağlar. Bu kayıtlara dayanarak hazırlanan bilanço, gelir tablosu ve diğer mali tablolar yatırımcılar, işletmeye kredi verecek bankalar ve diğer kişiler için güvenilir olur. İşletme yöneticilerinin doğru kararlar almalarına imkân sağlar.

Bir hakkın ispatı yönünden değerlendirildiğinde fatura tüketici mahkemelerinde ve diğer mahkemelerde hakların ispatlanmasında yararlanılacak en önemli belgedir.

Alıcısına ciddi sorunlar yaratan sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura ve diğer belgeler alımından kaçınmak gereğini de unutmamak gerekir.



Kaynak: Akif Akarca / Dr.Mehmet Şafak / Dünya Gazetesi