Fakire Ekmek Yoksa Zenginde De Huzur Olmayacak
(08.05.2021)
Pandemiyle beraber daha da derinleşen gelir eşitsizlikleri, Kolombiya'da olduğu gibi birçok ülkede sosyal patlamalar...

Pandemiyle beraber daha da derinleşen gelir eşitsizlikleri, Kolombiya'da olduğu gibi birçok ülkede sosyal patlamalar yaşanacağını ve yoksulların sokaklara çıkacağını gösteriyor. Yoksullara başka seçenek bırakmayan politikacılar iyi düşünsün…

Ben bu yazıyı kaleme alırken, Kolombiya caddelerinden ambulansların, itfaiyelerin ve polis araçlarının siren sesleri yükseliyor. Balkonlardan çalınan tencere-tava sesleriyle, sokağın üstünde gezinen helikopter pervaneleri de bu kaosa eşlik ediyor.

Evet kaos. Çünkü iç savaş bir kaostur. Okyanusun öbür ucunda, birileri kötülüğün ve çirkinliğin fitilini ateşledi. Bu durum Kolombiya'da yeni değil diyebilirsiniz. Kolombiya'da diktatörlükten dolayı yarım yüzyıldır süren bir silahlı çatışma var. Pandemide tabii ki ipler tamamen koptu. Zengin daha zenginleşirken ve yoksul halk daha çok ezilirken, Kolombiya 2019'dan beri grevden greve koşuyor.

VERGİ ARTIŞI FİTİLİ ATEŞLEDİ

Kolombiya, 50 milyon nüfusa sahip olan bir ülke ve 75 bin vatandaşını pandemi nedeniyle kaybetti. Geçen hafta ise pandemiye bağlı günlük ölüm sayıları en üst düzeye ulaştı ve yaklaşık 500 kişiyi buldu.

Yaşananlar yetmezmiş gibi, Kolombiya'da Iván Duque liderliğindeki hükümet, nisan ayının ortalarında, ekonomik krizin finansmanı için “sürdürülebilir dayanışma vergisi” adı altında bir düzenleme yaparak; ürün ve hizmetlerdeki katma değer vergisinin, maaşlardan alınan vergilerin artırılmasını, şehirlere girişte ayak bastı parası alınması uygulamasını getirdi. Orta sınıfa ve düşük gelirlilere vergi muafiyeti sağlayan maddeleri kaldırdı ve sıradan vatandaşların daha çok vergi öder hale gelmesini sağladı. Tepkiler üzerine katma değer vergisi artışı geri alındı. Maliye Bakanı istifa etti ama artık iş işten geçmişti.

Pandemi, devletin maskelediği yüzünü gösterdi. Berbat bir pandemi yönetimi, polisin güç suistimalleri, yoksul halka sağlanması gereken mali destek yerine bankalara verilen öncelikler ve sayısız şehrin en yoksul mahallelerinde korkunç bir keder ve acı.

İnsanlar, pencerelerine kırmızı bezler astılar. Bu bezler evlerine aş girmediğini, aç kaldıklarını göstermek içindi.

Nüfusun yüzde 30'u 3 öğün yemek yiyemiyor

Kolombiya'da nüfusun %30'u günlük üç öğün yemek yiyemiyor. Son bir yıl içinde mutlak yoksulluk sınırında yaşayanların sayısı 3 milyon kişi arttı, toplam sayı 8 milyonu buluyor. Şu an yaşanan vahşetten aylar önce, 9-10 Eylül 2020 tarihlerinde, halk onlarca polis karakolunu yaktı. Kolombiya'da bu karakollara Acil Yardım Komondosu (CAI) deniyor. Karakolları, polisin suistimallerinden, kötü muamelesinden ve saygısızlığından bıkan halk ateşe verdi. Bu olaylarda, 13 ölü ve 400'den fazla da yaralı vardı.

Ve şimdi halk yeniden sokakta. Bu, ülkede yaşanan 3. ulusal grev. Çünkü hükümet, ülkeyi üçüncü bir vergi reformuna soktu. Kolombiya halkı bu reformun amacının; pandemiyi bahane ederek, yoksulların sırtına daha çok yük bindirmek, sahip oldukları azıcık şeyi de ellerinden almak ve tabii ki elit kesime dokunmamak olduğunu söylüyor.

Halk karnını doyuramazken, hükümet 14 milyar pesoyu savaş uçaklarına yatırmaya karar verdi.

Savaş halka karşı

Kolombiya'da apaçık bir sınıf savaşı yaşanmaktadır. Ve sınıf savaşları hep tek taraflıdır, zenginler hep kazanır. Şiddet ise bu günlere mahsus değil, sırf bu yıl ülke çapında 32 katliam yaşandı. Şimdiki hükümetin başa geçtiği ilk 2 yıl boyunca 573 toplumsal hareket lideri ve insan hakları savunucusu öldürüldü.

Yarın ne olacağını bilmiyorum. Yarın her şey, tıpkı Kasım 2019'da ve Eylül 2020'de olduğu gibi tekrar sakinleşebilir. Her şey gittikçe büyüyebilir belki de. Ülkedeki kamyoncular anayolları kapattılar, yerli halklar Cali'ye şehir merkezine doğru yürüyorlar ve ülke toplumsal patlamanın en son noktasına ulaşmış gibi duruyor.

İnternette polisin gözünü kırpmadan sivillere ateş ettiğini gösteren videolar var ama ben daha acısına da rastladım. İki polis, yoksulluk içindeki halkla dalga geçiyor. Halkın ağlamasını, polisler gözlerini dövizlere silerek taklit ediyor. Bunu yaparken de kahkahalarla gülüyorlar.

Aslında vergi reformu artık sadece ikinci planda kalıyor. Tartışmamız gereken, ülkenin geleceği. Çünkü Kolombiya'da alınacak herhangi bir karar ne vergi reformunu, ne polisin suistimallerini, ne toplumsal eşitsizliği ve de her şeyin ötesinde artan ölüleri ve yaralıları tanımamazlıktan gelebilir.

Kolombiya'da protestolar sırasında halkın duvarlara yazdığı “Fakire ekmek yoksa, zenginde de huzur olmayacak” yazısı her şeyi özetliyor aslında.

Pandemi ile beraber daha da derinleşen gelir eşitsizlikleri, dünyanın birçok ülkesinde bu tür sosyal patlamalar yaşanacağını ve yoksulların sokaklara çıkacağını gösteriyor. Yoksullara sokağa çıkmaktan başka seçenek bırakmayan politikacılar iyi düşünsün.

“Eşitsizliğimiz üst sınıfımızı somutlaştırır, orta sınıfımızı bayağılaştırır, alt sınıfı gaddarlaştırır.” Matthew Arnold…



Kaynak: Nedim Türkmen / Sözcü Gazetesi