Kod Sistemi: ‘Eski Hamam Eski Tas’ / Yahya Arıkan
(23.10.2014)
Hiçbir şeyin değişmediğini, her şeyin yerinde kaldığını anlatmak için atalarımız ne güzel ifade etmiş: “Eski hamam eski tas.” Maliye Bakanı, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği ile yapılan...

 Hiçbir şeyin değişmediğini, her şeyin yerinde kaldığını anlatmak için atalarımız ne güzel ifade etmiş: “Eski hamam eski tas.” 

Maliye Bakanı, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği ile yapılan düzenlemeleri kamuoyu ile ilk paylaştığında, “reform” olarak nitelendirmişti. Sayın Bakan’ın haklılık payı da vardı; kamuoyunda “kod” sistemi olarak adlandırılan “özel esaslar” uygulamasında reform niteliğinde düzenlemeler yapılmıştı. 
Kod sistemi ile ilgili olarak giriş ve çıkışlarda sıkıntılar yaşanıyordu. Tüm bu sıkıntılara rağmen mükellefin kod belasından kurtulacağı düşünülürken evdeki hesap çarşıya uymadı. Hiçbir şey değişmedi ve olduğu gibi kaldı. 
Evet, tebliğ ile yapılan düzenlemeler son derece olumluydu. Ama bu olumlu düzenlemeler kâğıt üzerinde kaldı ve uygulamada kendisine bir türlü yer bulamadı. Daha önce de bu köşede tebliğin uygulanmadığını yazmıştık. Mükellef lehine yapılan olumlu düzenlemeler uygulamada kendine yer buluncaya kadar yazmaya devam edeceğiz.

 

İspatlamaya rağmen değişmiyor 
Dedik ya tebliğ, mükelleflerin koda girmesini zorlaştırıyor, koddan çıkmalarını ise kolaylaştırıyor. Bu yönde pek çok olumlu düzenleme var ama düzenlemeler uygulanmıyor. 
Gelin bu söylediklerimize birkaç örnek verelim: 
Tebliğ 1 Mayıs 2014 tarihi itibarıyla, kodda olan mükelleflere yazı gönderileceğini, 30 gün süre verileceğini, bu süre içinde işlemlerin gerçekliğini ispat eden mükelleflerin koddan çıkarılacağını söylüyor. Banka yoluyla ödemelerin yapılmasını da işlemlerin gerçekliğini ispat edebilecek unsurlardan biri olarak sayıyor. Bu çerçevede, vergi daireleri, mükelleflere yazılar gönderiyor. Mükellefler verdikleri cevaplarda, banka yoluyla ödeme yapıldığını belirterek işlemin gerçekliğini ispat ediyorlar. Ama kodda kalmaya devam ediyorlar, değişen bir şey olmuyor. 
Aynı şekilde tebliğde olumsuzluğu tespit edilen mükellefe gönderilen yazıda 15 gün süreyle yukarda belirttiğimiz sürecin benzeri gerçekleşirken mükellef belgelerle ispatlamasına rağmen kodda kalmaya devam ediyor.

Ba ve Bs analizleri 
Tebliğ, ayrıca diyor ki; sadece Ba ve Bs formu analizlerine dayanılarak bir mükellefe sahte belge kullanıcısı denemez. Bu kapsamda mükellefe yazı gönderilemez diyor. Ama tebliğ ne derse desin sadece Ba ve Bs analizlerine dayanılarak mükelleflere sahte belge kullanıcısı yaftası yapıştırılıyor. 
Örneklerden de gördüğümüz gibi aslında Sayın Maliye Bakanı’nın söyledikleri doğru. Tebliğde yer alan düzenlemeler “kod” uygulaması açısından reform niteliğindeydi. Ama bu düzenlemeler uygulanmadığı için bir anlam ifade etmiyor. Yani reform kâğıt üzerinde kalmaya devam ediyor.

SOSYAL GÜVENLİK
Risk Değerlendirme Raporları
 Ne Zaman Yenilenmeli? 
Son aylarda yaşanılan ölümlü iş kazası sayısındaki artış, iş sağlığı ve güvenliği açısından işveren yükümlülüklerini yeniden gündeme getirdi. Bu yükümlülüklerin belki de en önemlisi işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmasıdır. İşverenler, iş sağlığı ve güvenliği yönünden “risk değerlendirmesi” yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. 
Risk değerlendirmesi ile tehlikelerin önceden tespiti ve gerekli önlemlerin alınması mümkün olacağından, işyerlerinin mutlaka kapsamlı bir risk değerlendirmesi yapması gerekmektedir. Belki de risk değerlendirme raporları mevzuata uygun ve doğru bir şekilde hazırlanmış olsaydı bu iş kazalarının büyük bir bölümü olmayacaktı. 
Donanım ve ekipman belirlenir 
Risk değerlendirmesinde; belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu, kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi, işyerinin tertip ve düzeni, genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu gibi konular dikkate alınır. 
İşveren, yapılacak risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirler. 
Asıl işveren, alt işverenlerce yürütülen risk değerlendirmesi çalışmalarını denetler ve bu konudaki çalışmaları koordine eder. 
Yapılan risk değerlendirme raporları: 
- Çok tehlikeli sınıfta en geç 2 yılda bir, 
- Tehlikeli sınıfta en geç 4 yılda bir, 
- Az tehlikeli sınıfta en geç 6 yılda bir yenilenir.



Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi