12 Yılda 2 Trilyon Dolar Vergi Nereye Harcandı? / Yusuf Keleş
(01.09.2015)
Türkiye'de vergi yükününün yüksek olduğunu, maliyenin gelişmiş ülkeler düzeyinde vergi topladığını hep yazdık. Hatta toplanan bu vergilerin kahir ekseriyetinin de yıllardır dolaylı vergiler...

 Türkiye'de vergi yükününün yüksek olduğunu, maliyenin gelişmiş ülkeler düzeyinde vergi topladığını hep yazdık.

Hatta toplanan bu vergilerin kahir ekseriyetinin de yıllardır dolaylı vergiler olduğunu, bunun da yüzde 70'lerin üzerinde olduğunu belirttik. Hep aklımı kurcalardı acaba AKP döneminde ne kadar vergi toplanmış diye. Sonra toplanan bu vergilerin Cumhuriyet'in kuruluşundan yani 1923'ten AKP hükümetinin başlangıcı olan 2002 yılına kadar 12 yıllık AKP dönemiyle yani vatandaştan alınan vergilerle karşılaştırmak aklıma geldi. Başlangıçtaki tahminim itiraf edeyim 1923'ten 2002 dâhil 80 yılın 2003-2014 arası 12 yıllık AKP iktidarındaki toplanan vergilere, bütçe gelirlerine eşit olacağı yönündeydi. Çıkan sonuç benim için de sürpriz oldu.

1- 1923 rakamları kurtuluş savaşı vermiş ve yeni doğmuş bir devletin mütevazı rakamlarını gösteriyor.  Gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yarım milyar dolar devletin toplam gelirlerinin ise 50 milyon dolar civarında olduğunu görüyoruz.

2- Mazlum Başvekil Adnan Menderes'in 10 yıllık Adalet Partisi dönemindeki rakamlar gerçekten göz alıcı. Bu dönemde ekonominin büyüklüğü 5 kat artarak GSYH 3 milyar dolardan 16 milyar dolara yükselmiş. Devletin bütçe gelirleri yani vatandaşın ödediği vergiler ve külfetler ise artmak yerine azalmıştır. Çünkü 1949 yılında devletin topladığı gelirlerin GSYH oranı yüzde 17,95 iken bu oran 1959 yılında yüzde 14,54'e düşmüş. Vatandaş hem ekonominin büyümesi pastanın genişlemesiyle hem de tahsildarlardan kurtularak mali açıdan da hafiflemiş.

3- Dindar demokrat ve ilk sivil Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Anavatan Partisi'nin 7 yıllık döneminde ise ekonomi 60 milyardan dolar seviyesinde 149 milyar dolar mertebesine yükselerek 2,5 kat büyümüş. Vatandaşın ekmeğinden, emeğinden ve varlığından devletin aldığı pay yani bütçe gelirlerinin GSYH oranı ise ekonominin 2,5 kat büyümesine rağmen 1 puan azalarak yüzde 13'ten yüzde 12'ye gerilemiş. Yani ekonomi büyümüş ama vatandaşın yükü ödediği vergi artmamış, tam aksine düşmüş.

4- 12 yıllık AKP döneminde ise ekonomi 230 milyar dolardan 800 yüz milyar dolara yükselerek 3,4 kat büyümüş. Devletin ekonomiden aldığı pay olan bütçe gelirleri yani vergiler ise ekonominin katlanma oranından bir fazla olarak 4,3 kat artarak 45 milyar dolar seviyesinden 199 milyar dolar mertebesine ulaşmış. Ayrıca 1999 depremi ve 2001 krizinden sonra geçici olarak getirilen vergiler kaldırılmadığı ve artırılan vergiler tekrar eski seviyelerine döndürülmediği için de vatandaşın üzerindeki vergi yükü daha önceki dönemlere göre 10 puan artmış. Menderes döneminde yüzde 17'den yüzde 14'e, Özal zamanında yüzde 13'ten yüzde 12'ye gerileyen devletin vatandaşlardan aldığı gelir yani vergiler AKP iktidarında yüzde 19'dan yüzde 24 oranına çıkmış ve maalesef düşmeyerek süreklilik kazanmıştır.

Menderes, Özal ve Erdoğan dönemleri karşılaştırıldığında ekonomik büyüme ve büyümenin vatandaşa maliyeti yükü anlamında bilinenin aksine en kötü dönemin AKP dönemi olduğu, en iyi döneminde Adalet Partisi yılları olduğu ortada.

5- Benim için sürpriz olan ise 12 yıllık AKP iktidarında toplanan gelirlerin vergilerin 1923-2002 arası 80 yıllık dönemde toplanan gelirlerden vergilerden 3 kattan daha fazla olması.  2002 yılına kadarki bütün iktidarlar 80 yılda toplam 572 milyar dolar gelir vergi toplarken, 12 yılda AKP bunun üç katından da fazla 1 trilyon 820 milyar dolar gelir vergi toplamış.

Hâlâ kamu sektörü bütçesi açığı verdiğine ve hazine nakit açığı için borçlandığına göre bu para aynı zamanda harcandığı anlamına gelmektedir. Sosyal güvenlik primlerini de eklediğinizde 2 trilyon dolarları aşan bu vergi ve primler vatandaştan alınıp harcandı. Bu 2 trilyon doları aşan gelirin bütçenin yanında IMF'ye ödenen 25 milyar dolarlık borç adeta çekirdek parası kalıyor. Yine bu vergilerle vatandaşın parasıyla memleket uyduruk, köstebek çukurlarına dönen, tekrar tekrar yenilenen ve bir türlü bitmeyen duble yol yerine otobanlarla örülebilirmiş. İktidarların gelir toplama ve harcama yetkilerini aldıkları makam merci olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan Sayıştay'ın denetim yetkisinin budanması ve adeta kurumun anlamsızlaştırılmasının nedeni de herhalde toplanan bu muazzam vergileri fonları harcarken sorgulanmaktan denetimden ve şeffaflıktan kaçma olsa gerek.

 



Kaynak: Zaman Gazetesi