İşsizlik Sigortası Fonu Erimeye Devam Ediyor!
(21.09.2020)
Bu ödemeler sanki bütçeden yapılıyor gibi bir algı yaratılıyor. Her zaman üstüne basarak söylüyorum, fon hepimizin...

Bu ödemeler sanki bütçeden yapılıyor gibi bir algı yaratılıyor. Her zaman üstüne basarak söylüyorum, fon hepimizin birikimi. Fona yapılan dört birim katkının yarısı işverenlerden, kalan yarısı eşit olarak devletten ve işçilerden geliyor. Özetle kara günler için biriktirdiğimiz kendi kaynaklarımızı kullanıyoruz!

T24’teki ilk yazımda Cumhurbaşkanı yetkisini kullanmazsa kısa çalışma ödeneğinin işsizlik maaşından düşüleceğini hatırlatmış ve çalışanların Cumhurbaşkanı'ndan düzenleme beklediğini yazmıştım. Gerekli düzenleme yapıldı ve bu sorun yaşanmadan giderildi.

Bu yazıda İşsizlik Fonu’nun önemine de işaret etmiş ve fon varlığının hızla azalmaya başladığı tespitini yapmıştım. Nisan sonu itibariyle 133,22 milyar TL olan fon varlığı, ağustos sonunda 112,04 milyar TL’ye, 9 Eylül itibariyle ise 108,89 milyar TL’ye düşmüş bulunuyor. Yani erime hızla devam ediyor.

Son yıllarda fondan işverenler lehine yapılan teşvik/destek ödemelerindeki hızlı artışın da etkisiyle bu azalışın devam edeceğini tahmin ediyorum.

Covid - 19 pandemisi sebebiyle fonun temel girdisi olan işçi ve işveren işsizlik sigortası prim gelirlerinde azalma yaşanması beklenen bir durum, ancak fon varlığının bu dönemde hızla azalması giderlerindeki olağanüstü artıştan kaynaklanıyor.

Fonun giderleri toplamı 2019 sonu itibariyle 36,47 milyar TL iken 2020 Ağustos sonunda 45,76 milyar TL’ye çıkmış bulunuyor. Yani geçen yılın tamamında gerçekleşen giderler toplamı, 2020’nin ilk 8 ayında aşılmış, hatta ilk 8 ayda önceki yılsonuna göre yüzde 125 oranında artmış görünüyor.  

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un, işverenleri normalleşme desteğinden yararlanmaya davet ederken kullandığı ifadeler dikkat çekici. (Bu destek de fondan ödeniyor.)

Bakanın açıklamaları şöyle:

"Bizim şu anda gayet güçlü bir İşsizlik Sigorta Fonumuz var. Umarız ki salgının etkileri tez zamanda azalır, fakat bizim belli bir süre devam edecek kadar güçlü bir İşsizlik Sigorta Fonumuz var, ondan dolayı bir endişemiz yok. Bütün projeksiyonları yaptık, hem aralık sonuna kadar hem de daha uzun vadelerde uzatabilecek kadar bizim fonumuz var. Ancak şöyle bir durum var; Kısa Çalışma Ödeneği, hem çalışanımızı korumak hem işverenimizi korumak adına gerçekleşen böyle durumlarda kuvvetli bir mekanizma olsa da biz aslında normalleşme döneminde Normalleşme Desteği adı altında başka bir destek vermeye başladık. Kısa Çalışma Ödeneği bir anlamda tabii ki işini kapattığı ve azalttığı zaman çok etkin bir mekanizma olsa da normalleşirken aslında işçimizin daha az gelir almasına da sebep oluyor çünkü asli ücretini almıyor. Biz destek veriyoruz."

Bu açıklamalardan şu mesajları çıkarıyorum:

* Hükûmet işsizlik fonuna güveniyor. Bu normal, çünkü fona işçi ve işverenler de güveniyor. Ancak hükûmetin bütçe imkânları yerine fona güveniyor olması insanı tedirgin ediyor. İşsizliği önlemek ve yeni iş arama döneminde işçileri desteklemek amacıyla oluşturulan fon bu ana işlevini gayet iyi yerine getirirken son yıllarda işverenlere sağlanan istihdam teşviklerine de kaynak oldu. Bunu eleştirmiyorum, çünkü istihdama ciddi katkıları var. Ancak bu durum bilinsin istiyorum. Covid - 19 pandemisi nedeniyle getirilen destekler de fondan ödeniyor. Ancak tüm bu ödemeler sanki bütçeden yapılıyor gibi bir algı yaratılıyor. Her zaman üstüne basarak söylüyorum, fon hepimizin birikimi. Fona yapılan dört birim katkının yarısı işverenlerden, kalan yarısı eşit olarak devletten ve işçilerden geliyor. Özetle kara günler için biriktirdiğimiz kendi kaynaklarımızı kullanıyoruz!

* Hükûmet işverenlerin kısa çalışmadan normal çalışmaya geçmesini istiyor. Bunun olumlu sonuçları olur, öncelikle isçilerin eline geçen para artar (zaten Bakan buradan yaklaşıyor), kısa çalışma nedeniyle isçilerin sigorta gün kayıpları sona erer, fon kaynakları daha az kullanılır… Bir de işin psikolojik tarafı var. Çalışma hayatında normal çalışmaya geçmek, ekonomik hayatta normalleşmeyi de pozitif etkileyecektir.

Fona dair son tespitim, fon portföyünün hangi yatırım araçlarında değerlendirildiğine ilişkin. Ağustos sonu itibariyle fon varlığının yüzde 80,53’ü tahvil, yüzde 19,47’si ise mevduattan oluşuyor. 2019 Aralık sonu itibariyle fon portföyünün yüzde 94,02’si tahvil ve yüzde 5,98’i mevduattan oluşmaktaydı. Giderlerdeki artışa paralel olarak tahvilin payı ciddi oranda azalmış görünüyor.



Kaynak: Erdoğan Sağlam / T24