COVID Sürecinin 2020 Yılı Finansal Tablolarına Etkisi
(08.06.2021)
Geçtiğimiz günlerde Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı (MÖDAV) Başkent Üniversitesi ile birlikte “COVID...

Geçtiğimiz günlerde Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı (MÖDAV) Başkent Üniversitesi ile birlikte “COVID- 19 Sürecinin İşletmelerin 2020 Yılı Finansal Tabloları Üzerine Etkisi”ni araştırmak üzere, 182 muhasebe öğretim üyesi ile 2,5 gün süren bir çalıştay düzenledi. Bu etkinlikte Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören ve finansal tabloları KAP’da yayınlanan 396 işletme ile Türkiye’nin değişik bölgelerinde farklı sektörlerde faaliyet gösteren 233 adet büyük ve orta boy ile bağımsız denetim kapsamında olmayan küçük ölçekli işletmenin 2019-2020 yıllarına ilişkin finansal tabloları analiz edildi. Çalışma sonucunda başka araştırmalara da temel teşkil edecek yaklaşık bin sayfalık bir akademik tespit ortaya çıktı.

Bu çalışmada sektörler itibariyle işletmelerin, aktif büyüklükleri, dönen/ duran varlık, kısa/uzun vadeli yükümlülük ve öz kaynaklarındaki değişimleri, kâr-zarar verileri, hasılat tutarları, satış maliyetleri, finansman gelir giderleri ve vergi etkileri dahil kârlılık verileri ile nakit akış verileri analiz edildi, oran analizi tekniği ile işletmelerin likidite, finansal yapı ve karlılık oranları incelendi ve 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin denetçi görüşleri, dayanakları, kilit denetim konuları da değerlendirmeye tabi tutuldu. Bu çalışmalar neticesinde genel olarak aşağıdaki bulgular elde edildi. Ben de bu bulguları dikkatinize sunuyorum.

1. Borsada işlem gören işetmelerin birçoğu COVID-19’un olumsuz etkilerini azaltmak üzere riski azaltıcı önlemleri almayı başardı, Profesyonel yöneticilerle çalışan bu şirketler kurumsallaşmayı tamamladıklarından ve sahip oldukları risk komiteleri ile risklerin etkisini azaltıcı önlemler alabildiklerinden bu korunmayı başarabildiler. Özellikle dijital dönüşümü gerçekleştirebilen firmalar, salgın etkisini avantaja çeviren firmalar olmuştur.

2. COVID-19’dan en çok olumsuz etkilenen borsa şirketleri, restoran, konaklama işletmeleri ve otellerdir. Turizm ve ulaştırma sektörü olumsuz etkilenmiştir. Otellere hizmet sunan yerel küçük işletmeler de bu salgından etkilenmiş ve zarar etmişlerdir.

3. Hava yollarının ilk kapanmada büyük zararları olmuşsa da seferlerin açılmasıyla zararlarındaki artış azalmıştır.

 

4. İnşaat sektörünün bir kısmında olumsuz etkilenme olmamış ancak bir kısmında hasılatları azalmıştır.

5. Sağlık sektöründe önceleri polikliniklerdeki hasta sayısının azalmasından dolayı hasılatlarda azalma olmuştur. Pandemi tedavisi yapan hastanelerde ise hasta sayısının artmasıyla hasılat da artmıştır. Ancak hastaların çoğunun sosyal güvenlik kurumuna bağlı hastalar olması sebebiyle nakit tahsilatlarında gecikmeler olmuş ve ticari alacaklar artmıştır. Tıbbi malzeme satan firmaların satışlarında 2020 yılında artışlar olduğu görülmüştür.

6. Pandemi dönemindeki tüketici alışkanlıklarının değişimi nedeniyle perakende zincir marketler, gıda, teknoloji, otomobil gibi sektörlerde hasılat artmıştır. Teknoloji sektörü, perakende zincir marketleri, hazır giyim pazarlayan işletmeler, ihracat odaklı çalışan imalat işletmeleri salgından olumlu etkilenmiştir. Evde çalışma ortamı, okulların online olarak eğitim vermeleri bilgisayarla olan talebi artırmıştır. Bu da bu alandaki şirketlerin hasılatlarını artırmış ve zararlardan kâra dönmelerini sağlamıştır.

7. Perakende zincir marketleri, özellikle online satış yapanları hasılatlarını artırmıştır. İnternet ortamında hazır giyim pazarlayan firmaların satışlarında da artışlar olmuştur. Tekstil sektöründe ihracat odaklı çalışanlarda eski düzeylerini korudukları, bazı firmaların brüt karlarını artırdıkları görülmüştür. Bazı orta boy ve küçük firmalar da maske üretimine dönerek geçen seneki satışlarını artırdıkları görülmüştür.

8. İşletmelerin bazıları kapanma dönemlerinde üretimlerini kısa bir dönem durdurmuş minimum stok bulundurma politikası izlemiş maliyetlerde kısıtlamaya giderek nakit düzeylerini korumuştur.

9. Bazı imalat firmaları da satış beklentileri olduğu için hammadde tedariklerini aksatmadan yapmışlar ve nakitlerini stoklara yatırmışlardır. Nitekim satışlar artınca tam kapasite ile çalışmaya başlamışlar ancak bu durum bu kez hammadde tedarikinde bazı sıkıntılar yaşamalarına sebep olmuştur

10. Borsa işletmelerinin büyük bir bölümünde işletme faaliyetlerinden yaratılan net nakit tutarlarında azalma olmuştur. Yatırım faaliyetlerinde nakit çıkışı olmasına rağmen geçmiş dönemlere göre yatırım faaliyetlerindeki harcamalar minimum düzeye indirilmiştir. Birçok firma kısa vadeli borçlanmaya giderek finansman faaliyetlerinden sağlanan nakit ile önceki dönem nakit ve nakit benzerlerinin tutarını artırmıştır. Önceki dönemlerde uzun vadeli yabancı kaynaktan yararlanan firmaların da cari dönemde borç taksitlerini ödemeye devam ettikleri gözlemlenmiştir. Öz kaynakları yeterli olmayan ve borca batıklık riskini taşıyan bazı firmalar öz kaynaklarını artırarak finansman faaliyetlerinden nakit akışı sağlamışlardır.

11. Genellikle bütün sektörlerde işletmeler 2020 yılında önceki döneme göre Nakit ve nakit benzerlerini arttırarak nakit düzeylerini korumuşlar ve nakitte kalmayı tercih etmişlerdir. Özellikle bazı işletmeler, nakitlerden sağlanan faiz ve kur farkları ile karlarını arttırmışlar ya da faaliyet zararlarının olumsuz etkilerini azaltmışlardır.

12. İşletmelerin oran analizleri değerlendirildiğinde genellikle firmaların net işletme sermayelerinin yeterli olmadığı birçok firmanın cari oranın birin altında olduğu, ayni şekilde duran varlıkların finansmanında devamlı (sürekli) sermayenin yetersiz kaldığı ve işletmelerin kısa vadeli borçlanmalarla duran varlıklarını finanse ettikleri görülmüştür. İşletmelerin finansal yapıları değerlendirildiğinde varlıkların ortalama olarak %60-%70 oranında yabancı kaynakla finanse ettikleri bu nedenle finansman giderlerinin etkisi ile dönem karlarının azaldığı görülmüştür. Yabancı kaynak kullanan işletmelerin finansman yükü nedeniyle karlılıkları etkilenmiştir.

Çalıştayda varılan sonuç ise “olarak, genellikle işletmelerin aktif büyüklüklerinin arttığı, varlıklar içinde artışın daha ziyade dönen varlık toplamlarında olduğu ortaya çıktı. Kuşkusuz bu artışların bir kısmı enflasyon etkisini içinde barındırdığı için reel artışın çok fazla olmadığı söylenebilir. Dönen varlıklardaki artış bazı işletmelerde satış hacmindeki artışa bağlı olmakla birlikte, bazı işletmelerde, likidite sorununu ortadan kaldırmak için yapılan kısa vadeli borçlanmadan kaynaklanmıştır. Özellikle istihdam sağlayıcı yatırımların bu dönemde pek yapılamadığı işletmelerin sürdürülebilirliklerini sağlamak adına nakitte kalmayı tercih ettikleri görülmüştür.” şeklinde.

Aktarması benden, değerlendirmesi sizden.



Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi