Sosyal Güvenlikte İki Önemli Değişiklik Yolda
(09.04.2021)
02 Nisan 2021 tarihinde TBMM’ye verilen “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik...

02 Nisan 2021 tarihinde TBMM’ye verilen “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile bazı kanunlardaki düzenlemelerle birlikte sosyal güvenlik mevzuatında da iki önemli değişiklik yapılması öngörülmektedir.

Bunlardan biri, hastalık ve analık hallerinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneklerinin (rapor parası) hesabına esas günlük kazancın hesaplama şeklinin değiştirilmesi, ikincisi de sigorta primi teşvik ve desteklerinden geriye doğru altı (6) aylık dönem için düzeltme yapılarak yararlanma yolunun kapatılmasıdır.

Geçici iş göremezlik ödeneğine esas tutulacak günlük kazancın hesaplama yönteminde değişiklik

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 17’nci maddesine göre mevcut uygulamada; iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç;

- İş kazasının veya doğumun olduğu tarihten,

- Meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten,

önceki oniki aydaki son üç aya ait prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına  bölünmesi suretiyle hesaplanmaktadır.

Kanun teklifindeki düzenlemenin yasalaşması durumunda;

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç;

- İş kazasının olduğu, meslek hastalığında ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde;

- Analık (doğum) ve hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki,

prime esas kazançlar toplamının bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle verilecek ödenek ve bağlanacak gelire esas günlük kazanç eskiden olduğu gibi oniki aydaki son üç aya ait prime esas kazançlar toplamının bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanmaya devam edilecektir.

Asıl değişiklik, analık ve hastalık halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneğine esas günlük kazancın hesaplanma yöntemindedir.

Teklifteki düzenlemenin yasalaşması durumunda, analık ve hastalık durumlarında; ödeneğin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş göremezliğin başladığı tarihten önceki on iki aydaki son üç aya göre değil, on iki aydaki prime esas kazançlar toplamının bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

Yine, analık ve hastalık durumunda ödenek hesabıyla ilgili bir önemli değişiklikte, kısa vadeli sigorta kolları prim gün sayısı 180 günden az olanların ödenek hesabı ile ilgilidir.

Buna göre, eğer bir sigortalının iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde kısa vadeli sigorta kolları prim gün sayısı 180 günden az ise,  hastalık ve analık halinde ödeneğe esas tutulacak günlük kazancı; iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırının (asgari ücret) iki katını geçemeyecektir.

Söz konusu değişikliğin gerekçesi olarak; mevcutta geçici iş göremezlik ödeneği hesaplanırken ödeneğe esas kazancın, sigortalının son üç aydaki ortalama kazancına göre belirlendiği, bu bağlamda sahte sigortalılık yapılarak ve ödeneğe esas kazanç ilgili üç aylık dönemde daha yüksek gösterilerek yüksek iş göremezlik ödeneği alınabildiği, bu nedenle, hastalık ve analık sigortasından ödenecek olan geçici iş göremezlik ödeneğine esas günlük kazancın hesabında dikkate alınan üç aylık dönemin oniki aya çıkarılması ve belirli bir prim ödeme gün sayısı (180 gün) şartını sağlayamayan sigortalılara verilecek ödenek tutarında üst limit belirlenmek suretiyle fazla ödenek ödenmesinin engellenmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.

Hemen belirtelim ki, gerek yapılması öngörülen değişikliğin, gerekse değişikliğe esas olan gerekçenin isabetli olmadığını düşünüyoruz.

Şöyle ki, 5510 sayılı Kanunun kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık) ile ilgili hükümleri 4/a (SSK) ve 4/b (Bağ-Kur) kapsamındaki sigortalılara uygulanmaktadır.

 SGK’nın 2020/Aralık ayı istatistiklerine göre, 4/a kapsamında 15.203.423 kişi, 4/b kapsamında 2.720.780 kişi alt sınır (asgari ücret) ile üst sınır (asgari ücretin 7,5 katı) arasında sigorta primlerini ödemektedir.

Sahte sigortalılık olayları gerekçe gösterilerek, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde 180 günden az kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olanlara hastalık ve analık halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği hesabına esas tutulacak günlük kazancın, iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırının  (asgari ücretin) iki katını geçemeyeceği şekilde üst sınır getirilmesi doğru bir yaklaşım değildir.

Zira, 4/a (SSK) kapsamında bildirimi yapılan 15.203.423 kişi içerisinde sahte sigortalı olarak nitelenebilecek kişi sayısı yok denecek seviyededir.

Kaldı ki, sahte sigortalılıkla mücadelenin yöntemi geçici iş göremezlik ödeneği tutarının bu şekilde düşürülmesi/üst sınır getirilmesi değil, Türk Ceza Kanunu açısından da suç teşkil eden bu olayların tespit edilerek, hem gerçeğe aykırı bu sigortalılık bildirimlerinin tamamen iptal edilerek SGK tarafından yapılmış olan harcamaların sorumlularından tahsil edilmesi, hem de ilgili kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını gerektirmektedir.

Ayrıca, 4/a (SSK) kapsamındaki sigortalılarının yanı sıra kısa vadeli sigorta kolları kapsamında da olan 4/b (Bağ-Kur) sigortalılarının, bu sigortalılıklarının dayanağı vergi mükellefiyeti, esnaf ve sanatkar sicil kaydı, şirket ortaklığı, muhtarlık vd. olduğundan, ayrıca geçici iş göremezlik ödeneklerinden yararlanabilmeleri için 4/b (Bağ-Kur) sigortalılarının 2 aydan fazla borçlarının da olmaması şartı arandığından, yapılacak düzenleme sahte sigortalılık gibi durumu olmayan 4/b (Bağ-Kur) sigortalılarının da daha düşük ödenek almalarına yol açacaktır.

Ayrıca, 4/a (SSK) ve 4/b (Bağ-Kur) sigortalılarına hastalık ve analık durumlarında geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesinde doktor raporu da arandığından, sahte sigortalı olan kişilere doktorların da sahte istirahat raporu düzenlemekte oldukları şeklinde yorumlanabilecek çelişkili durum ortaya çıkmaktadır.

Dolayısıyla, çok istisnai olarak gündeme gelen sahte sigortalılık olaylarının gerekçe gösterilerek 180 günden az prim gün sayısı olanların hastalık ve analık geçici iş göremezlik ödeneklerine prime esas kazanç alt sınırının  (asgari ücretin) iki katını geçemeyeceği şeklinde üst sınır getirilmesinin isabetli olmadığı değerlendirilmektedir.

Sigorta primi teşvik ve desteklerinde geriye doğru düzeltme yolunun kapatılması

Sigorta primi teşvik ve desteklerinden düzeltme yapılarak geriye doğru yararlanılması ile ilgili olarak 5510 sayılı Kanun’un Ek-17’nci maddesinde düzenleme yapılmış ve bu düzenleme 2018/Nisan ayından itibaren yürürlüğe girmişti.

Bu düzenleme öncesinde herhangi bir süre sınırlaması olmaksınız, yararlanma şartları olduğu halde yararlanılmamış olan veya daha avantajlı olan bir teşvikten geriye doğru düzeltme yapılarak işverenlerce yararlanılabilmekte iken, yapılan yasal düzenleme ile 2018/Nisan ve sonraki dönemlere ilişkin olmak üzere yararlanılmamış olan veya daha avantajlı olan teşvikten yararlanmaya yönelik en fazla geriye doğru 6 aylık dönem için düzeltme yapılması yönünde sınırlama getirilmiştir.

Teklifte öngörülen düzenlemenin yasalaşması halinde, sigorta primi teşvik ve desteklerinden sadece cari ayda yararlanılabilecek, yasal süresi geçtikten sonra ise geriye doğru 6 aylık dönem için düzeltme yapılarak teşvik ve desteklerden yararlanılamayacaktır.

İstihdam teşviklerinin genel amacı, istihdamın artırılması, iş gücü maliyetlerinin düşürülmesi, bölgesel kalkınmanın teşvik edilmesi, işsizliğin azaltılmasıdır.

Şu anda yürürlükte 10’dan fazla istihdam teşviki bulunmakta olup, ikincil mevzuat (Tebliğ, Genelge, Genel Yazı ) da dikkate alındığında 1000 sayfayı aşan mevzuat bulunmaktadır.

Her bir teşvikin yararlanma şartları ve işverenlere sağladığı avantaj farklılık göstermektedir. Çoğu zaman işverenler cari ay içerisinde kendileri için optimum avantaj sağlayan teşvik tercihini yapacak zamanı bulamamaktadır.

Yine, yürürlüğe konulan yeni teşviklerle ilgili ikincil mevzuat, ilgili Kurumlarca zamanında çıkarılamamakta veya bilgisayar programları süresi içinde işletime açılmamaktadır.

Böyle durumlarda, işverenler mevcuttaki geriye doğru 6 aylık düzeltme imkânından yararlanarak, cari ayda yararlanamadıkları teşviklerden gecikmeli de olsa yararlanma imkanı bulmaktadırlar.

Dolayısıyla, işverenlerin yararlanmadıkları teşviklerden gecikmeli de olsa yararlanabilmeleri veya daha avantajlı olan teşviklerden düzeltme yaparak geriye doğru 6 ay için de olsa yararlanma imkanının mevcut haliyle korunması uygun olacaktır.   



Kaynak: Celal Özcan / Dünya Gazetesi