Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama Suçu
(12.07.2021)
Kara paranın aklanması suçu, hukukumuza 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun ile 19.11.1996...

Kara paranın aklanması suçu, hukukumuza 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun ile 19.11.1996 tarihinde girmiştir. Bu kanun, kara paraya kaynaklık eden öncül suçları sayma yöntemini benimsemesi ve uygulamada ortaya çıkan sorunlar nedeniyle gereken faydayı sağlayamamıştır. Ülkemizde 1997 yılından 2009 yılına kadar geçen 12 yılda, kara para aklama suçundan kesinleşen sadece 2 mahkumiyet kararı vardır.

Bu nedenle, Türk Ceza Kanunu'nun 282. maddesinde “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu” kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile öncül suçların tespitinde sayma usulü yerine eşik yöntemi benimsenmiştir. Kara para aklama terimi yerine “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” kavramı kullanılmıştır.

Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 282. maddesinin 1 ve 2. fıkraları aşağıya aynen alınmıştır.

(1) (Değişik: 26/6/2009-5918/5 md.) Alt sınırı 6 ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Yukarıdaki düzenleme; alt sınırı 6 ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan elde edilen para, hisse senedi, altın, menkul ve gayrimenkul mal vb. mal varlığı değerlerinin yurt dışına transfer edilmesi veya bunların kaynağını gizlemek ve gayrimeşru değil, meşru bir yöntemle elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak amacıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması; suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması suçunu oluşturmaktadır.

Örneğin; silah kaçaklığı yapılarak elde edilen paranın bankacılık sistemi yardımıyla ekonomiye sokulmaya çalışılması, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçunu oluşturacaktır.

Bu suçun oluşabilmesi için; aklamaya konu malvarlığı değerlerinin “öncül suç” işlenerek elde edilmiş olması ve öncül suçların işlenmesiyle elde edilen her türlü ekonomik değerin aklanmaya çalışılması gerekir. Yani konusu suç olan bir gelir elde edilecek, sonra bu gelir ekonomiye yani dolaşıma sokulmaya çalışılacaktır. Kişilerin silah kaçakçılığı yapmaları, silah kaçakçılığından elde ettikleri ekonomik değerleri bu gelirin suçtan elde edildiğini örtmeye çalışan iş ve işlemlere başvurmuş olmaları gerekmektedir. Aklama suçunu işleyen failin, malvarlığı değerlerinin bir suçtan elde edildiğini bilmesi yeterlidir.

Mücadele edilmemesinin sonuçları ağır

Bütün dünyada suç gelirleri ile mücadele 1970‘li yıllardan itibaren ana konulardan birisi olmuştur. Özellikle uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığından elde edilen yüksek tutarlı rakamlarla ilgili suç gelirlerini aklama fiilleri, toplum ve insan yaşamını doğrudan etkileyen birçok hukuki değerin ihlal edilmesine neden olmaktadır.

Suç gelirlerinden elde edilen çok büyük tutarlı paraların mali sisteme çok kolay girmesi, kişilerin mali sisteme olan güvenlerini sarsmakta, mali sistemin dengelerini bozup, mali sistemin verilerine ilişkin güvensizlik yaratmaktadır. Devletler, suç gelirlerinin aklanmasını engelleyerek; mali sistemin istikrar, güvenilirlik ve bütünlüğünü korumak zorundalar.

Suç gelirlerinin kolayca kullanılmasının, muhtemel failleri suç işlemeye teşvik edeceği de unutulmamalıdır.

Suç gelirlerinin terörün finansmanında kullanılması halinde, herkesin güvenliği için büyük tehdit içereceği de akıldan çıkarılmamalıdır.

Ülkelerin, hukuka ve ahlaka aykırı olarak elde edilen suç gelirlerinin aklanmasını önleyerek, toplumda yasadışı zenginleşmenin normal kabul edilmesinin, rüşvet ile yolsuzlukların artmasını ve kurumların yozlaşmasını engelleme görevleri en temel görevleridir.



Kaynak: Nedim Türkmen / Sözcü Gazetesi