Maliyet Ya Da Gider Olmaksızın Cironun Hepsinin Kar Olarak Kabul Edilebileceği Bir Sektör Var Mıdır?
(26.11.2020)
İster kurumlar vergisi isterse gelir vergisi mükellefi olunsun bir mal ya da hizmet üretiliyor ise mutlaka maliyet...

İster kurumlar vergisi isterse gelir vergisi mükellefi olunsun bir mal ya da hizmet üretiliyor ise mutlaka maliyet ya da gidere katlanmak gerekecektir. Bir mal üretiminde o malı üretebilmek için gerekli girdiler temin edilir ve bir maliyete katlanılır. Diğer yandan üretim yaparken katlanılan giderler de bulunmaktadır. Yine hizmet sektöründe faaliyette bulunanalar da belli giderlere katlanmak zorundadır.

Üretim işletmeleri belirli maliyet ve giderlere katlanırlar ve elde ettikleri gelirlerden bu maliyet ve giderleri düşerek kar ya da zarara ulaşırlar. Yine hizmet sektöründe faaliyette bulunanalar da kira, ücret, ofis giderleri gibi birçok giderlere katlanırlar ve gelirlerinden bu giderleri mahsup ederek kar ya da zarara ulaşırlar.

Örneğin, bir otomobili üretmek için, en küçük vidalara kadar her parça sayılacak olursa yaklaşık 30.000 çeşit parça kullanılmaktadır. Bu parçalardan bazılarını fabrikalar kendi bünyelerinde üretmekte, çoğunu da tedarikçilerden temin etmektedir. Koltuk, tekerlek, direksiyon simidi, ön cam, far, sayaç gibi birçok parça tedarikçilerden temin edilebilmektedir.

Yine inşaat sektöründe de bir diareyi üretebilmek için yüzlerce kalem malzeme kullanılmakta ve hizmet alınmaktadır. Bir daire ya da bir apartman ortada ise, bu apartman ya da dairenin mimari hizmeti vardır, inşaat izinlerini alabilmek için belediyeye ödenen tutarlar vardır, beton, çimento, seramik, boru, mutfak, bahçe düzenlemesi malzemeleri, lavabo vb. bir sürü girdi bulunmaktadır. İnşaat sektörünün kanayan yarası kayıt dışı çalışan çok sayıda alt taşeron bulunmasıdır. Yine birçok kalem için belge temin edilememektedir.

Bir inşaat şirketi vergi incelemesine tabi tutulduğunda ülkemiz gerçeği olan kayıt dışı hasılata rastlanabilmektedir. Ya da firmalar inşaatın bazı kalemlerini yaptırdığı taşeronlardan fatura aldığında ya da inşaat malzemesi aldığı bazı firmalar kendi faturalarını vermek yerine başka firmalara ait faturalar verebilmekte ve faturayı alan firmalar da bu durumu idrak edemeyebilmektedir.

İnşaat firmaları kayıt dışı gelir elde etmelerinin gerekçelerini genellikle inşaat maliyetlerinin gerçeği yansıtamadığını, yaptırdıkları işler için fatura temin edememeleri gibi durumlardan kaynaklandığını ifade etmektedirler.

İnşaat firmalarının incelemelerde kayıt dışı hasılat elde ettiğinin tespit edilmesi halinde, yapılması gereken, inşaatın gerçek maliyetinin ortaya konularak olması gereken kar bulunmalı ve bu kar üzerinden vergi hesaplanmalıdır. Nitekim, Vergi Usul Kanunu da vergi incelemelerinden maksadın olayın gerçek boyutunun ortaya çıkartılması olduğunu söylemektedir. Ancak, incelemelerde maliyetler tespit edilemiyor ise firmanın kendi beyanına göre karlılığına, sektörün karlılık durumuna, Danıştay kararlarına bakılarak bir karlılığa ulaşılmalıdır ve bu karlılık üzerinden vergi hesaplanmalıdır.

Son dönemlerde incelemelerde çok sık rastlanılan durum kayıt dışı bir hasılat tespit edildiğinde ya da sahte ya da muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanıldığı tespit edildiğinde, kayıt dışı hasılat ya da sahte veya muhteviyatı itibariyle sahte diye çıkartılan faturaların tutarları üzerinden doğrudan kurumlar ya da gelir vergisi hesaplanmakta ve gerçek maliyetler dikkate alınmamaktadır. Bulunan farklar, maliyetler dikkate alınmaksızın doğrudan kurumlar ya da gelir vergisi matrah farkı olarak kabul edilip üzerinden kurumlar ya da gelir vergisi hesaplanabilmektedir. Halbuki birçok Danıştay kararında maliyetlerin de dikkate alınması gerektiği sürekli vurgulanmaktadır. Bu kapsamda yazılan raporların birçoğu da mahkemelerde düşmektedir. Maliyetler dikkate alınmaksızın doğrudan fark üzerinden vergi hesaplayıp raporun düşmesi halinde, hem Hazine alacağı vergiden mahrum kalmakta, hem de mahkemeler gereksiz iş yükü ile karşı karşıya kalmaktadır. Üstüne bir de hazine mahkeme masraflarına katlanmak zorunda kalmaktadır.

NE YAPILMALI?

Yapılması gereken olayın gerçek mahiyetini ortaya çıkarmak için karlılığa ulaşmaktır. Örneğin, sektörün ortalama karlılığı %20 ise bu karlılık oranı, ya da firmanın kendi karlılık oranı esas alınmalıdır. Böyle yapılması halinde yazılan raporlar düşmeyecek, mükellefler daha makul olan rakamları ödemek isteyecek, mahkemeler gereksiz iş yükü ile karşılaşmayacak ve hazine üste mahkeme masraflarını ödemek yerine daha kısa sürede gelir elde edecektir. Raporlarda olayın gerçek mahiyeti ortaya konulur ise herkesim bundan karlı çıkmış olacaktır.

Aslında incelemelerde karlılık tesbitine genel olarak gidilmekte idi. Ama son dönemlerde bulunan fark üzerinden doğrudan vergi hesaplanıyor ve Rapor Değerlendirme Komisyonları da bu raporları geçiriyor.

Yakın zamanda pizzacılarda yapılan incelemelerde de kayıt dışı hasılata rastlanmış olup, bunlarda da kayıt dışı hasılat nedeni ile zarar açıklamaları gerekirken zarar açıklamayıp kayden stoklarda mal tutmalarına rağmen (gerçekte bu mallar kullanılmış olup fiilen bulunmamasına rağmen) bulunan kayıt dışı rakamı matrah farkı olarak kabul edip üzerinden doğrudan vergi hesaplanmıştır. Halbuki yukarıda bahsettiğimiz üzere yapılması gereken olayın gerçek mahiyetinin ortaya konularak olması gereken kara ulaşılıp ona göre vergi hesaplanması gerekirdi. Bu halde de yazılan raporlar düşecek, gelirlerini kayıt dışı bırakanlar bu işten karlı çıkmış olacaklardır.

Vergi Denetim Kurulu ülkemizin yetişmiş insan kaynağı bakımından çok önemli bir kuruldur.  Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanları, Merkez Bankası Başkanı, Milletvekilleri, Müsteşarlar, Genel Müdürler gibi üst düzey bürokratlar çıkarmış ve çıkarmaya devam eden bir kuruldur. Bu derece yetkin bir kurul olan Vergi Denetim Kurulu bu tür durumları dikkate alarak adım atmalıdır. Rapor Değerlendirme Komisyonları daha işlevsel hale gelmelidir.

Maliyetsiz ya da gidersiz bir iş olamayacağına göre olayın gerçek mahiyeti ortaya konularak karlılık hesaplanmalıdır. Bulunan kayıt dışı hasılatlara matrah muamelesi yapılmamalıdır. Dünyanın hiçbir yerinde ciro üzerinden vergi hesaplanmaz. Bu vergi teorisine de aykırı bir durumdur. Vergi kazanç üzerinden alınır, ciro üzerinden değil!



Kaynak: Ekrem Öncü / Finans Gündem