Vergiye Uyumlu Mükellef İndirimini Etkinleştirecek Bir Öneri: Uzlaşma
(03.03.2023)
Vergiye Uyumlu Mükellef İndirimini Etkinleştirecek Bir Öneri: Uzlaşma Vergi mevzuatımızda mükellefleri vergi uyumuna...

Vergiye Uyumlu Mükellef İndirimini Etkinleştirecek Bir Öneri: Uzlaşma

Vergi mevzuatımızda mükellefleri vergi uyumuna teşvik eden çeşitli düzenlemeler mevcuttur. Adil bir vergi sistemine dahil olduklarına inanan mükellefler vergisel ödevlerini düzenli olarak yerine getirirken, bu yükümlülüklere riayet etmeyenlerin ise etkin biçimde takip edilip cezalandırılacaklarına inanırlar. Bu inaç ne denli güçlü ise vergiye uyum da o denli güçlü ve etkilidir. Yıllardır sürekli hale gelmiş vergi afları, vergisini düzenli beyan eden ve ödeyen mükelleflerde adaletsizlik duygusu yaratmıştır. Zedelenen bu adalet duygusunu kısmen de olsa tamir etmek, düzenli vergi mükelleflerini ödüllendirmek maksadıyla 2017 yılında vergi mevzuatımızda “Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” olanağı tanınmıştır. 

2017 yılında 6824 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 121 inci maddesinde yapılan düzenleme ile vergisini son üç yılda düzenli beyan eden, zamanında ödeyen ve kendisine vergi tarhiyatları ve vergi cezaları uygulanmamış mükelleflere, hesaplanan gelir veya kurumlar vergilerinin %5 oranında vergi indirimi imkânı sağlanmıştır. İndirilecek tutara o dönem için 1 milyon TL’lik bir üst sınır getirilmiş olup, ödenecek verginin indirim tutarından düşük olması halinde, artan kısmın bir yıl içinde diğer vergi borçlarından mahsup imkânı tanınmıştır. Bu düzenlemedeki üst sınır, 1.1.2023 tarihinden itibaren verilecek yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyanları için 4.400.000 TL olarak belirlenmiştir.

Sonraki dönemlerde yapılan bazı değişikliklerle, uyumluluk şartları biraz daha yumuşatılmış, yapılacak vergi ve ceza tarhiyatlarının vergiye uyumluluk statüsünü bozması için kesinleşmiş olması şartı getirilmiş, vadesinde ödenmemiş vergilerin de indirimden yararlanılacak beyannamenin verildiği tarihe kadar ödenmiş olması yeterli sayılmıştır. Hatta kesinleşen tarhiyatlarda, yukarıdaki yıllık üst sınırın %1’ini aşmayan tarhiyatlar ile mahsuben ödenen verilerde %10’u aşmayan eksik ödemeler ve 1.000 TL’yi aşmayan borçlar uyum şartları kapsamında kabul edilmiştir.

Anılan yasal düzenlemenin güncel hali aşağıdaki şekildedir.

“Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi
Mükerrer Madde 121

(6824 sayılı kanunun 4 üncü maddesiyle başlığıyla birlikte değişen mükerrer madde; Yürürlük: 01.01.2018)Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon (323 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1/1/2023 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 4.400.000 TL )Türk lirasından fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez. Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edilir.

Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;

1. (7194 sayılı kanunun 18 inci maddesiyle değişen bent; Yürürlük: 1/1/2020 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 07.12.2019)İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) olması,

2. (7338 sayılı kanunun 10 uncu maddesiyle değişen bent; Yürürlük: 1/1/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 26.10.2021)(1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde kesinleşmiş olması koşuluyla vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Kesinleşen tarhiyatların, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl için geçerli olan, birinci fıkradaki indirim tutar sınırının %1'ini aşmaması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),

3. (7194 sayılı kanunun 18 inci maddesiyle değişen bent; Yürürlük: 1/1/2020 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 07.12.2019)İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla, (1) numaralı bent kapsamındaki vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmiş olması (Ödemenin, ilgili mevzuatı gereği istenilen bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibraz edilmiş olması koşuluyla, vergi kanunları gereği doğan iade alacaklarından mahsuben yapılmış olması ve indirimden yararlanıldıktan sonra söz konusu iade alacağı tutarının mahsuben ödemesi talep edilen vergi borcu tutarının altına düşmesi hâlinde, eksik ödenmiş duruma gelen vergilerin mahsuben ödenmek istenilen tutarın %10'unu aşmaması kaydıyla, eksik ödenmiş vergiler dolayısıyla veya vergi kanunları gereğince, tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesine bağlı olarak terkin edilecek vergilerin, şartların sağlanamaması hâlinde kanunlarında belirlenen tecil süresinin sonunu takip eden onbeşinci günün bitimine kadar ödenmesi şartıyla, bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), ayrıca, vergi aslı (vergi cezaları ile fer'i alacaklar dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,

şarttır.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.

Bu madde kapsamında vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti hâlinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir.(7338 sayılı kanunun 10 uncu maddesiyle kaldırılan cümle; Yürürlük: 1/1/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 26.10.2021)

(7194 sayılı kanunun 18 inci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük: 1/1/2020 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 07.12.2019)Bu maddede geçen vergi beyannameleri ibaresi, yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi beyannamelerini; vergi ibaresi, anılan Bakanlığa bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder.

Birinci fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan tutarın %5'ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan oranı ve tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Dolayısıyla, yılda 4.400.000 TL’na kadar bir indirimin vergiye uyumlu mükellefler bakımından teşvik edici olduğu bir gerçektir. Ayrıca, bir kez indirim hakkının yitirildiği durumda üç yıl boyunca bu tutarda bir indirimden mahrum kalmanın da mükellefleri uyumlu olmaya sevk edeceğini düşünebiliriz.

Ancak burada bir başka sorun ortaya çıkmaktadır. Pek çok kurumsal ve vergiye uyum yönünden titiz davranan mükellef, çoğu zaman vergi idaresinin mevzuatın belirsiz ve muğlak alanlarındaki yorum farklılıkları ya da kasıtlı olmaksızın iş yaptıkları bazı kişilerden aldıkları belgeler nedeniyle yıllar sonra ortaya çıkan sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge iddiaları nedeniyle vergi tarhiyatlarına muhatap olmaktadır. Mükerrer Madde 121’de bu tarhiyatlar için “kesinleşme” şartının aranılması nedeniyle mükellefler “uzlaşma” yoluna gitmekten çekinmekte, içinde bulundukları ve sonraki yıllarda mahrum kalacakları uyumlu mükellef indirimi imkânı ile kıyaslama yaparak ihtilafı uzatma yolunu tercih edebilmekte, hatta bu süreçte çıkabilecek bir af yasasından yararlanmayı öngörmektedirler. Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Ek Madde 6 gereğince uzlaşma tutanakları kesin olup, üzerinde uzlaşılan vergilere karşı dava açılamamaktadır.

Bu durum, iyi niyetli ve vergi yükümlülükleri konusunda özenli mükellefleri idare ile uzlaşabilecekleri ve bir an önce ödeyecekleri basit vergi ve cezalar için ihtilaf süreçlerini uzatmaya itmektedir. GVK Mükerrer madde 121 kapsamında mükelleflerin uyumlu mükellef statülerini sürdürebilmeleri için uzlaşma imkânından yararlanma koşulunun da getirilmesi bu gönüllü uyum müessesesinin etkinliği bakımından faydalı olacaktır. Bu imkânın kötüye kullanılmaması bakımından gerekirse uzlaşmadan üç yıl içinde en çok bir kez yararlanılmış olması gibi bir sınırlama da getirilebilir.

Mükerrer madde 121’e eklenecek bir cümle ile “(uzlaşmanın yapıldığı yılda ve önceki iki takvim yılında uzlaşma ile kesinleşmiş vergi tarhiyatı bulunmamak kaydıyla) uzlaşma yoluyla kesinleşmiş vergilerin” maddenin 2 ni fıkrasının 2 nci bendindeki “kesinleşme şartının” dışında tutulması sağlanabilir.   

Bugünlerde Mecliste görüşülmekte olan vergi barışı yasa tasarısı, böyle bir düzenlemenin Kanun’a ilave edilmesinde önemli fırsattır. Vergi aflarının sürekli hale gelmesinin bir nedeni de biriken ve uzayan vergi ihtilaflarına çözüm sağlamaktır. Önerimiz, Uzlaşma müessesesinin de tercih edilebilirliğini arttıracak ve yargı sürecine giden vergi ihtilaflarının azalmasına katkı sağlayacaktır.



Kaynak: M.Yavuz Öner / KPMG Vergi