Asgari Ücret Desteğinde Bir Detaya Dikkat!
(08.03.2024)
2024 yılı asgari ücret desteğinde önceki yıllardan farklı olarak önemli sayılacak bir kural değişikliğine gidilmiştir...

2024 yılı asgari ücret desteğinde önceki yıllardan farklı olarak önemli sayılacak bir kural değişikliğine gidilmiştir. Yapılan düzenlemeyle asgari ücret desteğinden yararlanabilmek için ilk defa 2024 yılında sigortalı çalıştırmaya başlayan işverenlerin yanı sıra öteden beri sigortalı çalıştıran işverenler yönünden de ödeme vadesi geçmiş prim ve idari para cezası borcunun bulunmaması ve cari aya ait primlerin yasal süresi içinde ödenmesi şartı getirilmiştir.

Daha da önemlisi ilk defa 2019/8 sayılı genelgeyle başlanan ve 2024/3 sayılı genelgeyle devam eden uygulamaya göre, asgari ücret desteğinden yararlanmış işverenlerce 2024/Ocak ila Aralık aylarına ilişkin 28/2/2025 tarihinden önce yasal süresi dışında ve kendiliğinden verilecek ek bildirge sonrasında ilave bir prim borcu ortaya çıkarsa, ilgili ayda yararlanılmış asgari ücret destekleri gecikme zammıyla birlikte geri alınacak. Ayrıca süresi dışında verilen ek bildirge sonrası tahakkuk eden borçlar takip eden ayın sonuna kadar ödenmez ise ödemenin yapılacağı tarihe kadar yararlanılmış asgari ücret destekleri de yine aynı işleme tabi tutulacak.

Aslında asgari ücret desteğinden yararlanılan yılda tescil edilmiş işyerleri yönünden süresi dışında verilen ek bildirgelerden kaynaklanan prim borçlarından dolayı asgari ücret desteklerinin geri alınmasına yönelik uygulamaya 2019 yılında geçilmişti. Ne var ki bu şart 2024 yılından önce yalnızca asgari ücret desteğinden yararlanılan yılda tescil edilmiş işyerleri yönünden aranılmakta iken, 2024 yılında yasa metninde yapılan değişiklikle birlikte sigortalı çalıştıran tüm işverenler yönünden aranılmaya başlandığından uygulamadan etkilenecek kesim önceki yıllara göre kat be kat artmıştır.

Hatta prime esas kazancın eksik bildirilmiş olduğunun denetim elemanlarınca tespit edilmesi ve eksik bildirilen kazancın asgari ücretin onda birinden az olması halinde bu durum ilgili yıldaki asgari ücret desteğinin geri alınmasına neden olmazken, işverenlerin kendiliğinden yasal süresi dışında verdikleri ek bildirge sonrasında ortaya çıkan prim borcu asgari ücretin onda birinden az bile olsa ilgili aydaki asgari ücret destekleri alınacaktır.

2024/Ocak ila Aralık aylarına ilişkin ek nitelikteki bildirge 28/2/2025 tarihinden sonra SGK’ya verilir ise ilgili aydaki asgari ücret desteği geri alınmayacak olmasına rağmen, bu defa da ek bildirgenin 3 aylık süre dışında verilmesi nedeniyle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 103. maddesine istinaden durum denetim ve kontrolle görevli memurlara sevk edilecektir. Ayrıca tahsis talebinde bulunup SGDP’ye tabi çalışmaya başlayan ancak emeklilik şartlarını sağlamadıkları sonradan tespit edilen çalışanlar yönünden belge türü değişiklik işlemlerinin ivedilikle yapılması gerektiği veya 06111 teşvikinden ortalama hatasından dolayı yersiz yararlanıldığı tespit edilen sigortalıların cari ayda kanun numarası değişiklik işlemlerinin 28/2/2025 tarihi beklenilmeksizin bir an evvel yapılması gerektiği dikkate alındığında özellikle çalışan sayısı fazla olan işletmeler, 2024 yılındaki işlemlerini nasıl yaparlar, nasıl ederler bilinmez ama hatasız bir şekilde yapmaları gerekiyor. Aksi halde uygulamada bir değişikliğe gidilmez ise yapılacak en küçük hatanın faturası çok ağır olacaktır.

HABERİNİZ OLSUN! İŞE GİRİŞ ÖNCESİ SAĞLIK MASRAFLARINI ÇALIŞANA YANSITANLAR VAR

Oğlum 18 yaşını yeni doldurdu ve liseden sonra da okumadı. Ailede bir tek babası çalışınca işe girmek için birkaç işyerine başvurdu. En son başvurduğu mobilya imalatı yapan bir fabrika anlaşmalı olduğu özel hastaneden sağlık raporu getirmesini istemiş. Özel hastane sağlık raporu için 1.300 TL para istemiş, bunu işveren ödemez, siz ödeyeceksiniz demiş. Çocuğun zaten geliri yok, babasının aldığı maaş ortada, ne yapmamız gerekir. Fatma K.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 15. maddesinde sağlık gözetiminden doğan maliyetin ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyetin işverence karşılanacağı ve çalışana yansıtılamayacağı öngörülmüştür.

Ne var ki sağlık muayenesinin yapıldığı tarih itibariyle işverenle çalışan arasında hizmet akdinin henüz kurulmamış olması gerekçe gösterilerek Okurumuz Fatma hanımın oğlunda olduğu gibi maliyeti işverenin değil çalışanın yüklenmek zorunda bırakıldığı durumlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır.

İşin enteresan tarafı, uygulamada yaşanan bu soruna rağmen İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce yasanın çıkartıldığı 2012 yılından bu yana konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi 6331 sayılı Kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenlere onlarca farklı konuda idari para cezası uygulanırken, sağlık masraflarını çalışana yansıtan işverenlere yönelik herhangi bir müeyyideye de yer verilmemiştir.

Temennimiz o dur ki işe giriş öncesi sağlık gözetiminden kaynaklanan masrafların çalışanlardan alınmamasını sağlayacak düzenlemeler 12 yıl sonra bile olsa bir an evvel hayata geçirilir.

Okurumuz Fatma Hanım’ın oğluna geldiğimizde mevcut durumda işe girebilmesi adına ya 1.300 TL tutarındaki sağlık faturasını ödemesi ya da daha insaflı olan bir işverene iş başvurusunda bulunmasından başka bir alternatifi bulunmuyor ne yazık ki.



Kaynak: Eyüp Sabri Demirci / Karar.com