Ücretliler Adalet İstiyor
(03.10.2022)
Bugün sizlerle, seçime bir yıldan az bir zaman kala çözüm bekleyen ve önümüzdeki hafta Meclis'e sunulması beklenen Torba...

Bugün sizlerle, seçime bir yıldan az bir zaman kala çözüm bekleyen ve önümüzdeki hafta Meclis'e sunulması beklenen Torba Yasa Teklifi'nde mutlaka çözüme ulaştırılması gereken iki konuyu paylaşmak istiyorum. Bu arada ben seçimlerin 18 Haziran 2023'te değil, 30 Nisan 2023'te yapılacağını tahmin ediyorum.

TARİFE DEĞİŞİKLİĞİ

Emek gelirlerinin sermaye gelirlerine oranla daha düşük oranda vergilendirilmesini ifade eden “ayırma” kuramı ülkemizde şeklen uygulanmaktadır. Ücretlileri vergilendiren Gelir Vergisi tarifesi 01.01.2006 tarihine kadar ayrı bir tarife şeklindeydi ve ücretliler için ilk dilim diğer gelir vergisine tabi gelir elde edenlerden %5 düşük vergileme ile başlıyordu. Yapılan değişiklik ile ücretliler ve diğer Gelir Vergisi'ne tabi gelir elde edenler aynı tarifede birleştirilerek “ayırma” kuramı tarih oldu. Bu değişiklik Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince, bugünkü tarife yapısı ortaya çıktı.

Yıllar itibarıyla her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenmesi gereken tarife güncellenmedi. Bu güncelleme yapılsa idi; Gelir Vergisi tarifesinin ilk diliminde yer alan 32.000 TL 82.000 TL olacak ve bu tutara kadar olan gelirler %15 oranında vergilendirilecekti. Dolayısıyla ücretliler, nisan ayı yerine eylül-ekim ayında 2. veya 3. dilime geçeceklerdi.

Bugünkü tarifede dilim sayısı çok az sayıda belirlenmiş. Ücretli, 70.000 TL – 250.000 TL ve 250.000 TL ile 880.000 TL arasında oldukça geniş bir yelpazede sıkıştırılmış durumda. Tarifeden çıkan dramatik bir sonuç daha var. Muayenehanesi olan serbest meslek erbabı bir doktor ile bir ücretli bir yılda 880.000 TL gelir elde ettiklerinde; ücretli, serbest meslek erbabı doktordan sadece 6.400 TL daha az vergi ödemektedir! Bu sonucun “ayırma” kuramına uygun olmadığını tartışmaya gerek yok sanırım.

Milyonlarca ücretli 01.01.2023'ten itibaren uygulanmaya başlamak üzere; ücretliler için uygulanan Gelir Vergisi tarifesinin ilk dilimin vergi oranının %10'dan başlamasını ve dilim sayılarının artırılarak daha adil hale getirilmesini bekliyor. Özel sektörde, tek işverenden ücret geliri elde edene beyanname verme zorunluluğu getirip, kamuda çalışanlara 3-5 yerden maaş verip, maaşın vergisini de devlete ödetenlere duyurulur. Tek işverenden gelir elde eden çalışanlar için, tekrar beyanname vermekten istisna getirilmesi de gerekiyor.

Geçen yıl ücretliler dışında kalan toplam 4 milyon Gelir Vergisi mükellefinden beyanname ile 13 milyar 849 milyon TL, asgari ücretlinin ücret gelirinden ise 32 milyar 216 milyon TL vergi kesintisi yapıldığı gerçeği, ücretlilerin nasıl ezildiğinin ciddi bir göstergesi olsa gerek. Bu yılın başından itibaren asgari ücret kadar gelirin vergiden istisna edilmesi, tarife yapısı ve oran yüksekliği nedeniyle adaletsizliği engelleyemedi.

Borçlular yapılandırma bekliyor

Ülkemizde yaşanan trajikomik olaylar serisi, faizlerin belirlenmesinde de tam gaz devam ediyor. Faize karşıyız, “nass” var diyenler; politika faizini %12'ye indirdi ve indirmeye devam ediyor. Kamu alacağını ödeyemeyenlere uygulanan aylık gecikme zammı oranını 21 Temmuz 2022 tarihinden itibaren yıllık %19.2'den %30'a çıkartıyorlar. Devletin, 31 Ağustos 2022 tarihi itibarıyla tahsil edemediği vergi alacağı tutarı 492 milyar TL. Son 6 yılda, 5 kez af ve yapılandırma içeren yasa çıkartıldı ve yapılan tahsilat tutarı 181 milyar TL.

Yapılandırmayı ihlal edenler, yeni bir yapılandırma bekliyor. Özellikle matrah artırımı ödemelerini aksatanlar, son zamanlarda çıkan yargı kararlarında yer verilen “iyi niyetli mükelleflere matrah artırımı ihlallerinde yazılı ihtar gönderip, ödenmezse matrah artırımı iptal edilmeli” görüşüne uygun
çözüm bekliyor.

Bu tür bir düzenlemede hiçbir surette tahsil imkânı olmayan benim tahminime göre; 200 milyarı bulan fiktif kamu alacağının terkini de faydalı olacaktır. Çok sıkı çalışan vergi daireleri, geçmişe yönelik fiktif tahakkuklar nedeniyle tahsilat/tahakkuk oranlarını yükseltememekte, başarısız görünmektedirler. Böylece bu sorun da ortadan kalkacaktır. 35 yıldır tahsil edilemeyen amme alacağının 36'ncı yılda tahsil edilebileceğine ilişkin olumlu beklentinin, hiçbir mali temeli yok maalesef.



Kaynak: Nedim Türkmen / Sözcü Gazetesi