Taşeron İlişkisinde Muvazaa
(15.03.2024)
Her zaman asıl olan işverenin kendi çalışanlarıyla iş yapmasıdır. Ancak çeşitli nedenlerle bazı işler alt işverenler...

Her zaman asıl olan işverenin kendi çalışanlarıyla iş yapmasıdır. Ancak çeşitli nedenlerle bazı işler alt işverenler tarafından yapılabilmektedir. Asıl işveren alt işveren ilişkisi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2’nci maddesinde tanımlanmaktadır.

Bu kapsamda, “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye” asıl işveren-alt işveren ilişkisi denilmektedir.

Asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğunda işverenlerin müteselsil (birlikte) sorumlulukları da gündeme gelmektedir.

Ayrıca, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.

Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin “Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartları” başlıklı 4’üncü maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için gerekli şartlar hüküm altına alınmıştır.

- Asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır.

- Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.

- Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.

- Alt işverene verilen iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.

- Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi ortaklığın hissedarı olması, alt işveren ilişkisi kurmasına engel teşkil etmez.

Asıl işveren alt işveren ilişkisinin usulüne uygun kurulmadığı hallerde muvazaa gündeme gelmektedir.

Muvazaanın incelenmesinde;

- Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,

- Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı,

- Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı,

- Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,

- İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı,

- Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı,

- Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,

- Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı,

hususları göz önünde bulundurularak araştırma yapılmaktadır.

Usulüne uygun kurulmayan asıl işveren alt işveren ilişkisinin yaptırımlarından bir tanesi idari para cezasıdır. 2024 yılında geçerli olan idari para cezasının tutarı asıl işveren ve alt işverene ayrı ayrı olmak üzere 167 bin 473 TL’dir.

 



Kaynak: Resul Kurt / Ekonomim.com