İşyeri Devri

İşçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi adı verilmektedir. İşçiler tarafından yürütülen işler esas itibarıyla işyerinde gerçekleştirilmektedir.

İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime ise işyeri denilmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinde; “İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.” hükmüne yer verilmiştir.

İşyerinin veya bir bölümünün devri ise İş Kanunu’nun 6’ncı maddesinde hüküm altına alınmıştır.

İşyerinin tamamı veya bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralan işverene geçmektedir. 

Bu doğrultuda, işyerinin devredilmesine ilişkin işlemde taraflar; devreden işveren ve devralan işverenden oluşmaktadır. İşyeri devrinin bir hukuki işleme dayalı olarak yapılması gerekmektedir. Devir işlemi; satış, bağışlama, trampa, kiralama, şirketleşmeye gidilmesi ve benzeri şekillerde meydana gelebilir.

Devralan işveren, işçinin kıdem süresinin esas alındığı haklarda; işçinin, devreden işverenin yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.

Diğer bir anlatımla, işçi ve işveren arasında yapılmış olan iş sözleşmesinden doğan tüm yükümlülükler devralan işverene geçeceğinden, iş sözleşmesi tarafları bağlamaya devam etmektedir.

Ancak, işyerinin devri konusunda işçilerin onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Nitekim devir işlemi sonrasında iş ilişkisi, devir işleminin öncesinde olduğu gibi devralan işveren ile devam edecektir.

Örneğin, iş sözleşmesinde öngörülen ikramiye ödeme, ücret artışı yapma gibi yükümlülükler ve cezai şart ödemeye dair hükümler devir sonrasında da devralan işvereni ilgilendiren konular arasındadır.

Devredenin sorumluluğu 2 yıl sonra sona erer

İşyerinin devredilmesiyle, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte (müteselsil) sorumludurlar. 

Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıl sonra sona erecektir. Devreden işveren ile devralan işverenin iş sözleşmelerinin devrolmayacağı yönünde anlaşmaları geçerli olmayacaktır.

Örneğin, devir işlemi sonrasında iki yıllık süre geçmeden iş sözleşmesi feshedilen işçinin, feshe bağlı haklarından devreden işveren ve devralan işveren birlikte sorumlu olacaklardır.

Diğer yandan işçilerin kıdem süresine ilişkin hakları devreden işverenin yanında işe başladıkları tarih esas alınarak belirleneceğinden; kıdem tazminatı, ihbar süresi/tazminatı, yıllık izin hakkı gibi hesaplamalar, işçinin devreden işverenin yanında işe başladığı tarihe göre belirlenecektir.

İşyerinin devri işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmamaktadır. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih haklarıyla beraber, işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih yetkilerinin saklı kaldığı unutulmamalıdır.

Kıdem süresine bağlı haklara örnek vermek gerekirse; Devreden işverenin yanına toplam 2 yıllık kıdem süresine sahip olan işçi, devralan işverenin yanında 2 yıl daha çalıştığında; kıdem tazminatı, ihbar süresi/tazminatı ve yıllık izin hakkı 4 yıllık süre üzerinden hesaplanmalıdır.


Kaynak:Resul Kurt / Ekonomim.com